Bölüm Şarkıları
İkilem- Aç Bu Şarkıyı
İkilem- Kaybolurum Gülüşünde
...
"Birbirinden uzak kalmak, birlikte olmanın yalnızca başka bir çeşididir."
-Sartre
...🌼
Tepsiyi aldıktan sonra ilaç ve su getirmek için mutfağa geçtim. Birçoğu arasında doğru ilacı nihayet bulduktan sonra bir bardak suyu da alıp tekrar salona döndüm fakat burada değildi.
"İki dakikada nereye gittin ya?" deyip oflarken bardağı ve ilacı kenara koyduktan sonra koridorda ilerledim. Onu, odasında bulduğumda, içeriye girdim. "Ya n'apıyorsun sen?" diye sordum gördüğüm manzarayla kaşlarım çatılırken.
Üzerine bir hırka giyiyordu. "Çok üşüdüm İklim." dedi.
"Çıkar o hırkayı. Ateşin var." dedim dolabın önünde durduğumda. Çorbayı bitirdikten sonra kontrol amaçlı, hızlıca elimi alnına değdiriverdiğim o sırada ateşi olduğunu kesinleştirmiştim.
"Biraz ısınayım, çıkaracağım." derken fermuarı yukarı kadar çekti.
"Sen niye söz dinlemiyorsun?" dedim ve ellerini itip fermuarın ucunu tuttum. "Aç şunu." Elini elimin üzerine koyup engelledi. "Gerçekten üşüyorum."
"Isınırsın birazdan." dedim, sinirle fermuarı aşağı indirmeye çalışırken. Hırkasından çekelediğim için bedeni bana doğru eğilmişti.
"Isınmam mümkün görünmüyor." dedi.
Sinirle gözlerine bakıp çemkirme moduna geçtim. "Ya çek ellerini! Laf dinlesene biraz. Gerçekten kafanda bir şeyleri kırmak istiyorum şu an! Aslında hep istiyorum. Ancak öyle içimdeki bu öfkeden belki bir gıdım eksiltebilirim. Ama yok, o da mümkün değil-"
Yüzüne karşı olabildiğince bağırdığım bu saniyelerde, susmak zorunda kaldım. Çünkü susturuldum. Onun tarafından susturuldum. Şak diye, hiç beklemediğim bir biçimde...
Kalbimin atış hızını bilmem kaç hızına çıkarmış, beni şoka uğratmıştı. Başım dönüyor ve yer, altımdan kayıyordu.
Fermuarı tutan elimin üzerindeki eli yerini korurken diğer eli belime kaydı. Bu sırada attığı adım dolayısıyla gerilemek durumunda kalınca sırtım dolaba değdi.
Dudakları, dudaklarımın üzerindeydi ve ben nefessizdim.
Tepeden tırnağa, alev alevdim. Parmak uçlarıma kadar yanıyordum. Dudakları dudaklarımın üzerinde duruyor ve kıpırdamıyordu.
Ne zaman kapandığını bilmediğim gözlerimi açtığımda, dudaklarımız birbirinden ayrıldı.
"Sen..." dedim. Nefes nefese ve sersemlemiş durumdaydım. "Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Şaşkınlığımı bastırabilsem gerekli tepkiyi verebilirdim fakat kafam allak bullak olmuştu. "Sen..." diyebildim yalnızca. Avuç içlerim terlemişti. Bağırasım vardı ama sesim çıkmıyordu. Hâlâ öyle yakındı ki, tekrardan dudaklarımız birbirine değebilirdi.
"İklim." dedi, fısıltılı bir tonda. Bakışları az evvel öptüğü dudaklarımdaydı. Boştaki elini başımın yanına, arkamdaki dolaba yasladı ve "Bizi hatırla, bizi." diye ekledi, gözlerini gözlerime değdirdiğinde. "Seni seviyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI VİRANE
Romance"Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?" Enseme doğru yayılan sıcak nefesi, tenimi yalayıp geçiyordu. İçim titrerken, devam etti şiir okuyan yumuşak sesi. "Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyıs...