Bir gün bile olsa erken gelen bölüm, en sevdiğimiz! Çok çok ve çok uzun bir bölüm sizlerle. Keyifli okumalar diliyorum. ✨
...
"Sen nereye, ben oraya, adım adım
İnsan sevdikçe iyileşiyor artık anladım."-Turgut Uyar
...🌼
"Bir, iki, üç!"
Ahsen ve Asuman, pastanın üstündeki mumları aynı anda üflediler. Ya da hayır. Ahsen, sabredemediği için önce davranmıştı.
"Vuhuuvv!" dedim, mutlulukla ellerimi birbirine vururken. Herkes onları alkışlıyordu.
Bir kutlama ya da doğum günü yoktu aslında. Çocukların sevdiğini bildiğimiz için buraya gelirken çikolatalı ve meyveli birer pasta almıştık. Pastadan çok, mum üflemeyi seviyorlardı.
"Cihangir abi, bir daha!" dedi Ahsen, hevesle.
"Kızlar, yeter bu kadar. Kaç kere üflediniz? Pastayı keselim artık." dedi Aylin abla.
"Son kez, son kez..." dedi Asuman da, istekle.
"Anneleri, son kez olsun mu?" dedi Cihangir, yüzündeki gülüşle. Kızların bu kadar neşelenmesi, herkes gibi onu da mutlu etmiş olmalıydı.
Aylin abla başını aşağı yukarı sallayınca Cihangir çakmakla yaktı mumları. Yine Ahsen dayanamayıp üfleyince bu defa Asuman çattı kaşları, bozuk attı. Cihangir, araya girerek kucakladı ikisini birden.
"Siz dünden bugüne büyüdünüz mü bakayım? Taşımakta zorlanıyorum." dedi Cihangir, masadan uzaklaşmaya başlarken. Hemen yanında da Maviş yürüyordu. Kedilerden diğeri olan Miniş ise mutfağın önünde uyuyakalmıştı.
Kucağında olan Ahsen ve Asuman, iki yandan kollarını sırtına kaydırmışlardı.
"Cihangir, belini inciteceksin. Oturun, hadi." dedi İlay. Onun kucağında da omzuna doğru kafasını koymuş bebek İklim vardı ve bedenini sağa sola sallandırıyordu.
Pastalardan birini ben, diğerini Zehra Hanım alırken "Bu kasları boşuna yapmadım. İklim'i de aralarına alabilirim." dedi Cihangir, kendinden emin bir sırıtışla. Bebek İklim'den bahsediyordu tabii.
Zehra Hanım ve Aylin ablayla mutfağa geçtiğimizde, herkesin isteğine göre pasta dilimlerini tabaklara koyduk. İçeceklerle beraber tabakları da herkese vermeye başladık. Ahsen ve Asuman hemen yerdeki minderlerde yerlerini almışlardı. İlay, bebek İklim'i yere bıraktı bu sırada.
"Hatun, böyle gel." dedi Cihangir. Yanındaki boşluğa elini iki kez vurdu. İlay, kendisine bu tür hitaplarla seslenilmesinden hoşlanmıyordu ve Cihangir de bilerek yapıyordu.
"Hatun ne demek?" diye sordu Ahsen. Pastadan yerken meraklı bakışları Cihangir'deydi. "Bir de... Yanına ben oturmak istiyorum." diye devam ederken minderden kalktı.
"Gel tabii güzellik. İlay ablanla aramıza oturabilirsin." dedi Cihangir. L koltuğun bir tarafında Yağız ve ben yan yanaydık. Diğer köşesinde oturan Cihangir'in yanına Ahsen geçerken onun yanına da İlay yerleşti.
"Cihangir abinle İlay ablanı sıkıştırma kızım." dedi salona az evvel giren Aylin abla. Getirdiği oyuncak bebeği, üçlü kanepenin önünde tutunarak sıralayan İklim'e verdi ve oraya oturdu.
"Yok yok. Yer var zaten." dedi İlay.
"Cihangir'i ayrı bir seviyor. Biliyorsunuz." dedi Aylin abla, gülen yüzüyle. Cihangir, yanındaki Ahsen'e gülümsemeyle baktı. Çikolatalı pastadan bir çatal alırken başımı aşağı yukarı hareket ettirdim. Gerçekten de öyleydi. Cihangir'i sevmeyen çocuk olmaz sanıyordum ama Ahsen daha bir seviyordu sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI VİRANE
Romance"Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?" Enseme doğru yayılan sıcak nefesi, tenimi yalayıp geçiyordu. İçim titrerken, devam etti şiir okuyan yumuşak sesi. "Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyıs...