Hala karşımdakinin o olduğuna inanamıyordum, yüzüne dokunmak için elimi hafifçe kaldırdım. Parmaklarım sakallarında gezdi, iç çekişini duydum.
-Gerçekten sensin.
-Benim, buradayım. İyisin Nazenin, ben yanındayım. Gel, yat şimdi. Tut elimi.
Elimi tutup beni yatağa götürdü. Bebek gibi üstümü örtüp yastığımı düzeltti. Saçlarımı geriye attı ve usulca okşamaya başladı. Yüzünden başka bir yere bakamıyordum, sanki gözlerimi kaçırırsam yok olacaktı. Gözlerinde o kadar endişe dolu bir ifade vardı ki, o an bebeğim tekrar aklıma geldi.
-Senden sakladığım için bana kızgın mısın?
-Hayır, kızmaya hakkım yok. Yaşadığın her şeyin sorumlusu benim ama..
Sözünü tamamlamasına izin vermedim.
-Onu koruyamadım, çocuğumuza sahip çıkamadım.
Ağlamaya başladım ama hemen gözyaşlarımı sildi.
-Nazenin sakin ol, bak bana. Gözlerime bak. Kızımız ölmedi, bizi terk etmedi.
Duyduğuma inanamadım, beni avutmak için söylüyor sandım ama böyle bir yalan söylemezdi değil mi?
-Doğru mu bu? Ama ben.. çok kan akıyordu. İkimiz de öleceğiz sandım.
Bir an konuşamadı, yüzündeki acıyı adeta okuyabiliyordum.
-Hayata tutundu kızımız, senin gibi güçlü. Beni bırakmadı, ikiniz de beni bırakmadınız.
-Onu görmek istiyorum, götür beni ona yalvarırım.
-Yoğun bakımda ama endişelenme, çıkacak yakında. Yine de uzaktan görebiliriz, aynı sana benziyor.
Gülümsedi.
-Sen gördün mü?
-Evet her saat başı gidip onu izliyorum. Senin yanında olmadığım zamanlarda o camların arkasından onu seyrediyorum. Şimdi de oradaydım.
-Ben kaç gündür kendimde değilim?
-Çok kan kaybetmiştin, dört gündür uyuyorsun. Önce seni de yoğun bakıma aldılar, dün çıkardılar. Hayatımın en kötü dört günüydü. Ellerimden kayıp gidiyordun ve öylece beklemekten başka bir şey yapamıyordum. Tek tesellim kızımızın nefes aldığını bilmekti, ama sen yoksan hiçbir şeyin anlamı kalmayacaktı ki.
Daha fazla konuşamadı. Kızımızdan bahsederken sevgi doluydu. Aklımdaki soruyu sormak zorundaydım, ertelemenin anlamı yoktu.
-Onu sevdin mi yani? Babası olmayı istedin mi?
Elimi alıp dudaklarına götürdü.
-Hayatımda böyle bir şey hissedebileceğimi bir an bile düşünmemiştim ama onu görür görmez babası gibi hissettim kendimi, yüzünü gördüğüm an tüm ömrümü onun için yaşayacağımı, onu korumak için her şeyi yapabileceğimi hissettim.
Hayat ne kadar garipti. Onu belki de hiç görmeyeceğini düşünüyordum ama benden bile önce görmüş, onunla annesinden bile önce bağ kurmuştu.
-Orada kanlar içinde yatarken bana fotoğrafını göndermiş, kendime geldikten sonra gördüm. O an anladım nasıl büyük bir hata yaptığımı, seni o halde görünce bildim ki sana bir şey olursa yaşamam imkansızdı. Bu düşünceyle avundum, sen gidersen ben de arkandan gelecektim. Seni öyle yalnız bıraktığım için kendime lanet ettim. Senin için en iyisini seçtiğimi zannediyordum ama orada seni görünce anladım ki bizim için en iyisi sadece yan yana olmamız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİCDAN
Romance"Beni alıp en tepeye çıkarmandan korkuyorum. Hayatta hiç bilmediğim ve inanmadığım şeyleri bana göstermenden korkuyorum, çünkü biliyorum ki içinde var bunlar. Buna inanmaktan, kendimi bırakmaktan ve savunmasız kalmaktan korkuyorum. Kafanda yarattığı...