56. Bölüm • Sürgün •

447 99 308
                                    

Bölüm şarkısı: Teoman-İki Yabancı

...

"Bir gönül kırgınlığının acısını dindirecek bir yolculuk yapılmadı henüz."

-Şükrü Erbaş
...

🌼

Halının üzerini süpürmeyi bitirdikten sonra parkeye geçtim. Halının açıkta bıraktığı koltuğun kenarındayken "Ablacığım, ayağını kaldırabilir misin?" dedim. Ablam ayaklarını koltuğa çıkardı.

"İklim, akşamın bu saatinde süpürge açılmaz! Komşuları başımıza toplayacaksın." dedi ablam tabaktaki elma dilimini alırken.

"Baldızıma temizlik yapma özelliği yüklenmiş. Elleme hiç." dedi Çağan. Pilav tabağına kaşığını daldırdı.

Ablama doğru eğilip karnını sevdim birden. Ara ara yeğenime özlem duyuyordum böyle ve sevesim geliyordu. Ara ara mı? Bu ifade yanlış olmuştu tabii.

Masanın altını da süpürdükten sonra süpürgeyi kapattım ve belimi doğrulttum. "Oh bitti."

"Düşün ki... Kendi evini temizlemiş ve bir de bizim eve başladı. Alışık olmadığımız hareketler." dedi Çağan.

"Yerleri sileceğim şimdi." dedim, bir elimi belime koyarken. "Ama viledayla değil, bezle... Elle silince daha iyi olduğunu söyler dadım hep."

"İklim, Allah aşkına gece gece abartma. Gerek yok şimdi temizliğe. Gel, otur." dedi ablam.

"Baldızın enerjisinden istiyorum. Tüm gün şirkette bittim." dedi Çağan. Ablama yaklaşıp başını omzuna yaslayacaktı ki ablam kafasını itti.

"Hiç yanaşma Çağan!" diye yükseldi bir anda. Çağan'ın kaşları havaya kalkmıştı. "Bugün telefonlarımı açmadın!"

"Hayatım..." dedi Çağan. Ablamın tepkisine bir minik şaşırmış görünüyordu. "Çok yoğun oluyor bazen, biliyorsun. Altı aramandan birini cevaplayamadım sadece."

"Ha kaç kere aradığımı da sayıyorsun, öyle mi?" diye sordu ablam, kaşlarını çatarken. "Sıkıldın herhalde?" Elini karnına koydu. "Ya önemli bir şey söyleyeceksem? Belki oğlumuza bir şey oldu? Telefonunu açmayacak mısın böyle?"

Ablama trip atma perileri gelmişti yine. Hamilelikten ötürü ara sıra böyle oluyordu çünkü normalde kesinlikle trip insanı değildi kendisi. Fakat bu konuda haklılık payı vardı bence.

"Toplantıdayken bakamıyorum ki hayatım. Ama sonrasında hemen aradım. Hem zaten bir şey olursa üst üste araman gerektiğini konuştuk. O zaman anlayıp bakarım."

"Ya üst üste arayacak hâlde değilsem?" diye sordu ablam, kaşlarını da sorarcasına kaldırırken. Sonra bakışları bana çevrildi. "Enişten zamanında demişti ki... Ancak ölmüşsem senin telefonunu açamam. Diğer türlü aksinin söz konusu bile olmayacağını söyledi." Ablam elini havada salladı. "Hepsi tavlayana kadarmış." diye ekledi. Karnını seviyordu. "Duyuyor musun oğlum? Baban neler söylüyor?"

"Aşk olsun Derya'm." dedi Çağan.

"Boşver enişte. Biraz şey ya ablam..." Ağız ucuyla söyleyip ablamın duymayacağını düşünsem de elbette duymuştu. "Ne ablan? N'olmuş? Hamileyim diye tuhafmışım gibi davranıyorsun. Ne var yani söylediklerimde?" dedim ablam ve kucağındaki tabağı kenara bırakıp ayağa kalktı. "Altı kere aradığımı saymış bir de! O zaman hiç aramam bir daha!" Yürümeye başlayan ablamı izliyordum.

AŞKI VİRANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin