Merhabalar!
Bölümü gününden önce bitiririm ve size sürprizle erken yayınlarım diye düşünürken yazdıkça yazınca maalesef bölüm de ancak bitebildi. Çünkü iki bölüm uzunluğunda oldu bu bölümümüz! Hakkını birlikte verelim isterim. Oy ve bolca yorumlarla şenlendirsek ne de güzel olur! Yorumlarda buluşmak, en güzeli oluyor çünkü. 💖
Önce Yağız'dan ve sonra İklim'den okuyacağız bölümü. Keyifli okumalar diliyorum! ✨
Bölüm şarkıları:
Model- Sarı Kurdeleler
Nil Karaibrahimgil- Kuzey Yıldızı♪♪♪
"Nasıl ki evlerin? odaları varsa
Nasıl ki kuşların? yuvaları varsa
Gönlün, mabedimdir
Ömrüm, al senindir."-Yaşar/ Kuşlar
♪♪♪
🐿️
Çaydanlığı ocağa bıraktıktan sonra tepsiyi aldım ve mutfaktan ayrıldım.
"Evet aşkım. Gerçekten fark etmedin mi?" diyordu Özlem.
Geldiğimi fark ettiklerinde bakışlar bana çevrildi. Ferdi ve Özlem tepsideki çay bardaklarını alırken "Sağ ol." dedi Ferdi. Sonrasında yanında oturan Özlem'e çevirdi gözlerini ve devam etti. "Dikkatli bakınca anladım. Çok güzel olmuş."
"Söylemesem anlamamıştın bile." dedi Özlem, minik bir alınganlıkla. Sonra çaydan bir yudum içti.
Kendi bardağımı da aldıktan sonra sehpaya bırakırken üçlü koltuğa oturdum.
"Bir sorun mu var? Ne oldu?" dedim.
"Özlem bugün kuaföre gitmiş. Saçlarına bakım yaptırıp biraz da uçlarından aldırmış. İlk bakışta fark etmediğim için azarı yedim." dedi Ferdi.
Bu durum bana hiç yabancı olmadığı için küçük bir tebessüm ettim. İklim de böyle şeylerin fark edilmesinden hoşlanıyordu.
"Yanlış kişiye dert yanıyorsun aşkım." dedi Özlem. Çatalıyla tatlıdan bir parça alıyordu. "Yağız bu konularda çok dikkatliymiş. Hemen, her şeyi anlar, gözünden hiçbir şey kaçmazmış. İklim öyle söylemişti, hatırlıyorum." diye devam edince kaşlarım kavislendi.
Adana'ya gittiğimizde bir ara bahsetmiş olmalıydı. Gerçekten böyle mi düşünüyordu? Muhakkak fark edemediğim ayrıntılar olurdu ama İklim'in penceresinde dört dörtlük biriydim ben. Öyle olmamama rağmen bunu hep savunurdu. Yanlışlarım, eksilerim illa ki vardı, oluyordu. Fakat İklim'e karşı dosdoğru olmak için hep çabalıyordum. Bunun dahası olur mu bilmiyordum ama fazlasını da yapmak önemli gayelerimdendi.
İklim'i bir an olsun incitmemek, daha fazla kırmamak için yapamayacağım hiçbir şey yoktu. Benim yüzümden yeterince kırgınlıklar yaşamıştı zaten. Ben de dahil kimsenin bunu, ona yapmasına izin vermeyecektim.
"Yağız ayrı bir romantiktir zaten. Bunu bilmeyen yok." dedi Ferdi, gülüşüyle. Çay bardağına uzanıyordu.
Minik bir tebessüm dışında herhangi bir yorumda bulunmadım. Bu övülecek bir şey mi emin değildim. Karşındaki insana özenli yaklaşmayı, onu ön planda tutmayı abartı olarak yorumluyordu çoğu kişi fakat olması gerekenden başka bir şey yaptığımı düşünmüyordum. Babamdan böyle görmüştüm çünkü. Anneme olan yaklaşımı her daim naif ve özenliydi. Sevgiyi, aşkı onlardan öğrenmiştim. Onlar arasında en unutamadığım detay, annemin gözleri, babamın en değerli mücevheriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI VİRANE
Romance"Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?" Enseme doğru yayılan sıcak nefesi, tenimi yalayıp geçiyordu. İçim titrerken, devam etti şiir okuyan yumuşak sesi. "Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyıs...