Upuzun bir bölümle karşınızdayım! Bolca yorumlarınızı bekliyorum. Yıldıza basmayı da unutmayın lütfen. İlerleme kat etmek için el ele verelim.
Mutlaka sahnenin geçtiği yerde bölüm şarkısını da açın: Emir Can İğrek- Beyaz 💚
...
"Göğsünü gökyüzüne açmış gibiydi kıyı,
Ay sudan çıkmış gibi tertemiz, bembeyazdı...
Ay suda bestelerken en güzel bir şarkıyı
Küreklerim de suya en derin şi'ri yazdı."-Faruk Nafiz Çamlıbel
...
🌼
"İklim Kaya..."
"Senin soyadın Özgün." dedi ablam itiraz edercesine.
"E tamam, yanına Kaya da gelir. Harika olmadı mı?"
"Vallahi yakıştı." dedi Çağan başını sallayarak.
Büyülenmiş gibi tekrar ettim. "İklim Özgün Kaya." Nefes nefese oluşum, hayallerime engel değildi ama yere yapışmama az kalmıştı.
"Ya abla dursana! Koşmaktan yoruldum." dedim ve durdum. Öne eğilerek ellerimi dizlerime koyarken, nefesimi düzenlemeye çalışıyordum.
"Daha on bin adıma çok var baldız! Hadi." Biraz ilerimde durmuş, olduğu yerde koşar gibi hareketler yapan Çağan'a baktım.
"Sende mi enişte? On bin adım neymiş ya! İki adım atmaya üşeniyorum ben." dedim, belimi doğrulttum. Gelmediğimizi fark eden ve çok daha uzağımızdaki ablam da bize döndü. Gözlerini devirdiğini ne kadar mesafe olursa olsun görürdüm. Buraya ilerliyordu.
"Başlarda ben de öyleydim ama hanıma koşuda eşlik etmek istediğim için mecbur alıştım." dedi Çağan, koşar şekilde yanıma geldiğinde elimi koluna koyarak destek aldım.
"Hanım mı?" dedim gülerek. Kırk yıllık evliler gibi konuşmuştu. "Bak senin hanım geldi." diye devam ettim gözlerimle ablamı göstererek.
"Hem gelmek istiyorsunuz hem de beni yavaşlatıyorsunuz. Evde kalsaydınız ya.. Koşumu yapar, gelirdim ben." dedi ablam, ardından elindeki şişenin kapağını açtı ve içmeye başladı.
"Ne yapayım abla? Uyku tutmadı. Yağız'sızlık uykularımı kaçırıyor. Yataklara düşeceğim yakında!" diye yakındım, bedenimi Çağan'a yasladım. Koşmaktan yorulmuştum ve üzerine Yağız'ı günlerdir görmediğim gerçeğini tekrar kendime hatırlatınca hiç dermanım kalmamıştı.
Ablam şişenin kapağını kapatırken kaşlarını çatarak suratıma baktı. "Sadece üç gündür görmüyorsun İklim. Haftalar olmuş gibi konuşma." dedi.
"Sen benden üç gün ayrı kalsan yataklara düşmez misin Derya'm?" diye sordu Çağan, bu dermansız baldızını kolunun altına aldı.
Ablam daha da çattı kaşlarını. "Ne alakası var şimdi?" diye sordu.
"İki durumda aynı. O da sevdiğinden ayrı işte." dedi Çağan, kafasını bana eğip yüzümü mıncırarak sevmeye başladı. "Kıyamam ben baldızıma! İki günde yüzü kaşık kadar kaldı. Yemiyor, içmiyor.." Pek de kaşık kadar değildim ya neyse.
Dudaklarım büzülürken acıklı ifadeyle ablama baktım. Çok çabuk adapte olup drama bağlayabilirdim. Fakat ablam bunlara hiç kanmazdı. "Dün akşam pizzaları götürürken hiç de öyle görünmüyordu baldızın." dedi ablam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI VİRANE
Romance"Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?" Enseme doğru yayılan sıcak nefesi, tenimi yalayıp geçiyordu. İçim titrerken, devam etti şiir okuyan yumuşak sesi. "Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyıs...