Nehir ablam Eren abi ile olan üç günlük tatilden dönmüştü ve bugün Merve abla bizde yemekteydi. Annem ise baya heyecanlıydı özellikle Rüzgar abim için sjdbdj. Nehir ablamda benim gibi Merve abla ile abimi sahipliyordu hatta bir kaç kere ikisinin fotoğraflarını çekip bana atmıştı hatta bir keresinde abim fark etmişti Nehir ablamda fotoğrafları abimede atmak zorunda kalmıştı.
"Deniz annecim yine daldın prensesim."
"Bir şey yok anne akşamı düşünüyorum."
"Emin misin?"
"Evet hem sen hazırlıklarını yaptın mı?"
"Yaptım yaptım her şey istediğim gibi, nişan için de her şey hazır yarın sabah her şey gelecek."
"İyi bakalım."
&
Merve'den:
Ben Duru ablan Nehir ve Deniz oturmuş sohbet ediyorduk daha doğrusu Duru abla bı Rüzgar'ı bi de beni övüyordu ve bende ister istemez utanıyordum. Kapının açılma sesiyle Deniz kapıya doğru dönüp konuştu.
"Aşk Rüzgar'ım gelsene bak annemde Merve ablanın gözlerini çok beğenmiş sencede çok güzel değil mi?" demesiyle iyice gerilmiştim. Sebebi ise ketum Rüzgar'ın "Bencede çok güzel." deyip karşıma yani Deniz'in yanına geçip oturmasıydı. Bilerek gözlerime gözlerime bakıyordu.
Duru abla Rüzgar ile sohbet etmeye başlamıştı bile. Aradan geçen yirmi dakika ile Rüzgar Deniz'e doğru dönüp konuştu.
"Abicim bana su getirir misin?" demsiyle Deniz Rüzgar'ın yanağından öpüp ayağa kalkıp gitmişti.
Tekrardan hepimiz sohbet ederken üstüme dökülen soğuk su ile yerimden sıçramam bir olmuştu.
"Merve abla gerçekten özür dilerim ayağım takıldı sen iyi misin?" diyen Deniz ile ona baktım yanlışıkla olduğu belliydi zaten bu kıza kıyamazdım ki.
"Sorun yok hava sıcak zaten kurur hemen." dememle Duru abla konuştu.
"Olmaz öyle şey güzel kızım üşütürsün. Nehir sen bir şeyler ver." demesiyle Deniz tekrardan konuştu.
"Annem aslında Rüzgar abimin tişörtünü giymesi daha iyi olur ablamın hepsi crop yarım atlet adam akıllı tişörtü yok ki ablam bile abimlerinkini giyor." demesiyle Nehir'e baktım.
"Sorun yok crop giyerim hadi Nehir." dememle Nehir Deniz'e bakıp göz kırpmıştı Allah'ım ya rabbim. Şimdi çöp çatanlık sırası mıydı¿
"Tamam sakin gel cadı ben sana veririm tişört." deyip ayağa kalkmasıyla Duru ablada durumu anlayıp bana bakıp gülümsemişti. 'Hadi' diyen Rüzgar ile peşinden yürümeye başladım. O hızla merdivenleri çıkarken bende arkasından yavaş yavaş çıkıyordum. Yerinde durup bana doğru dönerek elimi tutmasıyla ters ters ona baktım.
"Çok yavaşsın hayır yani nasıl savcı oldun anlamıyorum." demesiyle diğer elimi koluna vurdum.
"Sinirlerimi bozma." dememle gülmüştü. Odasına girmemizle o da elimi bırakıp giyinme odasına girmişti bende yatağının iki yanında duran komidinlerin üstündeki çerçevelere bakıyordum. Sağ taraftaki komidinin üzerinde duran çerçevede Rüzgar ve Duru abla yan yana oturmuş Nehir ve Deniz ise onların arkasından onlara sarılıyorlardı. Sol taraftaki komidinin üzerindeki çerçeve ise boş bir şekilde oradaydı.
"Neye bakıyorsun?" diyen Rüzgar ile ona döndüm.
"Çerçevenin içi niye boş?"
"Daha hak edecek kimse olmadığı için boş." demesiyle başımı salladım.
"Al bakalım bak en sevdiğim tişörtü veriyorum ona göre kıymetimi bil karşılığında bi kahve isterim." demesiyle güldüm.
"Dengesizsin." dedim.
"Biliyorum senin gibi." demesiyle elindeki tişörtü aldım.
"Yinede teşekkür ederim."
"Rica ederim de bak bu üç oldu birinde üstüme kahve döktün diğerinde gömleğim senin maskara kalıntıların oldu kirlenmişti şimdi de tişört ona göre gittikçe borçlanıyorsun."
"Sen böyle her şeyi başıma kakıcak mısın?"
"Evet hem sana özel kıymetimi bil."
"Bilirim bilirimde hadi çık üstümü değiştireyim." dememle gülüp göz kırparak çıkmıştı.
"Tişörtüm sana çok yakışacak eminim." demişti...
&
Yağız: Yoruldum...
Ben: Bende.
Yağız: Özledim...
Ben: Bende.
Yağız: Görüntülü arasam, söz konuşmayacam yüzünü görsem yeter.
Ben: *görüntülü arama başlattın.
Yağız görüntülü aramamla hemen açmıştı o da benim gibi yatakta uzanıyor vaziyetteydi. İkimizde bir şey konuşmuyor sadece birbirimize bakıyorduk. Birden kapımın çalınıp açılmasıyla telefonumu hemen kenara bıraktım.
"Efendim?" dememle Poyraz abim içeriye girmişti.
"Ne yapıyorsun güzelim?"
"Hiç uzanıyorum bir şey mi oldu?"
"Yok sadece seni merak ettim. Merve ve abim aşağıdayken senin odada olman garip geldi bu anı kaçırmak istemezdin."
"Biliyorum yeni çıktım zaten."
"Sen iyi misin bak kaç gündür böylesin geriliyorum?"
"Gerilecek bir şey yok abi yorgunum o kadar."
"Yağ-"
"Abi yine Yağız diyeceksen gerçekten çekemem."
"Senin telefonun mu açık."
"Evet."
"Kimle konuşuyorsun sen, galiba görüntülü arama?"
"Evet abi arkadaşımla görüntülü konuşuyorum."
"Arkadaşın kim?"
"Ay abi yeter ama ya valla bunaltıyorsun gelme üstüme maden iyi olmadığımın farkındasın o zaman gelme üstüme. Sürekli bı sorgu sen güvenmiyor musun bana?"
"Konu güven değil Deniz hayatına birini almandan korkuyorum."
"Hayatıma elbette birini alacam hani benimde kalbim varya birini sevebilirim ya senin gibi."
"Al-ma-ya-cak-sın!"
"Abi gerçekten çekemem çıkar mısın? Çok merak ediyorum aynı şeyi ablamada yaptın mı ama tabi o senin ikizin kesin bir şey dememişsindir." dememle kapımı çarpıp çıkmıştı. Gidip arkasından kapıyı kilitledikten sonra yatağa geri dönüp telefonu elime aldım. Yağız sinirli sinirli telefona bakıyordu.
"Sakin ol." dedim.
"Ne sakin ol abinin yaptıkları normal değil tamam seni paylaşmak istemiyor ama bu kadarı da abartı."
"Yağız seninde onadan farkın yok biz bu yüzden bu durumdayız."
"Abini mi savunuyorsun."
"Hayır sende onun gibisin diyorum ikinizde kendinize hakim olamıyorsunuz her şeyiniz abartı."
"Şu an abartan sensin Deniz."
"Ben miyim? Ya sen iyi misin of Yağız gerçekten of." deyip aramayı suratına kapattım.
Her şeye (ayrılığa) rağmen görüntülü konuşmaları🥺🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seçenek
General FictionGerçek aile. Hayatın kendisi mi oyundu ya da biz insanlar mı oyun oynuyorduk? Sanki bir oyunun içine mahkum edilmiştim ve tek bir seçenek vardı istesemde istemesemde o seçeneği seçmek zorundaydım çünkü başka bir yolu yoktu. Bizler geleceğimiz için p...