94

153 14 0
                                    

Hızlıca çantamı alıp hemen evden çıkmıştım. Allah'dan bugün şoför evin önündeydi de servisle uğraşmak zorunda kalkmamıştım. Sanki yol uzadıkça uzuyordu hızlı gidince korkuyordum böyle de olunca yol bitmek bilmiyordu.

"Biraz daha hızlanabilirsiniz." diyerek gözlerimi kapattım. Dayan Deniz dayan Deniz dayan sevdiğin çocuk için ona yetişmek için konuşup sarılmak için dayan.

"Geldik Deniz Hanım." deyip duran şoför ile hemen gözlerimi açıp arabadan indim.

"Siz gidebilirsiniz teşekkürler." diyerek hemen havalimanının içine doğru koştum. Güvenlikten geçme vs vs derken hele şükür havalimanının tamamen içindeydim a-ama burası çok çok kalabalıktı. Etrafımda dönüp her yere göz gezdirdim yok yani iğne önüme düşse bile şu an bulamazdım o derece yani.

Gide yolcular bölümüne hızlıca koştum herkese tek tek bakıyordum hadi Deniz hadi Deniz bulabilirsin kızım.

Ama yoktu dakikalarca onu aradığım hâlde yoktu bulamamıştım... Son olarak giden yolcuların ilerlerlediği yere doğru gittim. Güvenlikçi hepsini teker teker kontrol ettikten sonra içeriye kapın gibi bı yere yönlendiriyordu zaten oradanda geçip uçağa biniyorlardı.

Bekledim bekledim yine dakikalarca bekledim. Tâki umutsuzca ağlayıp başımı çevirene kadar... Önünde üç kişi vardı hâlâ bi şansımız vardı. Gözlerime baktı gözlerine baktım.

"Gel." diye fısıldadım. "Lütfen gel ve gitme." dedim o anlardı ki beni anlamıştır yani. Yanağında ki kızarıklık hâlâ gitmemişti gözleri yorgun göz altları ise kızarıktı.

"GİTME YAĞIZ LÜTFEN GİTME!" diye bağırdım. Sıra ona geliyordu önünde bir kişi tek kalmıştı.

"Gitme." dedim bir kez daha.

Bana 'Ne olursa olsun aramızda ne geçerse geçsin bana gitme kal dediğin an kalırım Deniz. Belki sonrasında giderim ama illa seni dinlerim seni dinlemeden gitmem bunu unutma tamam mı? Senin kal dememle ben her ne olursa olsun kalırım.' diyen çocuğa kaç kere kal demiştim bana bu sözü verip gidecek miydi?

Sıra ona gelmiş güvenlikçi onun üstünü kontrol edip biletine bakıp bı kağıt veriyordu.

"Yağız." dedim ağlayarak hani beni ağlayarak görmeye kıyamazdı hani gözyaşlarımı silemeden duramazdı hani beni ağlatanlardan nefret ederdi?

'Gitme Yağız.' dedim son kez son bı umut.

İçeriye geçmesi için güvenlikçi elini uzatmıştı Yağız ise başını sallayarak oraya doğru adımladı. Arkasına dönüp bana baktı başımı iki yana salladım 'lütfen gitme' dedim içimden ama gitti önüne dönüp gitti.

Ve bu benim bitme noktam oldu şu an nerede olduğumun etrafımdaki kalabalığın hiç bir önemi yoktu. Ayaklarım artık beni taşıyamamış yer çökmüştük bacaklarımı kendime doğru çekerek başımı dizlerime yaslayıp hıçkırık hıçkıra ağladım.

Beni bırakmıştı.

Gitmişti.

Bu kadar basit miydi?

Gitme dememe rağmen gitmişti beni bizi bırakmıştı...

Önümde birinin durup çömeldiğini fark ettim ama umrumda değildi Yağız gitmişti çünkü...

Omzuma konan elle başımı kaldırdım.

"Ya-Yağız."

Ne yani gitmemiş miydi?

Sıkıca ona sarıldım o kadar sıkı sarılmıştım ki kollarım neredeyse kopacak. O da kollarını belime sarınca boynuna öpücük kondurdum. Kaç dakika böyle sarılı kaldık bilmiyorum ama artık geri çekilip konuşmam gerekiyordu bunun farkındaydım. Geri çekilip ona baktım.

SeçenekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin