21.09.2021
Heyy. Selamlar. Nasılsınız? Ben çok iyiyim teşekkürler.
Lafı fazla uzatmadan hikayeye geçelim.
👑 İyi ki varsınız❤❤ İyi ki buradasınız. 👑
YORUM İSTERİM ☺♥ (bol bol)
Keyifli okumalar :)
🥜
Gözlerimi açtığımda odamdaydım. Ne ara geldiğimi hatırlamak için açtığım gözlerimi tekrar kapattım. Başımdaki ağrıyla inlerken tekrar açtım gözlerimi ve yataktan doğruldum. Dün giydiğim kıyafetlerle yatmışım. Yataktan çıkıp sarsak adımlarla banyoya girdim. Kıyafetlerimi çıkarıp suyun sıcaklığını ayarlayarak gevşerken baş ağrım hafiflemişti. Şampuanla saçlarımı köpürtüp taradım ve duş jeliyle vücudumu da yıkadıktan sonra havluya sarılarak banyodan çıktım. Dolaptan aldığım kıyafet ve iç çamaşırımı giydikten sonra saçımdaki fazla suyu havlu yardımıyla aldım ve havluyu dağınık yatağa bıraktım.
Baş ağrım için ilaç içmeliydim. Odadan çıkıp merdivenlere yöneldim. Ev sessizdi. Herkes uyuyordu sanırım. Mutfağa yönelirken burun kemerimi parmaklarımla sıkıştırdım. Rakı senin neyine Yağmur? Akşam beni kim odama götürmüştü? Poyraz getirmiş olamazdı. Korumaların eve girişi yasaktı. Eskiden beri abimin kullandığı kuraldı. Kimseye güvenemediğindendi sanırım. Abim mi beni odama çıkartmıştı?
Mutfağa girip büyük bir bardak dolusu suyu içerken ilaç aramaya başladım. İlaç kolik değildim ve bu yüzden ilaçlarla ilgilenmezdim. Ama şu an ki baş ağrım ilaçsız geçebilecek gibi değildi. Tabi ki evde ilaç falan yoktu. Lanet okuyarak bahçeye doğru adımlarımı yönlendirdim. Abim beni defalarca kez uyarmıştı. Rakı ve viski bana iyi gelmezdi. Israrla içmekten kaçınsam da dün içtiğim için sanırım bu baş ağrısına katlanmak zorundaydım.
Hava ılıktı. Geceden ıslatılmış çimler ile toprak kokusu karşıladı beni. Bugün anlamlandıramadığım biçimde huzurlu hissediyordum. Islak çimlere oturup ayaklarımı çaprazladım ve ellerimi geriye yaslayıp gökyüzüne çevirdim bakışlarımı. Güneşin hafifçe yüzüme tatlı bir sıcaklık katmasını beklerken üzerimde oluşan gölgeyle açtım gözlerimi.
"Islak çimlerde oturmak mı?" Baran gülümseyerek bana bakıyordu. Güneş sarı saçlarını parlatırken nefes kesiciydi. Dudaklarını ıslatırken karşıma yere çömelip bağdaş kurdu. Kaşlarımı çattım. Benimle konuşmaya tekrar başlamıştı.
"Günaydın. Konuşuyor muyuz tekrar?" diye mırıldanırken gülümsedim. Başını onaylar şekilde salladı.
"Kendimle konuşuyordum. " İşaret ve orta parmağını bileştirip sağ şakağını işaret etti.
"Kendimle konuşurken başkasıyla konuşmam. Kendi kafamın içinde halledip öyle konuşurum." Dudaklarını birbirine bastırırken mavileri koyulaştı ve yavaşça yutkundu. Bakışlarını etrafta gezdirirken konuşmaya başladı.
"Dün erkek arkadaşın seni eve bırakmadı anlaşılan." Erkek arkadaş? Benim erkek arkadaş? Berk benim erkek arkadaşım değil ki. Gözlerimi kıstım.
"Yanımda Poyraz vardı." başını onaylar gibi sallarken tek kaşını havaya kaldırdı. "Erkek arkadaşın yani." Hayır. Ama bunu senin bilmene gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AMORE
Romansa(YARA SERİSİ I) "Özledim seni." diye mırıldandı. Kafamı sola çevirdim. Gökyüzüne bakıyordu oda. "Seninle sohbet edip dertleşmeyi, şakalaşmayı kavga etmeyi." Dudaklarım kıvrıldı. Bende özlemiştim. "Özlenmeyecek gibi biri değilim yani." Kahkaha atmay...