42. Bölüm

1K 82 15
                                    

Bir an nerede olduğumu anlayamadım, hastane odasında olduğumu fark ettiğimde annem gelip elimi tuttu.

-Korkma annecim, ben buradayım. Sadece bayıldın, çok yoruldun strese girdin tabi. Merak etme iyisin.

Sesimi toparlayınca ilk sorduğum Celil oldu.

-Celil'e haber verdiniz mi?

-Hayır söylemedik, belki sen söylemek istemezsin diye düşündüm. Korkutmamak için yani.

-Hayır haber vermek istiyorum, gelsin yanıma.

-Tamam dur telefonunu vereyim.

-Babamı yalnız mı bıraktın, onun yanına git sen ben iyiyim.

-Yalnız değil, amcanla yengen onun yanındalar.

Telefonu aldım ve hemen Celil'i aradım ama kapalıydı. Hiç yapmayacağı şeydi bu, hele hele ben yanında değilken. O sırada gözüm saate ilişti.

-Geceyarısı mı oldu?

-Evet sana sakinleştirici verdiler uyudun uzunca bir zaman.

-Celil hiçbirinizi aramadı mı?

-Aramadı, mutlaka işleri çıkmıştır.

Ne işi çıkacaktı ki? Yapmaya gittiği şey belliydi. Evde bir şeyler olmuştu muhakkak, Aliyeden boşanmak istediğini söylemesinin bir fırtına kopartacağını zaten tahmin ediyordum ama beni aramaması, neler olduğunu söylememesi şaşırdığım şeydi.

Yerimden kalkmaya çabaladım ama yine başım döndü. Annem kolumu tutup beni tekrar yatırdı.

-Dinlen şimdi sen, sabah Celil zaten arar seni. Rahatla biraz, sabah ola hayrola.

Mümkünü yok rahat edemiyordum, yastıklar kafama batıyordu resmen. Tahmin ettiğimden büyük bir şey olmuştu belliydi. Annemi başımdan savmak için babamı bahane ettim.

-Babama söylediniz mi fenalaştığımı?

-Uzun süre yanına gitmeyince meraklandı. Kötü bir şey sanmasın diye mecburen söyledik.

-Gidip iyi olduğumu, uyandığımı söyle anne. Bir de beni düşünmesin.

-Haklısın, ama sen tek kalabilecek misin?

-Kalırım neden kalmayayım? Yatıyorum işte sadece.

-Tamam ama bir şeye ihtiyacın olursa hemen ara beni. Babanla biraz durur gelirim zaten yanına yine. Amcan da bu gece burada kalacak. O babanla kalır ben seninle.

-Olur, hadi git. Korkmamasını söyle, biraz kendime gelince onun yanına geleceğim hemen.

Odadan çıktı sonunda. Biraz bekledikten sonra yavaş yavaş kalkmaya çabaladım. Verdikleri ilaçlar beni sersemletmişti. Önce ayaklarımı yere indirdim, ayakkabılarımı zar zor giyebildim. Üstüme hırkamı aldım, tüm gücümü toplayıp ayağa kalktım. Önce biraz sendeledim ama tutuna tutuna yürüdüm. Birkaç adım atınca alıştım, daha normal ilerlemeye başladım.

Nereye gideceğimi de bilmiyorum ama hastanenin alt katına geldiğimde kararı kendi kendine beynim vermişti. Taksiye binip Lale hanımın evine gidecektim. Ne olursa olsun bunu yapacaktım. Böyle eli kolu bağlı durmak bana göre değildi.

Kapıdan çıktığımda soğuk hava yüzüme vurunca biraz daha kendime geldim. Gözümün önü açıldı. Taksi durağı buralarda bir yerde vardı diye hatırlıyordum, bakınmaya başladım.

Gözlerim hastane bahçesinde dolaşırken birden karanlıkta bankın üstünde bir gölge gördüm. Celil'e o kadar benziyordu ki, önce inanamadım. Herhalde bu sersemlik hali ve Celil'i merak edişimden kaynaklanıyor diye düşündüm. Ama biraz yaklaşınca onu gördüm, oydu işte. Hiçbir şekilde anlam veremedim. Neden burada oturuyordu, neden bana haber vermiyordu? Öylece taş gibi duruyordu, yanına gittiğimi bile fark etmedi. Dibine kadar gelince beni görmesi için ona seslenmem gerekti.

VİCDANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin