ÖZEL BÖLÜM

1.3K 54 9
                                    

Kızım beşiğinde uyuyor, saatlerdir onu izliyorum. Aslında ağlamasına uyandık ama Celil alıp yatağımıza getirdi. Ben onu emzirirken bize o kadar hayran hayran bakıyordu ki, bakışları içimi sıcacık yapıyordu. Uyuduktan sonra onu kucağımdan alıp beşiğine götürdü, gelip bana sımsıkı sarıldı ve hemen uykuya daldı. Ama benim gözüme bir türlü uyku girmiyordu. Kalkıp kızımın odasına gittim, onu uyurken izlemek beni her zaman sakinleştiyordu.

Çok masum ve çok güzeldi. Burnu ve dudakları tamamen Celil'in kopyasıydı ama gözlerini benden almıştı. Yine de yüzüne bakar bakmaz insanın aklına önce Celil geliyordu.

Onu neredeyse kaybedeceğimizi düşünmeden bir kere bile yüzüne bakmadım şimdiye kadar. Bu aklımdan bir saniye bile çıkmadı. Ya onsuz olsaydık? Hayatımıza nasıl devam edecektik? Bu sevgiyi yaşamadan geçen zamana nasıl tahammül edecektik?

Celil'le ilgili kuşkularım vardı aslında, ister istemez bu kadar kesin bir dille çocuk istemediğini bildiğim bir adamın hayatına birden bir bebek soktuğumda bocalayacağını düşünmüştüm. Ne kadar yanıldığımı daha onunla kızımı birlikte gördüğüm ilk an anladım. Kızımı yoğun bakımdan çıkarıp odama getirdiklerinde onu önce Celil'in kucağına verdiler. Bana vermesi için kollarımı uzattım, sabırsızlığım artmıştı ama onun bırakmaya hiç niyeti yoktu. Gözlerine baktım, kızımıza bakışı şimdiye kadar hiç görmediğim türde bir şefkatti. Sanki kalbimi çıkarıp orada ona verecek gibiydi. Gözleri dolduğunda aceleyle benim kollarıma verip odadan çıktı. Yalnız kalmanın onun için şu an daha iyi olduğunu düşünüp ona izin verdim. Akşam tekrar odaya geldiğinde ağladığı belliydi, gözleri kıpkırmızıydı ama garip bir şekilde huzurluydu da. Sonradan bana kendinin de itiraf ettiği gibi hayatı boyunca gerçek anlamda huzuru ilk defa bulmuştu. Ama beni ve kızımızı ayırmıyordu, ben olmasam da eksikti, kızımız olmasa da. İkimiz onu sonunda tamamlayabilmiştik.

Yine de bazı geceler kabusla uyandığı oluyor, kalkıp ışığı açıyorum ve yanında beni gördüğünde bir an inanamaz gözlerle bana bakıyor, artık yanında olduğumu, aile olduğumuzu unutmuş gibi. Sonra yüzü aydınlanıyor, göğsüne beni bastırıp derin derin nefesler aldığını duyuyorum.

Mutluyuz hatta çok mutluyuz ama bu bedelsiz bir mutluluk değil. İkimiz de taşıyabileceğimizden çok fazla bedel ödedik bu mutluluk için, o yüzden daha kıymetli. O yüzden daha hakiki.

İsmini Umut Nazlı koyduk, önce bana en karanlık zamanlarımda umut oldu sonra da babasına. Hayatımızı kurtardı daha minicikken. İleride ona yaşadığımız günleri anlatmamakta kararlıyız. Celil de ben de sadece aşkımızı anlatacağız ona. Gerisini bilmesini istemiyoruz. Onu ne kadar sabırla beklediğimizi söyleyeceğiz, ne kadar çok istediğimizden bahsedeceğiz.

Bizimle birlikte etrafımızdaki insanlar da mutluluğu buldu. Annem burada kendine bir terzi dükkanı açtı. Paraya ihtiyacımız yok evet ama bir şeylerle uğraşmak istedi, babamın acısıyla anca böyle baş edebileceğini bildiğim için sesimi çıkarmadım. Huzurlu ve eksik devam ediyor hayatına. Kızı ve torunu hep yanında olsa da gözlerinden karanlık bulutların geçtiğini görüyorum bazen, babamı özlüyor. Ben de özlüyorum onu, torununu görsün çok isterdim ama maalesef olmadı. Bir yerlerden bizi izliyor biliyorum, her şeyi atlattığımız için bizimle gurur duyuyor.

Mahir evlendi, hem de su perisi gibi bir kadınla. Tam da ona yakışanı buldu, onun adına o kadar mutluyuz ki. Geçmişten bahsetmiyoruz artık bir araya geldiğimizde, sadece gelecekten konuşuyoruz. Kıyısından döndüğümüz felaketler yokmuş gibi davranıyoruz. Böylesi daha iyi, daha kolay geliyor.

Lale hanımı maalesef kaybettik. Umut Nazlı doğduktan üç ay sonra bir kalp kriziyle aramızdan ayrıldı. Torununu en azından gördü, onunla zaman geçirebildi diye teselli buluyoruz ama Celil yine de uzun süre kendine gelemedi. Aslında daha da büyük bir etki bırakacağını düşünmüştüm Celil'in üzerinde, hatta eski travmalarını tetikleyeceğini sanmıştım ama korktuğum gibi olmadı. Acısını yaşadı, yasını tuttu ve devam etti. Artık en büyük korkusu biziz çünkü, bize bir şey olmasından ödü kopuyor. Hayattaki yerimizi sonunda bulduk. Ben de o da ömrümüz boyunca aradık bunu, ama sonunda bulduk. Pek az insana nasip olmuştur bu herhalde değil mi? O yüzden çektiğim tüm acılar silindi gitti.

Ben de boş durmadım, bir yıl gecikmeli de olsa sınavıma girdim ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandım. Celil'in yüzündeki sevinç görmeye değerdi o gün. Göğsü kabarıyordu gururdan. Kucağımda bebeğiyle üniversiteli bir anne oldum anlayacağınız. Ama şimdiye kadar hiç zorlanmadım. Celil ne zaman biraz sıkışacak olsam hemen yanımda belirdi, her şey için benden daha çok çabaladığını görmek beni o kadar heyecanlandırıyor ki.

Sadece son zamanlarda inanılmaz baş ağrıları oluyor. Bir türlü doktora gitmeye ikna edemiyorum onu, önemli bir şey değildir diye geçiştiriyor ama içim titriyor ona bir şey olacak diye. Onu yeni kazandım bir daha kaybedemem. Bir daha asla olmaz.

Şimdi Umut Nazlı'nın beşiğinin başında otururken işte bunları düşünüyorum. Nerelerden geçtiğimizi, verdiğimiz emekleri, kaybettiğimiz şeyleri. Hepsini toplayıp çıkardığımda kârdayız biliyorum. En sonunda aileme kavuştum. Bir zamanlar hayattan bile ümidini kesmiş bir kızdım. Ailem beni bir adama resmen sattı. Aşağılandım, ezildim, örselendim. En kötüsü sevdiğim adamın yokluğuyla sınandım. Çocuğumu kaybetme tehlikesini yaşadım. Şimdi bakıyorum ikisinin de nefesi evi dolduruyor. Varlıkları içime huzur veriyor. Celil'le dolu olan kalbim büyüdü ve artık Umut Nazlı da orada kendine babasıyla birlikte en büyük yeri aldı. Ölene kadar hep böyle olacak. Onlar benim nefes alma nedenlerim, tüm bir hayatın eşsiz ödülleri.

—————————SON——————————

VİCDANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin