Bölüm 13

1.8K 158 113
                                    

"Sakin ol, geçecek." Jin sığınağın en dibindeki odalardan birine omegayı soktu. İçerisi minderler, yastıklar ve battaniyelerle doluydu. Sığınakta her omega için ayrı eşyalar hazırlanıyor ve diğer taraflara göre daha küçük olan odalara onlar için bırakılıyordu. Zaten aşırı fazla omega ve alfa yoktu. Seokjin de üç çocuk için eşyaları önceden hazır etmişti.

Hoseok ağlayarak içeri girdi ve minderlerin arasına kıvrılıp cenin pozisyonu aldı. "Lütfen dursun!" diye inledi. "Ne olur yardım et hyung..."

"Tamam, tamam. Bak elimde sakinleştirici iğne var. Ancak yan etkisi olabileceğinden kullanmaktan pek hoşlanmıyorum."

"Lütfen." diye ağladı Hoseok. "Umrumda değil lütfen."

Jin çocuğun alnına elini koyup ateşinin iyice yükseldiğini hissetti. Havale geçirmemesi için sakinleşmesi ve rahatlaması lazımdı. "Tamam, yapacağım."

Önlüğünün cebinden şırıngayı çıkarıp havanın boşalması için biraz ittirdi. Sıvı fışkırdığında Hoseok'a döndü.

"Lütfen, lütfen dayanamıyorum."

"Tamam, ama fazla deneme şansım olmadı bu ilacı bunu bilmen lazım."

"Umrumda değillll." diye inledi ve minderleri tutup sıktı.

Jin, omeganın kolunu tutup iğneyi batırdı. Yan etkilerin az olmasını umuyordu... bu kadar acılı bir kızgınlığa şahit olduğunu sanmıyordu. Bir yandan kendi kokusu da omegayı rahatsız ediyor olmalıydı... onun bir alfaya ihtiyacı vardı.

"Hoseok.." diye mırıldandı çocuk biraz sakinleşip gözlerini yumduğunda. Çığlıkları dinmişti ancak titremesi devam ediyordu. "Eşi olmayan bir alfa var eğer sen istersen..."

"Alfa..." diye inledi Hoseok acıyla. "Alfaaa."

"Biraz kafanı topladığında kararını ver lütfen. Jackson'ın omegası birkaç yıl önce öldü. O yüzden belki..."

"Alfa." diye inledi Hoseok tekrar. "Namjoon."

Jin olduğu yerde donup kalırken omega hala kıvranıyordu. Eşinin adını mı söylemişti o? "Hoseok... anlayamadım ne dedin?"

"Namjoon alfa." diye inledi tekrar.

Jin hissettiği öfkeyi bir kenara bırakmaya çalışarak cebindeki telefonu çıkardı. Karşısındaki yardıma muhtaç bir omegaydı... bunu kendine hatırlatmaya çalıştı. Telefondan kardeşini aradı, Jisoo üçüncü çalışta açtı.

"Oppa?"

"Jisoo, Hoseok için hazırladığımız kızgınlık odasına gelir misin? Çabuk."

"Bir şey mi oldu? İlaç falan mı lazım?"

"Hayır, sadece... Namjoon'un bir tişörtünü getir."

Seokjin miderlerin arasında kıvranan gözleri sarı parıltılarla kaplanmış omegaya göz attı. Kurdu onu ele geçirmişti...

"Namjoon." diye inledi omega tekrar.

Telefonu kapatıp odadan çıktı ve kapıyı kapatıp arkasına yaslandı. Onu yalnız bırakmamalıydı ama şu an orada daha fazla durmaya dayanamıyordu.

"Tişört mü?" Namjoon rutun kafasını bulandırmasından arınmayı deneyerek kapının arkasından seslenen Jisoo'yu anlamaya çalıştı.

"Seokjin oppa tişörtünü istedi."

Alfa yalpalayarak yataktan kalktı ve dolaptan bir tişört alıp kapıya ilerledi. Duvarlara tutunmasa ayakta bile duramayabilirdi. Kapıyı açtığında baharatlı kokusu Jisoo'nun genzini yaktı. Jisoo Namjoon'u yıllardır tanıyordu ve en son Jin omega ensititüsünde tutulurken bu kadar büyük bir ruta girdiğini hatırlıyordu.

OMEGAVERSE VMIN-YoonKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin