"Çok güzelsin."
"Konuşma benimle Yağız!"
"Deniz."
"Yağız dedim yeter."
"Özür dilerim."
"Bu kaçıncı özür?"
"Kendime hakim olamadım işte."
"Olmalısın Yağız, hem sen kimsin ki sadece bı arkadaşımsın herkes gibi olan bı arkadaş!"
"Herkes gibi?"
"Aynen herkes gibi."
"Şu an sinirden saçmalıyorsun Deniz ve emin ol bu çok kırıcı oluyor."
"Artık aramıza mesafe koysak daha iyi olacak Yağız."
"Mesafe mi sen neyin mesafesinden bahsediyorsun Deniz! Ya sen aramızdaki etkileşimin farkında değil misin? Seninleyken çocuk olduğumu seninle sakinleştiğimi sana bir şey olacak diye korktuğumun farkında değil misin Deniz? Bana cevap ver!"
"Git."
"Ne?"
"Git diyorum lütfen git." dememle gözlerime baktı uzun uzun anladım şefkatini kırgınlığını ama böyle olmak zorundaydı. Yağız ceketini alıp giderken sessiz bir şekilde bizi izleyen arkadaşlarımıza baktım.
Işık "Kuzum bu biraz ağır olmadı mı? Hepimiz biliyoruz Yağız'ın sana karşı olan duygularını."
Yaman "Katılıyorum."
Burak "Bence git konuş Deniz."
"Hayır gitmeyecem."
Yaman "Ama-"
"Dinleyin beni ben bilerek bu kavgayı çıkardım. Yarın Yağız'ın doğum günü."
Burak "Ne alaka Deniz?"
"Son ana kadar doğum gününü kutlamayacam 23.45'de ona onu sevdiğini söyleyecem bilirsiniz sonlar daha özeldir." dememle hepsinin yüz ifadesi düzelmiş rahatlar gibi olmuşlardı.
Işık "Korktuk lan!"
"Şimdi plan yapmamız lazım, evin önü olmaz parkta olmaz."
"Cafe"
"O hiç olmaz"
"En mantıklısı sahil."
"Aynen ama ben nasıl evden çıkacam?"
"Hasss... Rüzgar ve Poyraz sana asla izin vermez."
"O zaman diğerleriyle dışarıya çıksın."
"Yani Berk ve Doruk abimi ikna edeyim."
"Öyle."
Burak'ın "Eee yenge bizde olacak mıyız peki?" diye sormasıyla ters ters ona baktım.
"Tabikide hayır."
"Sonraki gün hep birlikte buluşuruz sizde normal davranın kutlayın isterseniz. Ha eğer Yağız beni sorarsa çok sinirli dersiniz tamam mı?" dememle Işık gülmüş, Yaman göz devirmiş Burak ise beni onaylamıştı.
Evet biliyorum yaptığım saçma gereksiz bir şeydi ama onu şaşırtmak istiyordum.
Bizimkilerle biraz daha oturmuş saat 6'ya gelince evlere dağılmıştık.
Evden içeriye girer girmez Berk'e koşup sıkıca ona sarılıp yanaklarından sulu sulu öpmüştüm.
"Berk üzümlü kekim seni ne kadar çok sevdiğimi söylemiş miydim?"
"Hmmm bi düşüneyim demiştin ama yine diyebilirsin."
"Diyeyim o zaman sana aşığım Berkcim yok sana değilim ben Ya-"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seçenek
General FictionGerçek aile. Hayatın kendisi mi oyundu ya da biz insanlar mı oyun oynuyorduk? Sanki bir oyunun içine mahkum edilmiştim ve tek bir seçenek vardı istesemde istemesemde o seçeneği seçmek zorundaydım çünkü başka bir yolu yoktu. Bizler geleceğimiz için p...