Seokjin yeni gelen çocukların yiyebileceği püre kıvamında bir şeylerin yapılmasına yardım etmişti. Yaşlanan omegalar genelde mutfak işlerinden sorunluydu ve bundan memnundular.
"Onları yeni yemek yemeye başlayan bebek gibi düşünmek zorunda kalacağız. Özellikle de küçük olan Jimin'i." dedi yaşlı omega kadınla konuşurken.
"Sen onları bana getir Seokjin. Bir aya kalmaz yemek yediririm ben onlara." yaşlı kadın, Jin kurtarıldıktan sonra onun buraya adapte olmasına da çok yardım etmişti. Ona çok güvenirdi.
Omega başını sallayıp soluğu yavruların odasında aldı. İçeri girdiğinde hala uyuyorlardı... o kadar ki hiçbir sese tepki vermeyecek kadar derin dalmışlardı.
"Kahvaltı zamanı." diye seslendi Jin onların başucuna yaklaşıp. Küçük Jimin yatağın alt katında yatıyordu ve üstü boştu, büyüklerse diğer ranzaya sıralanmışlardı.Hoseok altta, Yoongi üstteydi. Omega mırıldanıp gözlerini açtı. Karşısında gördüğü parıldayan adamla bir anlık şok geçirse de nerede olduğunu hatırlayınca sakinleşti ve uzanıp Yoongi'nin yataktan sarkan ayağını dürttü.
"Tamam, tamam. Uyanığım." diye homurdandı beyaz saçlı gözünü bile açmadan. Sonra yorganı kafasına kadar çekip horultusuna devam etti.
Seokjin yastığa gömülmüş küçük surata yöneldi. Bembeyaz teni ve pembe pofuduk dudakları onu gülümsetmişti. Acaba gerçekten doğru mu hatırlıyordu? Bu onun yavrusu muydu? Çocuğun başını okşayıp uyanması için seslendi. "Kahvaltı etmelisin Jimin." çocuk tenine değen elle beraber yataktan sıçrayıp kafasını üst ranzaya vurduğunda Jin yaptığına pişman oldu. Böyle ani bir korku beklememişti hiç. Jimin elleriyle başını sararak sayıkladı. "Özür dilerim, özür dilerim."
"Jimin, özür dileyecek bir şey yok. Benim Seokjin." çocuğun ellerini tutup başından çekti ve vurduğu bölgeye baktı. Hafif kanıyordu. "Canın acımış olmalı."
"Jimin, buradayız." o sırada Yoongi ve Hoseok ranzalarından atlayıp çocuğun yatağına gelmişlerdi.
"Onu korkutmak istememiştim." dedi Jin.
"O bir süredir bu şekilde uyanıyor. Seninle alakası yok." dedi Hoseok omeganın kolunu okşayarak. Jin ondan yayılan kokuyu ilk defa almasıyla kaşlarını kaldırdı. Omega çilek gibi kokuyordu.
"Hadi kalk Jimin." dedi Yoongi çocuğun yorganını açarken. Seokjin ıslak çarşaflara bakarken kalbinin burkulduğunu hissetti. Onun bebeği altına mı kaçırıyordu? O kadar mı korkuyordu?
"Kusura bakmayın." dedi Hoseok çarşafları görünce. "Onları hemen yıkarım ben."
"Önemi yok." Jin başını iki yana salladı.
"Özür dilerim." diye mırladı Jimin gözlerinden yaşlar dökülürken. "Özür dilerim."
"Lütfen özür dileme." Seokjin küçüğe uzanıp kollarını ona sardı ve uzun zamandır ilk defa tamamlanmış hissetti. Bilinçaltı ona oyun mu oynuyordu bilinmez ama gerçekten bu çocuk sanki ona aitti. "Sakin ol tamam mı? Hiçbir şeyin önemi yok. Bana güven."
Jimin ani kucaklanmayla gelen şaşkınlıkla duraksadı ve burnunu çekti. Omega o kadar sıcaktı ki kollarında mayıştığını hissediyordu. Saçlarının olmadığı başına omeganın yumuşak dudaklarıyla bir öpücük konunca gözlerini yumdu. "Her şey geçti." diye mırıldandı Seokjin. "Güvendesin."
Beklenmedik derecede samimi bir kucaklaşmaya şahit olan Yoongi ve Hoseok birbirleriyle bakıştılar. Ne yapmaları gerektiğinden emin olamıyorlardı. Normalde olsa Jimin'e başkasının dokunmasına asla izin vermezlerdi ancak Jimin bir anda o kadar sakinleşmiş görünmüştü ki onları ayırmaya kıyamamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OMEGAVERSE VMIN-YoonKook
FanfictionVMIN, YoonKook, Namjin , Omegaların evreni ve istismar edilen omegalar. Jin alfası Namjoon'dan alınarak omega ensititüsünde alıkonulur ve Jimin'i orada doğurur. Hayatını omega ensititüsünde korkular ve eziyetlerle geçiren Jimin özgürlüğüne kavuştuğ...