Sonunda kendimi biraz daha sakinleştirip babamın yanına çıkabildim. Yanında annem ve İbrahim bey vardı, onun yüzüne bile bakamadım. O kadar utanıyordum ki, Celil aşağıda beni çok kötü bir duruma düşürmüştü çünkü.
Babam beni görünce yüzü aydınlandı.
-Hoş geldin kızım, nerde kaldın? Ben de annene arattıracaktım şimdi.
-Geldim işte, iyi misin baba? Bugün daha iyi görünüyorsun.
Halbuki yalan söylüyordum, daha da kötüydü hali. O da yalan söylediğimi biliyordu, her geçen gün kötüye gittiğinin farkındaydı. Yalanıma yalanla karşılık verdi.
-İyiyim, seni gördüm daha iyi oldum.
Bir süre kimse konuşmadı, sessizliği İbrahim bey bozdu.
-Ben gideyim artık, siz de dinlenin.
Kapıya yönelince ben de arkasından çıktım. Kapıyı arkamdan kapatıp ona seslendim. Yanıma geldi.
-Efendim, bir şey mi oldu?
-Ben özür dilemek istiyorum, aşağıdaki olay için. Aslında Celil hiç öyle biri değildir.
-Herkes kendi özürünü kendi dilemeli. Siz bir hata yapmadınız ki.
-Onun yerine diliyorum. Sadece her şey üst üste gelince ne yapacağını bilemiyor. Siniri bundan.
-Her şey sizin de üstünüze geliyor ama ona buna sebepsiz yere saldırdığınızı hiç görmedim.
-Dediğim gibi çok sinirleri bozuk, belki ben de olsam aynı tepkiyi verirdim onun yerinde.
-Nazenin hanım.. kendinizi kandırmayın diye tavsiye vermek isterdim size. Ama böyle bir hakkım yok tabi. Yine de umarım kendiniz için doğru olanı görebilirsiniz.
Dedi ve gitti. Celil'e kızgındı tabi bunu bekliyordum zaten ama söyledikleri sadece ona bir tepki değildi. Aynı zamanda bana da bir uyarıydı. Konuşmamıza kafa yoracak zamanım olmadı çünkü annem yanıma geldi.
-Nazenin baban seni çağırıyor, ben kantine iniyorum bir şeyler yiyeceğim. Seninle konuşacakları varmış. Yalnız kalsanız daha iyi.
-Tamam gidiyorum, ha anne bu arada Aliyeden haberiniz oldu mu hiç?
-Yok nereden olsun, Celil'in de alacağı olsun yani bir kere gelip de babanı sormadı.
-Onun derdi kendine yetiyor şu anda.
-Aman bırak Nazenin sen de, bir kat çıkıp babana bakmak çok mu zor? Sözüm ona uğruna dünyaları yakacağı kadının babası bu, ne derdi olursa olsun insan bir gelir bakar değil mi? Aynı hastanede olmasak neyse diyeceğim.
-Boş ver anne, tek düşündüğüm şu an babam ve Aliyenin bir an önce kurtulması.
-Kurtulsa ne? Kollarını açıp sana mı koşacak kızım? Adamı bak nasıl korkuttu, bundan sonra onu üzecek bir şey yapmaya cesaret edemez. Sen bence kendini düşün sadece. Bundan sonra ne yapacağını düşün.
Arka arkaya ikinci uyarıydı, herkes benim göremediğim bir şeyleri görüyordu anlaşılan. Ya da görüp de görmek istemediğim belki de.
Babamın yanına tekrar gittiğimde önce uyuyor sandım ama benim geldiğimi fark edince hemen gözlerini açtı.
-Nazenin gel kızım, biraz konuşalım.
Yanına gittim, ellini tuttum. Buz gibiydi. Sanki şimdiden ölü birinin elleriydi, bu düşünceyi hemen kafamdan uzaklaştırdım.
-Kızım ben yolun sonuna geldim, bunu biliyorum daha da ötesi hissediyorum artık.
-Baba lütfen bana böyle şeyler söyleme.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİCDAN
Romance"Beni alıp en tepeye çıkarmandan korkuyorum. Hayatta hiç bilmediğim ve inanmadığım şeyleri bana göstermenden korkuyorum, çünkü biliyorum ki içinde var bunlar. Buna inanmaktan, kendimi bırakmaktan ve savunmasız kalmaktan korkuyorum. Kafanda yarattığı...