Yıldıza basmayı unutmayın ve yorumlarınızı eksik etmeyin ⭐
...
"İçinden şiirsiz geçilemeyecek kadar derin gözleri vardı."
-Nazan Bekiroğlu
...
🌼
"Hayat şaşırtır hep zaten
Ben bittim ay derken
Hiç umudun kalmamışken
Bir güneş parlar bazen"
Portakal suyumu içerken kulaklıkla dinlediğim şarkıyı bağıra bağıra söylüyordum. Bardağı bıraktıktan sonra uzandığım şezlongta ellerimi havada oynatmaya başladım.
Ağustosun son günleri, sonbahara az kalmış.. Yaz hiç bitmesin istiyordum. Aslında kış da gelebilirdi. Soğuğu değil ama kar yağışını ve yağmuru çok severdim. Karı sevdiğim kadar güneşle de ayrı bir ilişkimiz vardı. Aynı anda ikisine de aşıktım sanırım.
"Tam o anda ummadığında bir güneş parlar bazen!" Kendimi kaptırmış giderken bir anda müzik kapandı, telefonumun zil sesiyle irkildim. Üzerime koyduğum telefonumu kaldırıp ekrana baktığımda Baran yazısını görünce gözlerimi devirdim.
Neden arıyordu ki? Aramasındı. Müziğimle aramıza girmişti hem. Konuşmak istememek için gayet de yeterli bir sebepti benim için. Açıp açmamak arasında kalırken az önce bana eşlik etmesi için zorla ikna ettiğim dadım elinde limonatayla yanıma geliyordu.
"İşte harika olmuşsun dadı!" dedim neşeli sesimle, baştan aşağı süzüyordum onu. "Üzerindeki pareo, başındaki hasır şapkayla bana bile taş çıkaracaksın."
Dadım hiç alışkın değildi oturup keyif yapmaya. Çalışmadan, iş yapmadan duramıyordu. Ben de üstün ikna gücümle bana eşlik etmesini sağlıyordum arada.
"Ah, kızım. Baban evde olsa, beni böyle görse ne der?" diyordu, yanımdaki şezlongla benim şezlongum arasında kalan ufak sehpaya meyve suyu bardağını bıraktı.
"Ne diyecek dadı? Sen ailemizin bir parçasısın, annem gibisin. Babam için de kıymetlisin, biliyorsun bunu. Hem..." Sağ tarafımda kalan şezlonga aynı benim gibi uzanan dadıma doğru dönüp kıkırdayarak devam ettim. "Hem Orhan amca da seni böyle görse aklı gider adamın!"
Aynı dadım gibi yıllardan beri yanımızda çalışan Orhan amcanın ve dadımın bakışmalarını, göz süzüşlerini yakalıyordum hep. Olacaktı bir şeyler ama bu konuyu her açtığımda şimdi olduğu gibi kızıyordu dadım bana. "Yaşlı başlı insanlarız kızım! Ne kadar ayıp.. Hem sen telefonuna baksana. Çalıyor ne zamandır." dedi bakışlarıyla telefonumu işaret ettiğinde.
Hâlâ telefonu kapatmamayı sürdürüyordu Baran. Ne ısrardı bu? "Baran arıyor.." Yanaklarımı şişirip indirdikten sonra aramayı yanıtladım, telefonu hoparlöre alıp karnıma koydum.
"İklim, nasılsın?" Hep söylenen o kelimeyi asık yüzümle mırıldandım.
"İyiyim, sen?"
"Sesini duydum daha iyi oldum." Duyduğum cümleyle yüzüm buruştu. Başımı dadıma çevirdiğimde pipetle meyve suyunu çekerken bile belli olan yüzündeki gülüşü gördüm. O da artık bu durumlara alışmış olduğu için sadece gülüp geçiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI VİRANE
Romance"Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?" Enseme doğru yayılan sıcak nefesi, tenimi yalayıp geçiyordu. İçim titrerken, devam etti şiir okuyan yumuşak sesi. "Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyıs...