ꕥ SEMİH + MEHTAP ꕥ

1.2K 56 14
                                    

Bu bölümün bir gün yazılacağını hepimiz biliyorduk ve bir gece ansızın onları hissettim. Onları yazarken parçalanacağımı biliyordum, öyle de oldu. Sanırım 2 haftadır bu bölümü yazıyorum. Kimi yerde ağlayarak kiminde uykusuz kalarak. Onları kaldıramayacağımı söylemiştim. Öyle de oldu.

Semih'in hikayesini daha da genişletmek isterdim. Mehtap'ı da öyle. Ama bu özel bölümdü. Onları özetleyen bir bölüm olsun istedim. Yoksa en az Yağmur ve Baran kadar uzun soluklu bir hikayeleri vardı. Atlayarak özetlemiş halim bile çok uzun oldu.

Sanırım AMORE evreni yavaşça beni terk ediyor. Yaralı olanları yazdıkça sanki zihnimde iyileşiyorlar ve siliniyorlar.

AMORE hala düzenlenmedi çünkü her oturup yazdığımda Yağmur ve Baran olmaktan çıkıyorlar. Sanki başka birileriymiş gibi oluyor ve içime sinmiyor bu durum. Amore ilk göz ağrım ama asla kıyamıyorum. Basmak istiyor muyum? Evet. Ama bu halinin düzenlenmesi gerekiyor. Neyse sadece ufak bir dertleşme olarak yazmak istedim.

Sağlıcakla kalın ve sizi özlediğimi unutmayın. 

(Yazım yanlışları için kusura bakmayın. )

Bu şarkı Semih ve Mehtap vibe veriyor


Bölümde 4 kere dinlenme noktaları var. Şu an yazdığım uzunluk 400-450 sayfalık bir kitaba tekabül ediyor. Bölümü böle böle paylaşmak istemediğimden bu şekilde paylaşıyorum. Dinlenme köşelerinde ara verebilirsiniz. 

Keyifli Okumalar


MEHTAP

Üzerimde beyaz bir gelinlik vardı. Bu gelinlik benim kefenimdi. 

Koluna girdiğim adam benim Azrail'imdi. Evlendirileceğim ve bir ömür boyunca ona hapsedileceğim adamdı. 

Etrafta alkış tutan da yalandan gülümseyen de benim akrabalarımdı. Beni buna zorlayanlardı.

İçimde büyük bir kırgınlık vardı. Yardım isteyecek kimsem yoktu. Bir Poyraz vardı ama o da gitmişti. Gitmek zorundaydı. Burada kalırsa onlardan biri olacaktı, kaçmıştı. Hayat onun için bu köy dışında güzelleşiyordu. Benim içinse cehennem haline geliyordu. 

Poyraz'dan isteseydim bu cehenneme son verirdi biliyordum. Ama o da zarar görürdü. Onunda canını yakarlardı. Bu dünyada sevdiğim, bir o kalmıştı. Kuzenim. Üvey olsa da aynı kanı taşımasak da benim için kardeşten öte olandı. 

Yardım isteseydim gelirdi, biliyordum. Sonra da ona yük olurdum. Beni canı pahasına korurdu. Yapardı. Biliyordum. Çünkü eskiden beri sorun çıkaran bendim, ortalığı toplayıp abilik yapmaya çalışan oydu.

"Düzgün yürüsene." Elimin üzerine konan eli uzaklaştırmak istedim ama canımı yakacak kadar sıktı elimi. Suratımı buruşturduğumda suratımdaki makyajın kapadığı o morlukların olduğu bölgeler ağrıdı. 

"İnsan olsana." Öfkeyle homurdandım. "İki dakika cehennemine geç gitsek ölmezsin." 

"Dua et kalabalık var." Cevap vermedim. Burada savaşacak gücüm kalmamıştı. Bu köyden nefret ediyordum, içindeki insanlardan da tüm acı çeken benim gibileri zorlayanlara dur demeyenlerden de. Buradaki çoğu kadın babasının isteğiyle evlendirilmişti. Sevmekten önce nefret etmeyi öğrenmişlerdi, bir ömür aynı evde nefes aldıkları kocaları hem sevdikleri hem de nefret ettikleri tek adam olmuştu. 

AMOREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin