33

1.2K 171 105
                                    

"YA SANA İNANAMIYORUM! İKİ DAKİKA YA İKİ DAKİKA ŞU TRENE BİNİP GELECEKTİK BİR ÇOCUĞA SAHİP ÇIKAMADIN MI?" Jeongin, arkadaşının üzerine bağırarak yürürken Changbin kardeşinin önüne geçmiş, Hyunjin de Jeongin'i kolundan tutup durdurmuştu.

"Sakin ol Jeongin!" dedi Changbin uyarıcı sesle.

"Minho'yu gördüğümü sanmıştım, bir bakıp gelecektim. Burada beklemesini söylemiştim Chinen'e ama beklememiş." abisinin ardından mırıldandı Jisung.
"Özür dilerim."

"Henüz tamamen koreceyi öğrenememiş bir çocuktan bahsediyoruz. Seni anlamamış olabilir, duymamış olabilir!"

"Jeongin, sakin ol. Buluruz şimdi Chinen'i. Çok uzaklaşmış olamaz zaten." dedi Hyunjin. Jeongin sinirli bakışlarını arkadaşından çekip Hyunjin'e çevirdi. Ardından hızla yanlarından ayrılıp kardeşini aramaya koyuldu.

"Biz de dağılıp arayalım. Chinen'i bulan arayıp haber versin." dedi ve arkadaşlarının yanından ayrıldı. Diğerleri de dağılıp aramaya başlamışlardı.

Hyunjin; daha önce geçtikleri yerlere, Chinen ile birlikte bindikleri oyuncaklara, beğendiğini söylediği dükkanlara bakarak tüm eğlence fuarını dolaşmıştı. Sonunda çıkışa vardığında Chinen ve Chenle'yu sohbet ederken görmüş, yanlarına ulaştığında Chinen'in Haechan'ın elini sıkı sıkıya tuttuğunu fark etmişti. Hızla onlara doğru yaklaşırken seslendi.

"Miya! Nerelerdesin?"

"Amca!" çocuk kurumak üzere olan yaşlı gözlerinden tekrar damlalarını düşürerek Hyunjin'e koşup sarıldı.

"Jisung hyungun peşinden gittim ama kayboldum. Geri dönmek istedim, kalabalık geldi. Korktum, sizi görmedim. Özür dilerim!"

"Miya, ağlama. Tamam, ağlama canım. İyisin değil mi? Ağabeyin çok endişelendi. Hadi onun yanına gidelim."

"İyiyim. Beni ağabey buldu. Bana bir şeyler aldı." deyip Haechan'ı işaret etti. Hyunjin ona doğru bakıp kaşlarını çatsa da elini uzattı.

"Teşekkür ederim." dedi tokalaşırken.

"Önemli değil. Onu yalnız ve ağlarken görünce endişelendim. Çince konuşuyordu. Ne dediğini anlamayınca arkadaşımı çağırdım. Kaybolduğunu ve sizi bulamadığını söyledi. Ben de burada beklersek, illaki çıkacağınız için, bulmanızın daha kolay olduğunu söyledim." Haechan'ın açıklamasına kafasını sallayıp Chenle ile de tokalaşıp teşekkür etti. İki arkadaş uzaklaşırken Hyunjin Jeongin'i arayıp Chinen'i bulduğunu, onu çıkışta beklediklerini söyledi. Ardından Changbin'i arayıp onlara da Chinen'i bulduğu haberini verdi.

Kalabalığın arasından Jeongin endişe ile koşarak yanlarına geldi. Kardeşine sımsıkı sarılıp saçlarının arasına bir öpücük bıraktı. Chinen ise ağabeyinin ona kızacağından korkup ağlayarak özür diliyordu.

"Miya, beni çok korkuttun! Neden olduğun yerden ayrılıyorsun? Ya başına bir şey gelseydi?" dedi Jeongin. Kardeşinden biraz uzaklaşıp üstünü başını kontrol etti. Sorun olmadığını görünce kardeşinin süzülen gözyaşlarını silip yanaklarından öptü. Chinen'in biraz arkasında duran Hyunjin'e baktı merakla.

"Nerede buldun onu?" diye sordu.

"Buradaydı. Çıkışa gelip beklemiş." Chinen cevap veren Hyunjin'e bir süre bakıp sessiz kaldı. Jeongin tekrar kardeşine döndü.

"İyisin değil mi? Çok korktun mu?"

"Korktum. İyiyim. Sen iyi misin? Kızacaksın bana. Annem de kızar mı?"

"Kimse kızmayacak sana. Ben de çok korktum ama kızmam sana. Annem de kızmaz, merak etme." Jeongin kardeşini telkin ederken arkadaşları da yanlarına gelmişti.

Listen To My Heartbeat [Hyunin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin