"Canım yanıyor..." Jimin gözlerinden yaşlar süzülürken eşinin elini sıkıca tutt. Babası başındaydı ve ultrasonla ve çeşitli şeylerle kontroller yapıyorlardı. Şu an ne yaptıklarına dikkat edemeyecek kadar acı içindeydi."Bunun bir sorun olacağını biliyordum." diye mırıldandı Seokjin oğlundan biraz uzaklaşarak.
"Doğum başlamış mı?" Jisoo göz ucuyla yeğenine bakarak fısıldadı.
"Henüz açılma fazla değil...eğer büyük bebek doğarsa diğer iki bebeği de doğurtmamız gerekecek."
"Erken doğum olmak zorunda..."
"Namjoon'a kuvöz aldırttık ama bilmiyorum... bu işin altından kalkabilir miyiz?"
"Sanırım yapmak zorundayız oppa. O senin oğlun ve elimizden geleni yapacağız merak etme." Jisoo güç vermek için abisinin elini sıktı.
"Hyung, yani baba neden canı bu kadar yanıyor?" Taehyung oldukça telaşlıydı ve gerginlikten yerinde duramıyordu.
"Tüm bebeklerin doğum zamanı gelmediğinden olduğunu düşünüyorum." diye mırıldandı Seokjin.
"İki bebek..." Jimin inledi. "Onlar daha küçük."
"9 aylık olan bebeğimizin vakti geldi ancak diğer ikisi altı aylıklar." diye onayladı Jisoo.
"25. hafta değil mi?" Seokjin bilgisayarına gidip bir şeyler yazdı. "Merak etme baban kuvözler getirtti."
"Olmaz!" Jimin'in ciyaklaması koridorun ucundan bile duyulabilirdi. "Olmaz olmaz 25. haftada doğan bebekler yaşamıyor!"
Okuduğu kitaplardan aklında kalan şeyler panikten nefesinin hızlanmasına neden olmuştu. "Ne olur Taehyung bir şeyler yap."
"B-ben..." delta Seokjin ve Jisoo'ya çaresizce baktı. Elleri titremeye başlamıştı. "Ne yapabilirim baba lütfen söyle."
O sırada Namjoon içeri girdi ve eşinin yanına geçip omzunu sıktı. "Seokjin bunu halledebilir. Ona güveniyorum. Korkma Jimin." Taehyung'a da güç vermek istercesine baktı.
"Baba lütfen..." Jimin hıçkırarak ağlıyordu. "Doğurmayacağım lütfen."
"Sancılarını azaltmak için elimden geleni yapacağım. Her şey yolunda gidecek." Seokjin Jimin'in kolundaki seruma ilaç eklerken çocuk korkudan titriyordu.
Az sonra Jisoo'yu kenara çekip kuvözleri ne olur ne olmaz hazırlamasını söyledi. Kardeşi yandaki yeni eklenen odaya geçerken oldukça gergingi. Seokjin ise onun oğlu olduğu gerçeğini bir kenara bırakmıştı. Şu anda telaş yapmasının Jimin'e hiçbir yararı olmazdı. Onun bir doktora ihtiyacı vardı ve Seokjin'in yapması gereken de buydu. Soğukkanlı olacaktı.
"J-jimin'e bir şey olmaz değil mi?" yanına gelen Taehyung titreyen ellerini önünde bağlamıştı. "Lütfen..."
"Ona bir şey olmasına izin vermem Taehyung."
"Onu kurtar hyung... lütfen...eğer, eğer bir seçim gerekirse ben..." yeşil gözleri parlayan delta dudaklarını ısırdı. "Lütfen eşimi kurtar."
"Bir seçime gerek kalmayacak." Seokjin korkmuş deltanın kolunu sıvazlayıp oğlunun yanına döndü.
"Tae... bırakma beni." Jimin kendisinden uzaklaşan eşine göz ucuyla bakarak hıçkırdı. Delta hemen yanına koşup elini sıkıca tuttu ve feromonlarını yaydı. Sadece ona özel, rahatlatıcı olanı...
"Yardım edebilir miyim?" kapının kenarından gelen sese döndüklerinde Minseok'u karşılarında buldular.
"Sen neye yardım edebilirsin ki?" Taehyung'un sinirli çıkan sesiyle Jimin acıyla inledi... hayır sinirlenmemeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OMEGAVERSE VMIN-YoonKook
FanfictionVMIN, YoonKook, Namjin , Omegaların evreni ve istismar edilen omegalar. Jin alfası Namjoon'dan alınarak omega ensititüsünde alıkonulur ve Jimin'i orada doğurur. Hayatını omega ensititüsünde korkular ve eziyetlerle geçiren Jimin özgürlüğüne kavuştuğ...