"Anne...
Ruhumdan akan kanı görsen, nasıl dayanırsın bilmem."-Ali Lidar
...🌼
Gelen giysileri evimden almak için bir koşu buradan çıktım. Merdivenleri bitirirken karşı dairenin kapısının önünde birçok boş koli ve de büyük çöp poşetleri gördüm. Başka biri taşınmıştı oraya. Eski karşı komşum bir aileydi ve iyi anlaşıyorduk. Kendi evleriydi hatta fakat çocuklarla artık yetmediğini ve daha büyük bir eve çıkacaklarını ve burayı kiraya verdiklerini söylediler. Yeni komşu hakkında bilgi sahibi değildim ama bekar bir erkek olduğunu duymuştum. Aslında bu olanlar birkaç gün içerisinde, oldukça hızlı gerçekleşti.
Kapının önüne gelince hırkamın cebinden anahtarı çıkardım. Kilide götürmek üzereyken yere düşünce söylene söylene aldım. Ardından kapıyı açtım. Eve girmeye yeltendiğim sırada başka bir ses duydum. Karşı dairenin kapısı açılmıştı. Arkam dönüktü ve bir hayırlı olsun demeden içeri girersem ayıp olurdu.
Dudaklarıma kondurduğum minik tebessümle bedenimi önüme çevirdiğimde, gördüğüm yeni karşı komşum şok etkisi bırakmıştı.
Muhakkak yine hayal görüyordum. Yoksa bunun gerçek olması mümkün değildi. Akıl sağlığım için gerçek olmamalıydı. Eğer bu durum hayalse, sağlığımdan daha az şüphe edecek bir vaziyetteydim çünkü.
Gözlerimi kapattım ve yeniden açtım. Kapıyı açan, oradan bana bakan O'ydu işte.
"Bir hayırlı olsun demeyecek misin?"
Sorusu üzerine geriye adımladım. Ciddi miydi? Kamera şakası olmalıydı.
"Kabusun içinde olmalıyım." dedim. Gülümsedi. "Gelip karşıma taşınmadın, değil mi?"
"Öyle yaptım." dedi.
Kaşlarım çatılırken başımı sağa sola salladım. "Yok, uyanamadım ben herhalde." dedim. Akşam vaktiydi ve uyanalı epey olmuştu aslında ama inanmak istemiyordum. Kapıyı kapattım ve sonra tekrar açtım. Aynı yerde duruyordu. "Benimle dalga mı geçiyorsun sen?" diye sordum.
"Ne münasebet." dedi. Sinirden alt dudağımı ısırmaya başladım. "Senden uzak kalamadığımı söylemiştim." diye ekledi.
"Sen de bu yüzden karşı dairemi mi tuttun yani? Nasıl haberin oldu ya? Şaka mısın sen?"
"Ayrıntılar çok önemli değil." dedi ve tebessümü genişledi. "Seninle komşuyuz artık."
Sakinleşmek için nefes aldım, verdim. Bu işlemi birkaç kez tekrar ettim ama hiçbir faydasını göremiyordum. Kapıyı hırsla yüzüne çarptım.
"Aklımla oynuyor." derken koridorda yürüdüm. "Beni iyice delirtmek istiyor!" Bir elimi enseme koymuştum. "Çağan duyarsa o eve gömer Onu! Öğrenmemeli."
Burada, Onu hiç mi görmeyecekti? İlla karşılaşacaklardı. En önemli sorun bu muydu şimdi? Hangisi ağır basıyor bilmiyordum ama telaşlı hissediyordum. Kafayı yememe az kalmıştı!
Kapının deliğinden baktığımda kapısının kapalı olduğunu gördüm. Saniyeler önce olanların gerçekliğinden hâlâ şüphe ediyordum.
Kapıdan geri çekilirken kafamı kaşıdım. Sahiden geri adım atmayacaktı. Diretiyordu ama bu bana zarar veriyor ve bunu yine görmüyordu. Yalnızca kendi isteklerini önde tutuyor, bana saygı duymuyordu.
Evden hızlıca çıkıp koşarak merdivenlerden indim. Hemen geleceğim diye ablamların evinin kapısını aralık bıraktığım için hızlıca girmiştim. Sırtımı kapattığım kapıya yaslarken derin bir 'oh' çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI VİRANE
Romance"Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?" Enseme doğru yayılan sıcak nefesi, tenimi yalayıp geçiyordu. İçim titrerken, devam etti şiir okuyan yumuşak sesi. "Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyıs...