Zilin çalmasıyla derin bi 'oh' çekip başımı hemen sıraya gömdüm.
Yağız "Kantine iniyorum bir şey lazım mı?" dediğinde başımı kaldırmadan 'hayır' dedim. O da 'tamam' deyip diğerleriyle çıkıp gitmişti.
"Deniz revire inelim mi?" diye bu seferde Işık konuşmuştu.
"Hayır Işık."
"Çok mu ağrın var?" dediğinde "evet" demiştim sesim pürüzlü çıkmıştı çünkü cidden ağrım vardı canım çok acıyordu.
Işık ön sırada bana dönerek oturmuş saçlarımı okşuyordu karnımda hissettiğim sıcak şeyle hemen yerimden sıçradım.
Yağız elinde sıcak su torbadıyla bana bakıyordu.
"Şey kusura bakma refleksle korktum." dediğimde gülüp kolumdan tutarak yerime oturttu.
"Sorun yok zaten suç benimdi neyse şu torbayı karnına tutalım daha iyi olursun ablamdan biliyorum." deyip torbayı karnımın üstüne koyduğunda gülümseyip başımı salladım. Bartın arkamıza geçip otururken Yaman da öne Işık'ın yanına geçip oturmuştu.
"Sana açma ve süt getirdim süt sıcak merak etme onları ye kendine gelirsin." diyen Yağız ile başımı iki yana salladım.
"İstemiyorum Yağız, yinede teşekkürler."
"Deniz sana yer misin demedim ye dedim al bakalım." deyip açmayı ve bardakta sütü verdikten sonra su torbasını tekrar karnımda tutmuştu.
Bu şekilde kendimi değişik hissediyordum yakın olmamız sebepsizce beni germişti.
"Yüzümü incelemek yerini şu açmayı ye." dediğinde gözlerimi ilk kırpıştırmış daha sonra ise 'tamam' diyerek elimdekileri bitirmeye başlamıştım.
Karnıma tuttuğu su torbasına bakıyor daha sonra da bana bakıyordu.
"Senin karnın yanmıyor mu içinde kaynar su var?" demsiyle gülmüştüm.
"Hayır yanmıyor alışkınım sende ikide bir torbayı kaldırma." dediğimde gözlerini devirmişti.
"Şimdi senin canın çikolata da çeker ablamda öyle oluyordu."
"Evet bide vişne suyu ve erik isterim aa çilekte." dedim iştahla.
"Okul çıkışı alayım mı sana birlikte parkta yeriz?" demsiyle güldüm şapşik şey yaaa!
"Olabilir."
"Kesin gidiyoruz o zaman!" demsiyle onayladım.
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
"Ben hayatımda böyle erik yiyen birini görmedim." diyen Yağız'a yandan bir bakış attım. Yağızla birlikte parka gelmiş ilk çilek sonra pamuk şeker sonra çikolata ve vişne suyu yiyip içmiştik şimdi ise sıra erikteydi.
"Çok mu kötü yiyorum sen bunu mu demek istiyorsun Yağız tamam tamam sus ben anlayacağımı anladım tamam sus ben haklıyım uzatma ist-"
"Deniz sus bi ya ben öyle bir şey demedim benim bile canım çekti çok iştahlı yiyorsun diyecektim."
"Yaaaaa cidden mi al ye" deyip bi ısırık aldığım eriği ona uzattım tabikide tam veremezdim yarım yeterdi ona çünkü kendisi erik sevmiyor. Elimden aldığı eriği ısırmasıyla yüzünüzü buruşturması bir olmuştu ve şu an aşırı tatlı gözüküyordu. Elimi yanaklarına koyup yanaklarını çektiğimde gözlerini kısmış bana bakıyordu. E ama ben yerim bunu yaaa!
"Kızım çeksene şu ellerini yanağım acıdı!''
"Oooy oy kıyamam sana öpim geçsin mi?" diye alayla konuştuğumda 'olur' demişti.
"Şaka maksadında söylemiştim."
"Olabilir söz ağızdan bir kere çıkar hadi öp." demsiyle ciddi mi değil mi diye tek kaşımı kaldırıp ona baktım.
"Hadi!" deyip yanağını işaret ettiğinde hızlı bir şekilde öpüp geri çekildim.
"Şey gidelim mi artık abimler merak eder." dedim ayağa kalkarak.
"Sen utandın mı?"
"Hayır, ne alaka?"
"Kızardın sanki."
"Karnıma ağrı girdi ondandır hadi gidelim artık."
"Kucağımdan taşıyayım mı şimdi yürüyemezsin?"
"Hayır hayır gerek yok yürüyebilirim." dedeiğimde ayağa kalkıp elimi tutmuştu.
"Hadi gidelim." demişti.
"Elimi tutuyorsun yalnız?" diye sormamla elimize bakıp gülümseyip tekrar bana baktı.
"Olabilir benden güç al diye şimdi düşersin bana tutun diye tuttum." dediğinde başımı salladım benim için hava hoştu.
İkimizde sessiz bir şekilde yürüyorduk ama bu sessizlik beni endişelendirmiyor tam tersine huzurlu kılıyordu.
Eve yaklaştığımızda elimi çektim. "Şimdi biri görür böyle daha iyi." dememle başını salladı. Kapının önüne geldiğimizde elindeki su torbasını bana verdi.
"Bu sende kalsın belki evde yoktur okulda bi tane daha var sen merak etme." demesiyle gülüp başımı salladım.
"Bugün için teşekkür ederim çok çok güzeldi."
"Rica ederim bende çok mutlu oldum." demesiyle etrafıma baktım kimse olmayınca hızlı bir şekilde sarılıp geri çekildim, yüzüne bakmadan hızlı adımlarla bahçeye daha sonrada eve girdim. Güzeldi....
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Yağız: Sen gerçekten utanıyorsun!
Ben: Ne alaka?
Yağız: Yüzüme bile bakmadan hemen eve girdin, utandığın için.
Ben: Hayır sayın zeki kimse bizi görmesin diye eve girdim ki zaten vedalaşmıştık.
Yağız: Tabi tabi.
Yağız: Artık sürekli sarılırsın güzeldi bence.
Ben: Bugün için teşekkür amaçlıydı, bir daha olmaz.
Yağız: Ben alıştım yalnız sürekli isterim.
Ben: Abartma!
Yağız: Çiçek gibi kokuyordun hafif bi bı o kadarda bağımlısı yapan bi koku çok çok güzeldi.
Ben: Evet, teşekkür ederim.
Yağız: Yine utandın!
Ben: Saçmalama ya ben gidiyorum, abime bakacam.
Yağız: Kaç bakalım.
Ben: 🙄
Yağız: 🐥🐣🐥
Kapımın çalınmasıyla içeriye Poyraz abim girmişti.
"Annem söyledi hastaymışsın çikolata falan aldım canın çeker diye." demsiyle yataktan kalkıp hemen üstüne atlmamıştım evet evet bildiğiniz atladım. Bir yandan yanaklarını sıkıp diğer yandan öpüyordum.
"Ya varya sen mükemmelsin efsanesin en sevdiğim en katil tipli bukalemun abimsin." dememle beni kucağından indirip yatağa bıraktı.
"Sende çok cadısın."
"Kırdın bak, yemin ederim ağlarım."
"Sende beni kırdın ,neyse ağlama."
"O zaman birlikte uyuyalım mı?"
"Mükemmel teklif." deyip uzandığımda o da yanıma gelip uzanmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seçenek
Ficção GeralGerçek aile. Hayatın kendisi mi oyundu ya da biz insanlar mı oyun oynuyorduk? Sanki bir oyunun içine mahkum edilmiştim ve tek bir seçenek vardı istesemde istemesemde o seçeneği seçmek zorundaydım çünkü başka bir yolu yoktu. Bizler geleceğimiz için p...