"Aşk, kaç büyümden
Aşk, dön ölümden
Aşk, bir sebepten
Gel, gir dünyama"-Sertab Erener/ Aşk
...🐿️
"Isıtıcı da vardı, değil mi?" diye sordum.
"Evet. Her şey tamam."
"Çok sağol abi tekrardan." dedim, tebessüm ederek.
"Ne demek Yağız. Ne zaman ihtiyacın olursa burada olduğumu biliyorsun." dedi telefonun diğer ucundaki Adnan abi.
"Biliyorum. Bu arada Cihangir, aramızda geçen bu muhabbeti bilmezse daha iyi olur."
"Tabii ki, nasıl istersen ama sizin aranız iyiydi. Yediğiniz, içtiğiniz ayrı gitmez, kardeşten de ötesiniz hatta. Bir problem mi oldu?"
"Hayır hayır. Her şey yolunda ama bu özel bir konu. Taş koysun istemiyorum. Şu ara kendisi benimle fazla uğraşıyor."
"Tamam. Yarın evinin önüne bıraktırırım ben." dedi.
"Tekrardan teşekkür ederim Adnan abi. Görüşürüz."
Kulağımdan çektiğim telefonu masaya bıraktıktan sonra çaydan keyifle bir yudum aldım.
Adnan abi, çocukluğumdan beri bizim ailenin yanında çalışırdı. Babamla çok yakınlardı zamanında. Ailemiz dağıldıktan sonra şirkette çalışmaya devam etmişti. Ara ara konuşur, halini hatrını sorardım. Şimdiyse bir konuda yardıma ihtiyacım vardı ve sayesinde halledebilmiştim.
"Usta, bir bakabilir misin?" Aytaç'ın seslenmesiyle ona dönüp yanına ilerledim.
"Çayları getirdim Yağız abi." Dükkana giren Altan'a kafamı çevirdiğimde, başımı sallarken "Sağ ol Altan. Bırakırsın masaya." dedim. Altan masaya yönelirken önümdeki araçla ilgilenmeye başladım.
Aklımı doğru düzgün veremiyordum yine. Çünkü kalbim, zihnim ve her zerrem İklim'leydi. Onu, aramızı tam anlamıyla nasıl düzelteceğimizi düşünüyordum devamlı.
Aklımın İklim'de kalmasının bir diğer nedeni de babası ve Baran ikilisiydi. Haddinden fazla üzerine geliyorlardı ve İklim fark etmeden büyük bir yük almıştı omuzlarına. Şirket için kendi ideallerini ötelemişti aslında. Yaşamı, birkaç aydır tamamıyla başkaları odaklıydı. Muhakkak benim de etkim olmuştu çünkü benden sonra her şeyi salmış görünüyordu. Önceliğim İklim'in yaşamıyken ne kadar da mahvettiğimi artık daha iyi anlıyordum.
Bu durumdan çekip çıkarmak istiyordum onu. Henüz hiç karşı karşıya gelmediğimiz babası beni tanımıyordu bile ve ne yapabileceğimi bilmiyordum. Baran'la halletmek de mümkün görünmüyordu çünkü ona karşı öfke kontrolü kesinlikle sağlayamıyordum.
Şimdi de son olaydan ötürü İklim'i bunaltıyorlar mı, gidişat iyi ya da kötü mü pek bilemiyordum çünkü İklim anlatmıyordu. Kendisi sıkılana kadar konuşmasını öyle özlemiştim ki...
Dün gecenin güzelliğine karşın, bugün aramalarımı yanıtlamamıştı. Hâl böyle olunca iyice aklım kalıyordu.
Dükkandan çıkmaya yakın Aytaç'ı önden göndermiştim. İş yükü şu sıra ona fazla biniyordu ve dinlenmesi iyi olurdu. Aytaç işini bilen, çalışkan bir çocuktu fakat yok yere ona karşı sinirleniyordum bazen. Sebebi vardı aslında. İklim. Eski sevgilisinin adıymış Aytaç. Böyle şeylere pek takılmazdım, yani takılmadığımı sanardım fakat İklim bilerek ya da bilmeyerek, öyle bir zemin hazırlıyordu ki, kendi yaptıklarıma şaşıp kalıyordum artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI VİRANE
Romance"Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?" Enseme doğru yayılan sıcak nefesi, tenimi yalayıp geçiyordu. İçim titrerken, devam etti şiir okuyan yumuşak sesi. "Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyıs...