Bölüm 6

1.9K 163 83
                                    

"Daha hızlı koş!" diye emretti Namjoon son hızla giderken. Arkalarından gelen ayak seslerini duyabiliyordu. Sistemde bir sıkıntı olduğunu fark etmiş olmalılardı ve onlar her yeri kapatamadan buradan çıkmalıydılar.

"Bu çocuk ne ağırmış ya!" diye söylendi Jackson.

"İki kişi taşıdığımın farkında mısın?"

"Eminim o ikisinin toplamı bunun kadar ediyordur."

"Kapa çeneni de hızlan." merdivenden çıkıp ilk girdikleri koridora ulaştıklarında birkaç betanın kapıyla aralarında dizildiğini gördü. Hız kesmeye niyeti yoktu. Koşmaya devam etti. Gerekirse birkaç betayı ezmekten çekinmezdi.

"Durun!" diye bağırdı ortadaki beta. Ancak elbette mümkün değildi.

"Bombayı at!"

Jackson kemerindeki koku bombasını tek eliyle alırken bunu ilk defa kullanacak olmanın telaşını yaşıyordu. Etkin madde henüz mükemmelleştirilmemişti o yüzden yan etkilerden emin değildi. Betaların baş ağrısıyla günü atlatmasını umuyordu. Bombanın pimini dişleriyle çekip biraz ötelerindeki betaların olduğu yere fırlattı. Askerler bombadan uzaklaşırken gaz çoktan sızmaya başlamıştı. Elbette sersemletse de bayıltacak kadar zaman geçmemişti henüz. Bu yüzden Namjoon'un önüne geçip ilk sıradaki betalara tekme attı. Fiziksel refleksleri zayıflayan betalar yere düşmüştü ve aralarından hızla koştular. Önlerine çıkanları Jackson bir şekilde etkisiz hale getiriyordu. Neyseki gazın etkisi fazla gecikmedi ve birkaçı ona gerek kalmadan yere yığıldı.

"Daha fazlası geliyor duyuyorum.Hemen arabayı çalıştır!"

Jackson kapıdan ilk çıkan olmuştu. Kamyona koşup şöför kapısından içeri girdi ve kucağındaki çocuğu arkadaki boşluğa doğru itti. Yani umuyordu ki bir yerini çarpmamıştı ancak şu an öncelikli mesele bu değildi. Arabayı çalıştırdığı sırada Joon arka kapıdan atladı ve sürmesi için bağırdı.

Alfa son hızla sürerken damarlarındaki adrenalin yavaş yavaş çekiliyordu. Birkaç dakika içinde çorak araziye ulaştıklarında tamamen rahatlamıştı denilebilirdi. Namjoon da aynı durumda olmalıydı ki gülmeye başlamıştı. Jackson da ona katıldı. İki alfa kontrolsüz bir şekilde gülerken Jackson gözlerinden akan yaşları tek eliyle sildi.

"Bu da yan etki olabilir mi?" diye sordu Joon öne geçip arkadaşının yanına otururken.

"Hiçbir fikrim yok. Maskeler geçirmiş olabilir."

Yolun bile olmadığı bir sapağa girdiklerinde Joon arkaya dönüp koltuğa yerleştirdiği çocuklara baktı. Aslında düşüncesi omega odasını bulup oradaki en genç görünen omegaları çalmaktı. 18 yaşındaki omegalar omega Jungkook ve Taehyung için uygun olurdu. Yavrulara dokunmayı düşünmemişti çünkü onların kimliklerinden emin olmasının bir yolu yoktu. En azından hızlıca... Ancak şimdi iki yavru ve bir omegayla sığınağa dönüyordu. Omeganın uyurken açılan ağzına baktı bilinçsizce. O da genç görünüyordu, belki en azından çocuklardan birine uygun olabilirdi ve yavrulardan biri daha omega çıkarsa iki oğlana da eş bulmuş olurdu.

Sığınağın köşesindeki kamufle ettikleri alana kamyonu park edip çocukları da kucaklayarak kapıya yürüdüler.

"Hyunglar döndü!" diye bağırdı Jungkook koridorun ucundan koşarak gelirken. Alfanın kucağına atlamayı düşünmüştü her zamanki gibi ancak bu defa kolları doluydu. "Bunlar kim?"

"Namjoon, sonunda geldiniz." Jungkook'un arkasından gelen gelen Jin alfanın taşıdığı çocukları gördüğünde yarı şaşırmıştı. Kokularını alıyordu ancak sadece bir tane omega vardı. "Sorun mu çıktı?" diye sordu alfasına yaklaşırken. Joon'un topalladığını fark ettiğimde adımlarını hızlandırdı. "Bacağına ne oldu?"

OMEGAVERSE VMIN-YoonKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin