29. Bölüm • İlkbahar •

694 168 251
                                    

Merhaba, nasılsınız? 💚

Normalde bölümün yarın gelmesi gerekiyordu fakat erken bitince, küçük bir sürprizle akşamdan yayınlamak istedim.

Son bölümlere göre çok daha uzun bir bölüm oldu. Heyecan ve merakla yorumlarınızı bekliyor olacağım. Bol bol satır arası yorumlar yapalım, oralarda buluşalım. Oyları da unutmayalım. 🌠

...

"Ona olan aşkımı asla sözcüklere dökememiştim, ama eğer bakışların da bir dili varsa, dünyanın en aptal insanı bile onun için deli divane olduğumu anlayabilirdi."

-Emily Bronte
...

🌼

"Gool!"

Ani çıkışla irkildim.

"Gol gol!" Sevinç nidaları, bir anda ayağa kalkan Onur, Ceylin ve de Yağız'dandı.

Karşı kanepede oturan Çağan ve Cihangir'in asık yüzü, tuttukları takımın geride olduğunu gösteriyordu. Çağan'ın sinirli bakışları gözlerime değdiğinde, gülümsemeye çalıştım. Ne demek istediğini gayet iyi anlamıştım.

Bu akşam önemli bir maç varmış. İlay'ın evine benimle birlikte ablamlar da davet edilmişlerdi. Aslında Cihangir'e gidecekmişiz fakat maçın gürültülü geçeceğini düşündükleri için İlay'a geçmiştik. Onun öncesinde Sena teyzeyle tatlı bir sohbet edip onunla da oturmuştuk biraz.

Cihangir ve Çağan, aynı takımı tutuyorlarmış. Onur, Ceylin ve Yağız ise karşı takımdalardı. Çağan, bu durumdan pek hoşnut olmamıştı. Ve hatta Yağız'a epey bir eksi puan geçtiğini de özellikle belirtmişti. Bacanaklıkta tutulan takım mühimmiş çünkü. Eksi, eksi ve koca bir eksi daha... Bu hiç iyi olmadı. Bacanaklığa ters, demişti Çağan.

Geriye kalan, futbolla ilgili olmayan Ecrin, ablam, İlay ve ben dörtlüsü ise bir köşeye çekilmiş vaziyetteydik. Ben daha çok maçseverleri izliyordum. Özellikle de Yağız'ı... Çok şaşkındım. Hele az önceki 'gol' çıkışı beni epey şaşırtmıştı. Çünkü onu bir şey için böylesine yükselmiş hâlde hiç görmemiştim sanırım. Futbol maçı seyretmeyi bu kadar sevdiğini bilmediğimi de fark etmiştim. Pür dikkatti, odağını hiç bozmuyordu.

"Sanki karşımda bambaşka bir Yağız var." dedim, sessizce. Elime aldığım iki cipsi ağzıma tıkıştırdım.

Sol yanımda oturan Ecrin hafifçe gülerken, başını bana yaklaştırdı. "Öyle aşırı tutkunu değildir ama ortam varsa da kendini çok kaptırır." dedi.

Yağız'ın maça verdiği tepkileri bile hayranlık ve aşkla izlememe kaç puan? E ben yine aşık olmuştum. Karşımdaki Yağız olduktan sonra, konu ne olursa olsun ben hep yeniden aşık oluyordum.

"Hay ben senin ya!" Bir diğer canla başla izleyen, yorumlarını hiç eksik etmeyen kişi de Ceylin'di. Anladığım ve gördüğüm kadarıyla futbola epey ilgiliydi.

"Hadi, hadi!" dedi Cihangir. Saçlarına sabitlediği güneş gözlüğü düşmesin diye arada düzeltiyordu. Oturduğu yerde, yaklaşmak üzere olan gol için ayağa kalkmaya hazırlandığını zannediyordum fakat ne olduysa, Çağan'dan hüzünlü bir nida duydum. "Of be! Görmüyor musun orada adamı?"

Eniştem maç aşığı olabilirdi. İzlemeyi olduğu kadar izletmeyi de çok severdi. Ablam ve bana, takımının formasını zorla giydirip maç izlettiği günleri biliyordum. İzleyecek ortam yoksa bile muhakkak skoru telefondan takip ederdi. Muhtemelen bacanağıyla maça gitme hayalleri de vardı fakat rakip takımlarda olmaları Çağan açısından küfür düzeyindeydi.

AŞKI VİRANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin