59. Bölüm

948 75 30
                                    

Celil'e gitmeden önce bir mektup bırakmak istedim, nasıl ulaştıracağımı bilmediğimden onu birkaç parça eşyamla birlikte evimize götürüp bırakacağım. Mutlaka bir gün gidecektir o eve, ne zaman giderse gitsin okudukları benim o an hissettiğim duygular olacak yine, o yüzden gönül rahatlığıyla yazabilirim.

Her yer sessiz, gün doğmak üzere. Bir hafta sonra yola çıkıyoruz. Hemen hemen tamamen toparlandık. Ben Celil için, onun en sevdiği elbisemi çıkarıp koydum yatağın üzerine. Kırmızı üzerine beyaz papatyalar olan kumaş bir elbise. Bunu giydiğimde gözleri bir başka parlardı. Alev alev yandığını uzaktan bile hissederdim. Şimdi bakamıyorum bile ona, götüreceğim mektupla birlikte. Aynı zamanda da onun sevdiğim kazaklarından birini alacağım evden yanıma. Böyle düşündüm, doğru mu yapıyorum bilmiyorum. Acımı daha da çoğaltmaktan başka bir işe yaramaz belki de. Ama ona yazmalıyım, kimseye söyleyemiyorum çünkü. Kime söyleyebilirim zaten? Ona hissettiğim şeyleri ancak ona söyleyebilirim. Bir gün okuyacağını umut ederek başlıyorum.

Sevgilim..

Sonumuzun böyle olacağını kim bilebilirdi değil mi? Sana ulaşıp ulaşamayacağını bile bilmediğim bir mektupla veda ediyorum. Oysa hayallerimiz ne kadar farklıydı.

Herkes bu günlerin geçeceğini söylüyor, unutacağımı ve yeni bir hayata başlayacağımı. Karşı çıkmıyorum, tartışmıyorum kimseyle. Ne söyleyebilirim? Kalbimin senin için nasıl yandığını benden başka kimse bilemez. Sen bile. Bilseydin her şeye rağmen gelirdin, beni bırakmazdın.

Hala inanamıyorum, gittiğine, bittiğine. Kendimi dünyada yapayalnız kalmış gibi hissediyorum. Etrafımda beni seven, iyiliğimi düşünen insanlar olsa bile. Evet samimiyetle benim için çabalayanlar var ama ben kendimi savunmasız hissediyorum. Kimsem yok sanki, bana bir şey olsa beni koruyacak kimsem yok. Korkmuyorum kendim için, bana ne olursa olsun ama.. Neyse hayatta kalmalıyım sonuç olarak. Sen de benim için böylesinin daha iyi olacağını düşünüyorsun herkes gibi. İnsanları anlıyorum ama seni anlamıyorum. Sen beni herkesten iyi tanıyorsun. Sana aşık oldum ve benim için hayat burada kaldı, ilerlemedi. Bilmen lazım Celil, ötesini göremiyorum, gidemiyorum. Anlaman lazım, kurduğum gelecek sadece senin içinde olabileceğin olasılıklar üzerineydi. Şimdi kalkıp bana yeniden yaşa diyemezsin. Aklım almıyor, diyelim ki ben birine aşık olsam, evlensem, çocuğum olsa mesela, dediğin gibi mutlu olsam yeni bir hayatta ve bir başkasıyla hiç için sızlamayacak mı? Hiç pişman olmayacak mısın? Ben seni böyle görsem dünyam başıma yıkılırdı. Seni elimle başka birine ölsem veremezdim. Belki bencil dersin bana, cidden de bencilliktir benimkisi belki de ama böyle hissediyorum ne yapayım? Benim aşkım da böyle bir aşk, vazgeçemiyorum ne olursa olsun, senin aksine.

Hayır sana kızmıyorum, seni anlıyorum ve senin için kahroluyorum. Seni bağrıma basıp geçecek demek istiyorum, ben yanındayım. Neden izin vermedin buna? Neden beni böyle eksik bıraktın? Sebeplerini biliyorum ama içim soğumuyor, her şekilde üstesinden gelirdik. Beni üzeceğinden ve sonunda senden nefret edeceğimden korkuyorsun biliyorum, hayatımı mahvetmekten korkuyorsun. Ama sevgilim, hayatım çoktan mahvoldu biliyor musun? Bundan sonra ne yapsam içimdeki koca boşluk dolmayacak benim. O parçayı alıp götürdün, sen geri gelip bana o parçayı vermedikten sonra ömür boyu o yokluk hissi sürecek.

Kolay yolu seçtin, içinin yandığını biliyorum ama sen gerçekten de kolay yolu seçtin. Bana kızma, senin yaşadığın acıyı ben de yaşıyorum üstüne bir de sevdiği tarafından terk edilen benim. Evet beni terk ettin. Sen bunun adına ne dersen de ama sonuç olarak terk edildim.

Bana yanımda olduğunu söylediğinde sana inandım, herkesi karşıma alırdım herkesi. Yine de alırım, tek sözüne bakar biliyor musun? Her şeyi bırakmam senin dudaklarından çıkacak tek bir söze bakar. Gel demene.. Ama asla demeyeceksin değil mi? Seni taınıuorum, kafanda verdiğin kararı kimse değiştiremez, ben bile.

Keşke başa dönebilsek, seni gördüğüm ilk ana.. O evde hapis hayatı yaşadığım zamanlara, çektiğim tüm sıkıntılara değiyordu senin kapıdan girmen. Şimdi elimde ne kaldı? Bomboşum. Yersiz yurtsuzum.

Ama yine de hiçbir şeyden pişman değilim, yine sana gelirdim her şeyi bilseydim bile. Tim bu acıları çekeceğimi bana önceden söyleselerdi yine sana koşardım. Çünkü tek çarem sensin, tek umudum.

Bunları söylüyorum ama içten içe ben de biliyorum, gittiğini, bir daha dönmeyeceğini. Bittiğini biliyorum. Biz bambaşka bir zamanda kaldık. Hiç değilse son kez yüzünü görseydim, bir kere daha sesini duysaydım.

Kabuslarım beni rahat bırakmıyor, göğsümde bir alev topuyla nefes nefese uyanıyorum her gece. Yanıma bakıyorum, boş. Orada olman için her şeyi yaparım. Ama yoksun. Elim boşluğa gidiyor. Artık ağlayamıyorum bile, sessizce boyun eğiyorum.

Eskiden sen evden gittiğinde ne çok korkardım, sana söylemezdim ama geri gelmeyeceksin gibi gelirdi hep. Sana bir şey olacak gibi gelirdi. Ben yanında olmayınca sana biri zarar verecek diye düşünürdüm. Her taraf tehlikeliydi benim gözümde. Öleceksin diye korkardım. İçimi kemirirdi bu düşünce, ta ki seni yeniden görene kadar. O an boynuna sarıldığımda bir gün senden önce ölmeyi dilerdim. Sensizliğin acısını yaşamamak için, çünkü sadece ölüm ayırır zannederdim bizi. Meğer bu da bir çeşit ölümmüş. Ya sana bir şey olursa? Haberim bile olmazsa? Sen bunu hiç düşünmüyor musun? Ya bana bir şey olursa?

Neyse çok uzattım sanırım, seni daha da kahretmek değildi niyetim. Seni bana veren bu yerden ayrılmadan önce sana son kez veda etmek istedim sadece. Herkes burada sadece üzüntülerin olduğunu söylüyor, ama burası aynı zamanda seninle tanıştığım yer. Ömrüm boyunca sevgiyle anacağım, ucu sana dokunan hiçbir şeyden nefret edemem.

Sana en sevdiğin elbisemi bırakıyorum, yalan söylemeyeceğim görünce beni özle istiyorum, kokumu içine çek ve artık dayanacak gücün kalmasın, gel beni al istiyorum. Seni bekleyeceğim, elli yıl sonra gelsen bile seni bekliyor bulacaksın beni.

Gelmezsin ama değil mi? Kendimi boşuna kandırıyorum. Belki bu mektubu bulamayacaksın bile. Yine de şansımı deniyorum.

Hayat benden çok şey aldı ama seni verdi. Sen hala benimlesin. Nefes aldığım sürece yanımdasın. Ne söylesem ne yapsam acaba Celil şu an ne derdi burada olsaydı diye düşünüyorum ve inanır mısın sesin kulağıma o kadar net geliyor ki bir an ciddi ciddi buradasın zannediyorum.

Ben sana aitim. Her zaman öyle olacağım.

Seni seviyorum. Çok seviyorum.

                                                          -Nazenin

Mektubu bitirdiğimde her yer tamamen aydınlanıyor. Annem uyanmadan çıkıp hemen gelmem gerekiyor. Onunla bu konuyu tartışacak gücüm yok çünkü.

Sessizce evden çıkıyorum, bir zamanlar evim olan şimdi ise kimsesiz, ıssız, bomboş kalan eve doğru gitmek için bir taksi çeviriyorum.

(30 beğeni sonrasında yeni bölüm gelecektir, hikayenin gidişatıyla ilgili önerilerinizi bekliyorum🥰, herkese iyi okumalar ♥️)

VİCDANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin