17. Bölüm • Mavi Gözyaşı •

764 282 99
                                    

Bolca yorumlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar! 💚

...

"Elinde bütün kapıların anahtarı,
Ve unutulmuş bir duvarda, kendi kapısı…
Varamadı.
Ora öyle karanlıktı ki.
Öldüğünü anlamadı."

-Özdemir Asaf

...

🌼

"Yağız."

Sesim yankılanarak bana geri dönüyordu.

"Yağız neredesin?" Etrafımda dönüyordum. Her yer bembeyazdı ve kimse yoktu.

"Gittin mi yoksa? Ama gitmem demiştin. Kardeşlerini bırakamazdın. Beni de bırakma."

"İklim." Kulağıma gelen Yağız'ın sesini duyduğum gibi heyecanla sağa sola baktım. Yoktu. Arkamı döndüğümde kırmızı renkteki kapıyla karşılaştım. Koşarak kapıya ulaştım ve hızla içeriye girdim.

"Yağız, göremiyorum seni."

"Gelme İklim." dedi Yağız'ın sesi. Olduğunu tahmin ettiğim yere doğru adımlarımı hareket ettirdim. Karşıma siyah bir kapı çıkmıştı bu sefer. Kulbunu aşağı indirdim ve kapıyı açtım.

"Yağız." dedim. Gözlerimi her yerde gezdiriyordum fakat burada da göremiyordum.

Mavi ve yeşil renkte kapılar belirdi bir anda. En sevdiğim renk mavi, Yağız'ın gözleri olunca iyi gelmiyordu bana. Yeşil çok güzeldi, parıldıyordu. Oraya yöneleceğim sırada Yağız'ın sesini duydum. "Lütfen, gelme." Çok cılızdı sesi, ağlamaklıydı.

Yeşili es geçerek maviye koştum bu sefer. Çünkü oradan duyuyordum onu. Yeşili yine itmişti, maviyi seçmişti.

"Yağız, geldim." dedim nefes nefese. Mavi kapıdan girmiştim. Diğer taraflara ters biçimde burası karanlıktı.

"Gelme, dedim sana." Sesi daha yakından geliyordu ama nerede bilmiyordum.

Kendi etrafımda dönüyor, oraya buraya giderek Yağız'ı bulmaya çalışıyordum fakat hiç ışık yoktu. "Senin olduğun her yere gelirim ben. Neredeysen çık hadi, sen de bana gel."

Onu göremedikçe gözyaşlarım da durmuyordu. Kalbim boğazımda atıyordu. "Ben seni çok seviyorum Yağız." Yaşlı gözlerimin arasından bir yerin parladığını gördüm. İleride dizlerinin üzerine çökmüş bir adam vardı. Işığın aydınlattığı kişi, Yağız'dı.

"Buldum seni!" dedim. Ona koşuyordum fakat ne kadar uğraşsam da yaklaşamıyormuşum gibiydi. Yerimde sayıyordum. "Neden ulaşamıyorum sana? Sen gelsen ya.."

Susuyordu. Sadece kambur sırtını görüyordum.

"Sonsuza kadar koşacak olsam da yılmam ben." Nefes nefeseydim artık. Yağız başını önüne eğmiş, öylece bekliyordu ve ben yanına gidemiyordum.

"Seni çok seviyorum Yağız." İki adımla başucuna ulaşmıştım. Hemen yere çöktüm ben de ve yüzünü ellerimin arasına alarak kaldırmaya çalıştım. "Yağız bana bak."

AŞKI VİRANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin