Bölüm şarkısı: Yüzyüzeyken Konuşuruz- Son Seslenişim 🍂
...
"Bilmem ki bizi nedir böyle matemli eden?
Niye onun sevimli, yeşil alnında hüzün?
Niye diyorlar bana: Ne kadar solgun yüzün.Boşaldıkça kalbimiz her gün biraz neşeden,
Sonbahar yaklaşıyor, onunla doluyoruz,
Her gün bir parça daha kuruyor soluyoruz."-Ahmet Kutsi Tecer
...🌼
Emniyet kemerini çıkartırken arka koltuğa göz attığımda, dudaklarımı ısırdım. Ablam, beni pencereden aşağı atmazsa iyiydi çünkü yeğenim için yine alış veriş yapmıştım. Oyuncaklar, kıyafet derken... Kendimi asla durduramıyordum. Ki cinsiyeti henüz belli değildi fakat istemsizce kız bebek için olan reyonlarda buluyordum kendimi. Çünkü çok tatlı şeyler vardı ve aldıkça alıyordum.
Şirkette yaşadığım gerginliğe iyi gelecek ve içimin sıkılmasını giderecek şeylerden biriydi alış veriş. Kendim için olanı hallettikten sonra sıra yeğenimin olduğu için asıl en çok vakti ona harcamıştım. Ve şimdiyse sevgilimle hasret giderecektik. Henüz sabah birlikte olmamız, birbirimizi özlemeyeceğimiz anlamına gelmiyordu.
Dünkü en çok senseyen mücadelesinin kazananıysa yoktu çünkü ikimiz de en çok özlemiştik.
Yan koltuktan çantamı alıp arabadan indikten sonra pıtı pıtı tamirheneye ilerledim.
Öncelikle Aytaç görüş alanıma girmişti. Eğilmiş, bir arabanın kaputuna bakıyordu. Gözlerim etrafta gezerken köşedeki masanın etrafındaki sandalyelerden birinde bir adamın oturduğunu gördüm. Arkası bana dönüktü. Yanındaysa ayağını bir başka sandalyeye uzatmış Ceylin, karşılarındaysa Yağız vardı.
Ceylin'in sağ ayak bileğinin sargılı olduğunu fark ettiğim sırada "Ceylin..." dedim, kaşlarımı kaldırırken. Adımlarımı hızlandırıp yanına giderken bakışlar bana çevrilmişti. "Ne oldu ayağına?" diye sordum.
"Burkuldu. Önemli bir şey değil." dedi Ceylin.
"Doktor dinlenmesi gerektiğini söyledi ama Ceylin iyi olduğu konusunda diretiyor." dedi, başka bir ses. Kafamı sola çevirdiğimde, şaşkınlıkla gözlerimi irileştirdim.
Haftalar öncesinde, Ceylin'le beraber tamirhaneye kadar gelen ve sapık zannettiğim, aslında Ceylin'in okul arkadaşı olan genç de buradaydı. İsminin Ali olduğunu hatırlıyordum.
Önüme dönüp Yağız'a baktım sonra. Ona da Ali'nin benim arkadaşım olduğu yalanını söylemiştim. Çok saçma ve yersiz bir yalandı, kabul ediyorum fakat bir anda öyle söyleyivermiştim. Muhtemelen şu an yalanım ortaya çıkmıştı.
"Hoş geldin." dedi Yağız. Ayağa kalkmıştı. Yönümü Yağız'a çevirdikten sonra yanına ulaşınca ona sarıldım. "Arkadaşın da burada." dedi kulağıma doğru, sessizce.
Geriye çekilirken gülümsemeye çalıştım ve ardından diğer tarafa sarıldım. "Telaşla söylenmiş, saçma bir yalandı. Özür dilerim." dedim, kısık bir sesle.
Yeniden geri çekildiğimizde gülümsemeye devam ettim. Belli belirsiz, küçük hareketlerle başını sağa sola sallamıştı.
Yağız'ın yanındaki sandalyeye otururken "Merhaba." dedim, Ali'ye. Başını sallayarak selam vermişti. Bakışlarımı Ceylin'e çevirdim ve ayağını işaret ettim. "Nasıl oldu bu?" diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI VİRANE
Romance"Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?" Enseme doğru yayılan sıcak nefesi, tenimi yalayıp geçiyordu. İçim titrerken, devam etti şiir okuyan yumuşak sesi. "Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyıs...