Selamlar. Her şey yolunda mı? Nasılsınız?
Evet bölüm uzun zamandır gelmiyordu. Yaşanan onca olay sonrası bir türlü yazmak istemedim. Sonra yazsam da düzenlemeye zaman bulamadım. Okulum açıldı ve her şey karman çorman bir hal aldı. Ama neyse ki Baran'ın doğum gününe özel bölümü paylaşabiliyorum.
( Yeni bölüm düzenlenip atılacak ilk fırsatta.)
İyi ki doğdun Maviş'im.
ꕥ
"Baran bir gelsene, konuşalım erkek erkeğe." dedi Mehmet. Baran, Bulut'u beklediği kapı önünden doğrulup evin kapısında kendisine bakan Mehmet'e adımladı. Mehmet içeri girerken onun peşinden ilerledi ve oturma alanına gidip onun yanında oturdu.
"Kusura bakma Mehmet abi, Bulut'la maça gidecektik diye selam vermeden kapı önünde bekledim." dedi Baran mahcup ses tonuyla. Mehmet elini boş ver anlamında sallarken sıcak bir tebessümle Baran'ı rahatlatmaya çalıştı.
"İçinden gelmediği gibi davranmanı zaten istemiyorum. Canın istediğinde yanıma gelirsin istemediğinde gelmezsin. Zorunda hissetme kendini." Baran itiraz etmek istese de Mehmet'in içtenliğiyle kendini durdurdu.
"Benim konuşacağım konu seninle alakalı olduğu için hazır Bulut gelmeden konuşmak istedim." diye sürdürdü konuşmasını. Baran kendisinin yapmış olacağı hataları düşünmeye başlarken hiçbir şey bulamadığı için Bulut'la yapmış olacakları bir şey olup olmadığını düşünmeye başladı.
"İstemeden bir yanlış mı yaptım Mehmet abi?" dedi gerginliği iyice artarken. Mehmet başını sağa sola sallayıp hafifçe güldü.
"Senin kadar doğru yaşayan bir oğlum olsaydı bizim haylazla sürekli uğraşmazdım." dedi hafifçe yakınırken. Mehmet hem kızının hem de oğlunun sürekli bir şekilde kendilerini belada bulup babalarından yardım istediğinin farkındaydı. Bu hoşuna gitse de bazı zamanlar yorulduğunu hissediyordu. Çocuklarını zarar görmeden tutmaya çalışırken...
"Bulut'a söylemek yok. Başımın etini yer." dostane bir şekilde Baran'ın bacaklarına iki kez vurdu. Baran irkilirken Mehmet, elini çekip parmaklarını birbirine kenetleyerek bakışlarını odada gezdiren Baran'ı, ciddiyetle inceledi. Çocukluğundan kalan travmalarının olduğunu görebiliyordu. Eskisinden daha iyi hissettiğini ve unuttuğunu düşünmüştü ama yıllar geçse de hala hatırladığını görebiliyordu.
Mehmet boğazını temizlerken asıl konudan sapmamak için konuşmaya başladı. "Ben dün amcanla telefonda görüştüm." dediğinde, Baran'ın kendisine baktığını gördü.
"Ne konuştunuz?" derken merakla Mehmet'in ağzından çıkacakları bekliyordu.
"Amcan kendi evine çıkmak istediğini söyledi." Onaylaması için bir süre sessiz kaldığında Baran başını salladı.
"Sana bir soru soracağım ve dürüstçe cevap vermeni istiyorum. Tamam mı?" Mehmet böyle bir şeyi sormanın Baran'ı daha çok içine kapanmasına sebep olacağını düşünerek duraksadı. Acaba sormasam mı, diye düşündü içten içe.
"Teyzenin evinde istemediğin bir şey mi yaşanıyor?" Baran soru karşısında afallarken Mehmet konuşmayı sürdürdü. "Yani o evden gitmek için herhangi bir dış faktör yaşandı mı?"
'Sana fiziksel veya psikolojik şiddet uyguluyorlar mı?' demenin kibar yolunu bulmuştu Mehmet. Feride'nin Baran'a uyguladığı şiddetin acılarını Baran tekrar hissetmesin diye kelimelerini dikkatlice seçmeye çalışıyordu Mehmet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMORE
Romance(YARA SERİSİ I) "Özledim seni." diye mırıldandı. Kafamı sola çevirdim. Gökyüzüne bakıyordu oda. "Seninle sohbet edip dertleşmeyi, şakalaşmayı kavga etmeyi." Dudaklarım kıvrıldı. Bende özlemiştim. "Özlenmeyecek gibi biri değilim yani." Kahkaha atmay...