Jimin bir süredir Minseok'la karşılaşmamak için elinden geleni yapıyordu. Karnını sıvazlarken televizyon odasının kapısına doğru tedirgince baktı.
"Sütüm geldi!" Yoongi elindeki kitapları sallayarak içeri girdi. İki ayını doldurmak üzere olan bebeği de kucağında asılı duruyordu. Girdiği ortama dişsiz ağzıyla sırıttı.
"Hyung zaten gelmemiş miydi?" Jimin rahatsızca kıpırdandı. Kendini çok ağır hissediyordu ve nefesi sürekli kesiliyordu.
"Ama bu sefer damla kadar değil. Emzirdim."
"Yoonie!" Hoseok koşup arkadaşına sarıldı. "Çok sevindim. Başardın."
"Hormon dengelemeleriyle yapılabileceğini söylemiştim." O sırada içeri giren Jungkook da onlara baktı.
"Oldu mu?"
"Oldu oldu!" Yoongi gidip eşinin kucağına atladı ve aralarında ezilen bebek kıkırdadı. Gerçekten bu ikili mühürlendiklerinden beri cicim ayları yaşıyorlardı. Jimin, hyungunu hiç böyle görmemişti.
"Çok güzel hyung, çok güzel." sarışın olan onları geçiştirip nefes alarak sırtını esnetmeye çalıştı. Kesinlikle bel ağrıları onun ölümü olacaktı. Kumandayla kanalı değiştirdiğinde haberlere denk geldi. Taehyung'un Gucci kataloğu resmi karşısındaydı... hala aranıyordu.
"Merak etme Jimin. Taehyung iyi durumda." Hoseok yaklaşıp arkadaşının kolunu sıvazladı.
"Sürekli dışarı çıkıp duruyor hyung. Yakalanacak diye ödüm patlıyor. Ya geri dönmezse? Ben onsuz ne yaparım?" başını eğip karnını sıvazladı. Patlayacak gibiydi artık ve bebeklerin onu yırtarak dışarı çıkacağından da korkmaya başlamıştı. Jungkook'la beraber yanlarına oturan Yoongi hyungunu izledi. Onun bebeği Jungkook'un saçlarını çekmekle meşguldü. Çok mutlu görünüyorlardı. Kendisininse eşi bile yanında değildi.
"Minseok geliyor." diye seslendi içeri giren Hwang.
"Ah s*ktir!" Jimin'in kalkıp kaçmaya mecali kalmamıştı.
"Jimin!" beyaz saçlı olan esmer bebeğinin kulaklarını kapatıp sarışına sinirli bir bakış yolladı. "Küfür etme bebeklerin yanında."
Jimin normalde küfür etmezdi ve edilmesinden de hoşlanmazdı ancak bu hamileliğin son haftaları onun şunu anlamasını sağlamıştı, küfür etmek gereken zamanlar vardı. Gri saçlı olan içeri girdiğinde Jimin gözlerini devirdi.
"Kovalamacanın sonuna geldik sanırım aşkım."
"Hop." Jungkook kaşlarını çatıp tetaya uyarıcı bir şekilde baktı. "Ağzından çıkanı kulağın duysun, Taehyung burda olmasa da Jimin'in yanında biz varız."
"Sahi, delta nerede?" Minseok geçip sarışının yanında oturdu ve bacaklarını alıp kucağına yerleştirdi. "Masaja ihtiyacın var gibi görünüyorsun."
"Bırak deltanın nerede olduğunu, uza." Jungkook'un gözleri kırmızı ışıltılar saçmıştı. Ancak teta onu dinlemeyip Jimin'in ayaklarını ovmaya başladı.
"Çok yorgun görünüyorsun. İstediğin bir şey var mı?"
Jimin kendini ağlayacak gibi hissediyordu. Kendisine böyle davranan kişi Taehyung olsa olmaz mıydı? "Aslında canım çikolatalı pasta istiyor." derken buldu kendini ve söylemesiyle bile ağzının suyu akmıştı.
"Ben gidip bulurum." Jungkook ayaklanmaya yeltendiğinde Minseok onu oturttu. Cebinden telefonunu çıkartıp bir numara tuşladı.
"Alo, baba Jimin için çikolatalı pasta yapar mısın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OMEGAVERSE VMIN-YoonKook
أدب الهواةVMIN, YoonKook, Namjin , Omegaların evreni ve istismar edilen omegalar. Jin alfası Namjoon'dan alınarak omega ensititüsünde alıkonulur ve Jimin'i orada doğurur. Hayatını omega ensititüsünde korkular ve eziyetlerle geçiren Jimin özgürlüğüne kavuştuğ...