..Telefon dört beş kere çaldı ama açan olmadı, hemen kapattım ve bir de saflığıma hayıflandım. Ne bekliyordum ki? Zaten açsa bile ne söyleyecektim? Annenle karın bana iftira atıp tehdit ettiler mi diyecektim? Bana inanmayacağı kesindi, terazinin diğer tarafı ağır basıyordu çünkü. Ne olursa olsun ailesinin yanında olurdu ve ben onun hiçbir şeyi değildim. Ağlamaktan bıkmıştım ve gözyaşlarıma da engel olamıyordum.
Birden yatağın diğer ucuna fırlattığım telefonumun çaldığını duydum, hemen yerimden sıçrayıp ekrana baktım ve oydu. Önce bir süre açamadım ama ısrarla çaldırıyordu. Kendimi biraz toparlayıp sonunda açtım.
-Rahatsız ettim sizi, kusura bakmayın.
-Ne oldu Nazenin?
Sesi çok ciddiydi, kendime daha da kızdım. Adamın işi başından aşkındı bir de benimle uğraşmasını istiyordum resmen.
-Bir şey olmadı ben bir an.. neden aradığımı bilmiyorum aslında.
-Bir şey oldu sandım, hemen açamadım toplantıdaydım. Görür görmez çıktım, evde her şey yolunda mı?
Beni aramak için toplantısını bırakması yine anlayamadığım bir hareketti ama üstünde durmayacaktım.
-Evet her şey yolunda, bildiğiniz gibi.
-Sesin iyi gelmiyor ama, annem mi bir şey söyledi?
-Hayır, hayır gerçekten sizi huzursuz ettiğim için üzgünüm. Tamamen benim çocukluğum. Görüşmek üzere.
-Dur dur kapatma. Ya da kapat. Ama beni bekle, otele geçeyim arayacağım.
-Celil bey lütfen programınızı bölmeyin, ben de daha fazla mahcup olmayayım.
-Yarım saate ararım.
Telefonu kapattı. Neydi şimdi bu? Anlam veremedim ve konuşmamızı kafamda evirip çevirirken yarım saatin geçtiğini fark ettim. Dediği saatte aramıştı.
-Şimdi rahatça konuşabiliriz.
-Ne konuşacağız bilmiyorum aslında.
-Doğru, ortam hiçbir noktamız yok değil mi seninle?
Sesi buruk çıkıyordu, nedense onu teselli etmek istedim.
-Birbirimizi tanımıyoruz, ortak noktamızın olmaması normal değil mi?
-Tanımak istiyor musun peki?
Buna ne cevap vereceğimi bilemedim, sorusunda başka bir anlam vardı sanki.
-Neden sustun? Ben seni tanımak isterdim, ilk gördüğüm andan itibaren bunu istiyorum.
-Ciddi değilsiniz herhalde?
-Ciddiyim. Seni evinde gördüğüm o ilk akşamdan beri bir kere bile olsa seninle konuşmak için can atıyorum. Ama sıradan bir konuşma değil, insanların birbirine kendilerini açtıkları türden bir konuşma.
-Hayatım boyunca böyle bir konuşma yapmadım.
-İnanır mısın ben de.
İkimiz de güldük. O an fark ettim ki aylardır ilk defa gülümsüyordum. Bir anlık sessizlikten sonra yine konuşmaya başladı.
-Belki bir gün yaparız bu konuşmayı öyle değil mi?
-İster misiniz bilmiyorum, bende bulacağınız bir derinlik yok çünkü, göründüğüm gibi basit biriyim.
-Basit biri gibi görünmüyorsun, aksine basitin tam tersisin.
-Yanılıyorsunuz.
-Yanılmadığımı biliyorum, aklından geçenleri ve hissettiklerini bana anlatmanı çok istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİCDAN
Romance"Beni alıp en tepeye çıkarmandan korkuyorum. Hayatta hiç bilmediğim ve inanmadığım şeyleri bana göstermenden korkuyorum, çünkü biliyorum ki içinde var bunlar. Buna inanmaktan, kendimi bırakmaktan ve savunmasız kalmaktan korkuyorum. Kafanda yarattığı...