Gözlüğünü düzeltip sıradaki hastayı çağırması için hayranlıkla kendisini izleyen hemşireye işaret etti.
"Sıradaki hastayı alalım."
Aslında gözünde herhangi bir sorun yoktu. Sırf etrafındaki kadınların dikkatini çekmemek için takıyordu. Simsiyah kirpiklerle çerçevelenmiş masmavi gözleri, başını her zaman kadınlarla belaya sokmuştu. O ne kadar uzak dursa da kadınların ilgisi her daim üzerinde olmuştu.
"Kolay gelsin!"
İçeri giren hastaya dikkatini vermedi. Zira önündeki monitörden yapması gereken işlemleri hallediyordu. Eliyle masasının önündeki koltuğu işaret etti.
"Buyurun oturun, şikayetiniz nedir? "
"Bir kaza geçirdim, belimde yara var. Sanırım enfeksiyon kaptı."
Monitörden gözlerini ayırıp karşısındaki kadına dikkatini verdi. Şık bir ceket giymiş, 30-35 yaşlarında , başındaki gül kurusu şalı boynuna dolamış olan kadın çatık kaşlarının altından kendisini izliyordu. İri gözlerindeki ifade acı çektiğini fazlasıyla belli ediyordu.
"Şöyle buyurun ,sizi muayene edelim."
Kadın zorlukla yerinden kalktı. Elini beline dayayarak ilerledi ve sedyeye oturdu. Yağız maskesini burnuna çekti. Eldivenlerini giyerken kadın ceketini ve gömleğini çıkarıp sedyenin köşesine bıraktı. Atletin tamamen çıkarmadı. Sadece muayene edilebilecek kadar belini açtı. Yağız dikkatle yaklaştı. Dediği gibi belinde yaralar vardı. Ve bazı noktalardan iltihab kapmıştı.
"Ne kazası geçirdiniz?" diye sordu.
Kadın ciddi ve soğuk bir tonda yanıt verdi.
"Merdivenden düştüm!"
Yağız yara izlerine daha dikkatli baktı.
"Ne zaman oldu?"
Kadın bu defa sabırsız gibiydi. Aceleyle yanıtladı.
"Gecen hafta."
Yağız hafiften yaraya dokununca kadın inledi. Tam muayeneyi bitirip çekilecekti ki, kadının sırtında ufak bir morluk farketti. Atletini hafifçe yukarıya kaldırdı ve sırtında, 4 ayrı noktada morluklar gördü.
"Giyinebilirsiniz."
Masasının başına oturdu. Kadının giyinmesini bekledi. Kadın giyinince masaya yaklaştı. Muhtemelen reçetesini bekliyordu. Eliyle koltuğu işaret etti.
"Buyurun oturun lütfen!"
Kadın endişeli ve meraklı gözlerle baktı. Ancak herhangi bir tepki vermeden yavaşça koltuğa oturdu. Yağız maskesini indirdi. Ellerini masanın üzerinde birbirine kenetledi ve boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
"Hanımefendi siz darp edilmişsiniz."
Kadının bir anda bütün kanı çekildi ve bembeyaz oldu. Çabucak toparlandı.
"Yanılıyorsunuz. Dediğim gibi merdivenden düştüm."
Yağız derin derin baktı kadının gözlerine. Kehribar rengi gözlerinin ardındaki acıyı gördü.
"Belinizdeki yara diş izleri taşıyor. Ve sırtınızda da morluklar var. "
Kadın gözlerini kapattı. Bir şeyler mırıldandı ama Yağız ne dediğini tam duymadı.
"Yahu neyse ne! İlacımı ver de gideyim."
Diye ani bir çıkış yaptı. Kadının kaygılarını anlıyordu. Eşleri tarafından darp edilen kadınlar bunun ortaya çıkmasından daha çok endişe ediyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERKEK GÜZELİ
RomanceYağız gülümseyerek baktı sevdiği kadının kıvrık kirpiklerinin arasında parlayan kehribar rengi gözlerine. Kendinden emin duruşu ve isabetli kararları ile bundan sonra ona yol gösterecek nadide bir çiçekti bu kadın. Bir kez daha aşık oldu sanki. Bir...