44. Bölüm • Aşksal Savaşlar •

424 97 225
                                    

Merhaba, nasılsınız?

Yarın müsait olamama ihtimalimden dolayı, yeni bölümü son defa düzenleyip bugün sizlere sunmak istedim.

Bölümde iki taraf var ve bu konudaki düşüncelerinizi merak ediyorum. Yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar dilerim. 🐣

...

"İçli bir bulut geçiyor üstümüzden..."

-Birhan Keskin
...

🌼

"Sonra vedalaşırken o kadar duyguluydu ki dadı... Sanki kendi ailemden ayrılıyormuş gibi hissettim. Hele Kerem'le vedalaşmam..." Hüzünle dudaklarım büküldü. "Kerem ağladı. Ben de ağlayacaktım. Sonra şey oldu..." Bu defa heyecanlanmıştım. "Yağız ve Selvi anneanne sarıldılar! Dadı, bu o kadar güzel bir şey ki aslında. Uzun zamandır sarılmamışlar böyle biliyor musun? Yağız çok mutlu oldu. Ben de tabii." Gülümsedim. "Çok iyi insanlar. Hepsini çok sevdim dadı."

Dadım bir eliyle üstümü örterken diğeriyle saçlarımı seviyordu. "Güzel kızım benim... Bu kadar iyi anlaşmana çok sevindim. Yüzüne kan, can gelmiş." dedi tebessümle. Eğildi ve şakağımdan öptü. "Güzel kokulum, çok özlemişim seni. Şu tatillerini hiç sevmiyorum. Uzak kalıyoruz."

Koynumda yatarken çenemi yalayan Gece'nin başını okşuyordum. "Aşkım benim! Seni de çok özledim." Isırarak sevmek istiyordum. "Sonraki sefere seni de götüreyim mi dadım? Halime yengeyle kesin iyi anlaşırsınız! Vildan teyze de çok iyi biri ama biraz müdahale ediyor çoğu şeye. Gelinine falan da şey yapıyor biraz... Zordu o anlar. Ama neyseki bir sorun yok. Klasik kayınvalide-gelin gerginliği sanırım."

"Olur öyle arada. Huzur bozulmasın önemli olan." dedi dadım, yataktan kalkarken. Gece lambasını açtı.

"Şimdi balayı için Marmaris'teler ama İstanbul'da yaşayacaklarmış artık. Geldiklerinde görüşeceğiz." dedim, hevesle.

"Tamam kızım. Hadi, dinlen artık sen. Yarın konuşuruz." dedi.

"İyi geceler dadıcığım."

Dadım ışığı kapattığında, gece lambasının aydınlığı kalmıştı. Odadan çıkmak üzereyken "Dadı!" dedim aniden. Yüzünü bana çevirince sorarcasına kafasını salladı. "Gelince çiçeğimi sulamış mıydım ben?" diye sordum. Sırtımı da Patates'e yaslamıştım. Yanımda yatırıyordum ki, onu Yağız gibi düşünebileyim diye.

Birkaç saniye düşünceli bakışlarını yere çevirdikten sonra başını onaylar anlamda salladı. "Evet, kızım." dedi. Sonrasında çıktı ve kapıyı çekti.

Bugün öğle saatlerinde İstanbul'a gelmiştik. Tabii Cihangir her şeyi ayarlamış. Burada olmamasına rağmen döndüğümüzde zor olmasın diye şirketten iki araba göndermiş. Biriyle Yağız, kızlar ve Neşe teyze, diğeriyle ben gitmiştim çünkü ancak sığıyorduk.

Ne kadar yorgun olsam da bavullarla öncelikle hemen ablamı görmeye, veterinerliğe gitmiştim. Yeğenimle de biraz özlem gidermenin ardından kendimi eve atabilmiştim. Akşam babamla Miami tatilim hakkında konuşulmuştu ve sonra yorgunluktan bayıldığım için odaya sürünerek çıkmıştım. Dadımla da çok özleştiğimiz için bir süre yatak sohbeti yapmıştık. Aslında geçen günleri birkaç saate sığdırarak anlatmıştım ama ayrıntısı sonra konuşulacaktı.

Gece kollarımın arasından çıkıp yorganın üzerine geçti. Ben de yatakta diğer tarafa döndüğümde pencere kenarındaki barış çiçeği gözüme ilişti. Yok, suladığımdan emin değildim. Muhakkak dadım da yanlış hatırlıyordu. Çiçeğimin kurumasını istemiyordum.

AŞKI VİRANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin