Eve girdiğimizde hepsi hayran kaldılar. Özellikle kadınlar, hatta özellikle Ece.
-Celil'in zevki mi yoksa sizinki mi? Celil zevklidir ama böyle dekorasyon işlerinden falan pek anlamaz.
Bu kadar yakın konuşması sinirimi bozdu. Celil şöyledir böyledir tarzı konuşmaları özellikle seçtiğini düşünüyordum. Ben onu yıllardır tanıyorum, hatta senden çok daha iyi tanıyorum demek istiyordu işte. Ama bozulduğumu belli etmeden kibarca cevap vermeyi tercih ettim.
-Hayır benim zevkim tamamen. Celil hiçbir şeye karışmak istemedi, hepsini bana bıraktı. Ama beğenmenize çok sevindim.
Ece'nin yanında bir de onun uydusu gibi hareket eden İrem adında bir kadın vardı. Kendine ait pek bir fikri yok gibiydi, sadece Ece'nin ağzının içine bakıyordu ve her dediğini onaylıyordu. Onlardan çok rahatsız oldum, en itici bulduğum arkadaşlık şekliydi çünkü. Birinin diğerini kontrol altında tuttuğu şeye arkadaşlık denilebilirse tabi. Ama Mahir ve Murat gerçekten de sıcakkanlı insanlardı. Benimle de yapmacık değil samimi konuşuyorlardı.
-Ben bir Celil'e bakayım, duştaydı çıkmıştır.
Onlarla yalnız kalmak istemedim çünkü ne konuşacağımı bilmiyordum. Konuşacak neyim vardı ki? Hepsi yıllardır birbirini tanıyordu ve ortak ilgi alanları vardı. Benimle sohbetleri iki kelimeyi geçemezdi. Zaten ben de pek konuşkan ve sıcakkanlı biri değildim.
Yatak odasına gittiğimde Celil'i giyinirken buldum.
-Geldiler mi? Hemen geliyorum.
Gidip beline sarıldım, mis gibi kokuyordu.
-Böyle yaparsan bütün akşam bizi beklerler.
Gülümsedim, kokusunu içime çektim.
-Seni sorup duruyorlar zaten, hadi gidelim.
-Sevdin mi hepsini? En çok hangisine ısındın?
-Mahire tabi ki, ama Murat da iyi birine benziyor.
-Ece'yle İrem?
-Bilmiyorum daha yeni gördüm, hemen karar veremem.
-Sevmemişsin.
Gülüyordu, hoşuna giden neydi bu durumda anlamadım.
-Ne var komik olan?
-Bilmem acaba neden sadece kadınları sevemedin diye düşündüm.
-Niyeymiş? Belli ki sen nedenini biliyorsun.
-Beni kıskanmış olabilir misin?
-Ha ha ha. Çok komik. Hadi yürü.
Aşağı indiğimizde koyu bir sohbetin içindeydiler, Celil'i görünce Ece resmen çığlık attı.
-Bu ne hal? Sana ne oldu böyle? Bir deri bir kemik kalmışsın. Gözlerin yüzün çökmüş resmen.
-Ben de seni gördüğüme sevindim Ece.
Gidip sarıldı. O kadar uzun süre bırakmadı ki Celil'i sinirim bozulmaya başladı.
-Cidden ama ne bu halin? Bir yıl mı oldu görüşmeyeli? Başına büyük bir felaket gelmiş gibisin.
-Aksine başıma dünyanın en güzel şeyi geldi.
Gelip yanıma oturdu ve elimi eline alıp kucağına koydu.
-Sahi sizi tebrik etmedim, Celil evleneceğinizi söyledi. Yani tabi önce boşanması gerek ama yine de şimdiden kutlarım.
Her lafının altında bir ima vardı ama ispat edemezdiniz asla, en tehlikeli insan türüydü bana göre. Mesela Aliye ya da Lale hanım dümdüzdü. Niyetlerini herkes anlardı ama bu kadın öyle değildi. İyi niyet maskesi ardına saklanmış kötülükten daha tehlikeli ne olabilirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİCDAN
Romance"Beni alıp en tepeye çıkarmandan korkuyorum. Hayatta hiç bilmediğim ve inanmadığım şeyleri bana göstermenden korkuyorum, çünkü biliyorum ki içinde var bunlar. Buna inanmaktan, kendimi bırakmaktan ve savunmasız kalmaktan korkuyorum. Kafanda yarattığı...