Merhabalar!
Bölümü gününde bitirebildiğim için çok sevinçliyim. Çok yorulduğum ve iki bölüm uzunluğunda bir bölüm sizlerle ve sizlerden bolca yorum rica ediyorum çünkü küçük bir yorum bile beni inanılmaz motive edebiliyor.
Sınav haftama yaklaştığım için önümüzdeki bölüm belki biraz kısa olabilir ama sizin tamamen mahrum bırakmamaya çalışacağım. Lütfen buraları okuyun sonra görmedim, duymadım, bilmiyorum oluyor. 💫
Yıldıza basmayı da unutmayalım.⭐
...
"Bir cehennem ateşiydi aşk içimizde
Hiç sönmeyecekmiş gibi yanıyorduk."-Ümit Yaşar Oğuzcan
...🌼
"Güzel elbiseleri giyip kuşanacağım
Senin önünden geçip sana bakmayacağım
Beni kırdığın gibi, kalbini kıracağım
Beni dinlemedin ya seni duyamayacağımGüzel elbiseleri giyip kuşanacağım
Eeeeeh eeeh eeehGüzel elbiseleri giyip kuşanacağım
Senin önünden geçip sana bakmayacağım
Beni kırdığın gibi, kalbini kıracağım
Beni dinlemedin ya seni duyamayacağımYürü anca gidersin"
Elimi kolumu sallayıp bağırarak söylerken, sesi biraz kıstım. Bugün Yıldız Tilbe günümdeydim. Şarkıda geçen kırgınlığın yanından bile geçmezken, gayet neşeliydim.
Çünkü teyze oluyordum!
Duyurmadığım kimse kalmış mıydı acaba?
Arabayı tamirhanenin önüne park ettikten sonra arabadan indim. Bakışlarım ilerideki kahvehaneye çevrildi. Oradaki dayılara ve amcalara da bu mutlu haberi verebilirdim ama onlara biraz küs olduğum için bunu hiç de hak etmiyorlardı. Bu yüzden yönümü tamirhaneye çevirdim ve uça uça ilerledim.
Tamirhaneye adım attığımda sağa, sola bakındım. Önüme bir anda, pat diye genç bir erkek çıkmıştı. "Hoş geldiniz." dedi. Güleryüzlüydü. Tanımıyordum fakat üzerinde Onur burada çalışırken giydiği tulum vardı.
Yağız'ı görürsem daha hoş bulurdum fakat yine de hoşluğumu ifade edecektim ki, sözüne devam etti. "Arabanızı mı alacaktınız? Hangisiydi?" Tamirhanedeki üç arabada bakışları geziniyordu. "Yeniyim ben, tam bilemiyorum şimdi." Kaşlarımı kaldırdım. Onur'un yerine gelen kişinin dün başlayacağını unutmuştum. "Ustayı çağırayım hemen." Arkasını döndü. "Usta!" Yeniden bana çevirdi bedenini. "Size bir çay ikram edelim? Buyurun." dedi. Eliyle her zaman oturduğum sandalyeyi gösteriyordu.
Çok hareketliydi ve gülen ifadesi sürüyordu. Gülümserken sandalyeye oturdum. "Çay alırım." dedim. "İki şekerli." diye ekledim.
"Tabii, hemen söylüyorum. Ustam arka taraftaydı, gelir şimdi." dedi. Tamam anlamında kafa salladığımda hızla tamirhaneden çıktı. Biraz sonra "Doğan abi!" seslenişini duydum. "İki çay buraya. Biri iki şekerli." Gülümsedim. Çok tatlı birine benziyordu.
Boynumu geriye çevirip Yağız'ı beklerken, birkaç dakika sonra onu görünce mutlulukla ayağa kalktım. Göz göze geldiğimizde dudakları tebessümle kıvrıldı. Pıtı pıtı yanına gittim ve kollarımı boynuna doladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI VİRANE
Romance"Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?" Enseme doğru yayılan sıcak nefesi, tenimi yalayıp geçiyordu. İçim titrerken, devam etti şiir okuyan yumuşak sesi. "Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyıs...