Uzun bir süre ikimiz de konuşmadık, üzerimizden bir fırtına geçmişti. Bu gecenin böyle sonuçlanacağını tahmin etsem de bu kadar büyük bir olay beklemiyordum. Aslında Celil benim için hiçbir şeye sesini çıkarmazdı, arada kalmayayım diye susardı ama bana laf edilince dayanamamıştı. Onu suçlayamazdım çünkü ben de aynı şey olduğunda onu korumak için her şeyi yapardım.
Yavaşça kalkıp masaya doğru gittim.
-Şunları toplayayım.
-Haklılar biliyorsun değil mi?
-Ne?
-Söylediklerinde haklılar, seninle evlenmeyerek onların ağzına bu lafı biz veriyoruz.
-Umurumda değil.
-Ama benim umurumda, kimsenin sana olan sevgimden şüphe etmesini istemiyorum. Baksana seni metresim olarak görüyorlar, sana bu saygısızlığı kabul edemiyorum.
-Biz mutluyuz değil mi? Gerisi önemli değil. Mutlu değil misin yoksa?
-Bunu sana sormam lazım, ne de olsa babası tarafından zorla birine verilen sensin.
-Yapma Celil buna mı bozuldun? Ben onu söylerken..
Sözümü kesti.
-Neyse ne işte, yalan da değil. Zorla oldu. Evlenmek için de seni zorlamak istemediğimden dolayı sustum şimdiye kadar. En azından o senin istediğin zaman olsun dedim ama bu kadar uzatacağını düşünmedim.
-O söylediğime kırılmanı beklemiyordum, yani bir an sinirle babama ettiğim bir laftı, seninle bir ilgisi yoktu. Evlilik işini de istemediğimden değil yani bunu açıklamak bile saçma geliyor zaten anladığını düşünüyordum. Şu an yeni bir olaya daha katlanmak zorunda kalmayalım diyeydi. Zaten ince bir ipin üzerinde yürüyoruz ve sen Aliyeden boşanmak istediğinde yer yerinden oynayacak. Sadece bu yüzden korkuyorum.
-Oynasın ne var? Neden korkun? Yer yerinden oynasın. Ben her koşulda senin yanında olacağım yetmiyor mu? Yoksa kendinden mi emin değilsin? Bu kadar aksiyon sana yetti mi?
-Saçmasapan konuşmaya başladın. Ben yatacağım.
-Kaç tabi, sorunları çözmek yerine ertele. Ölene kadar burada böyle mi yaşayacağız?
-Yaşayalım ne fark eder ki? Evlenip ne yapacağız? Çocuk mu?
Birden irkildi ve bana inanamayarak baktı. Canını acıtmak için söylemiştim evet çünkü sinirliydim ama daha ağzımdan çıkar çıkmaz yüzünü gördüğümde pişman oldum buna.
-İkimiz de sinirliyiz Celil bence sonra konuşalım.
-İyi geceler.
Başka hiçbir şey demeden yukarı çıktı. Üst kattaki balkona oturup sigarasını yaktı. Yanına gitmedim çünkü yalnız kalmamız şu an için daha iyiydi.
Odamıza gidip yatağa girdim, çok yorgundum ama uykum kaçmıştı bir kere. Dönüp duruyordum. Aslında Celil'in buraya mı geleceğini merak ediyordum. Çok kırmıştım bu gece onu ve belki de benimle yatmayacaktı.
Saatler geçti ama gelmedi, o olmayınca ben de uyuyamıyordum. Tam kapıya arkamı dönmüştüm ki içeri girdiğini duydum. Sessizce hareket ediyordu. Uyduğumu düşünüyordu. Usulca yatağa girdi. Nefesini dinledim bir süre, sonra kendimi ona doğru ittim. O da arkadan belime sarıldı. Parmaklarını parmaklarıma geçirdi ve kendine iyice çekti beni. İkimiz de konuşmadık. Kızgındı biliyorum ama kızgınlığıyla sevgisini ayrı tutabiliyordu. O başka bir konuydu bu başka. Onun en sevdiğim özelliklerinden biri de buydu.
Sabah uyandığımda yanımda değildi, telefona baktım saat öğlene geliyordu. Kalktığını ve evden çıktığını hiç duymamıştım. Beni uyandırmamak için sessizce gitmişti muhtemelen. Aşağı indiğimde de kahvaltıyı hazır gördüm. Canım bir şey istemiyordu ama biraz didikledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİCDAN
Romance"Beni alıp en tepeye çıkarmandan korkuyorum. Hayatta hiç bilmediğim ve inanmadığım şeyleri bana göstermenden korkuyorum, çünkü biliyorum ki içinde var bunlar. Buna inanmaktan, kendimi bırakmaktan ve savunmasız kalmaktan korkuyorum. Kafanda yarattığı...