Sırtındaki yastığı düzeltip geriye yaslandı. Leyla yandaki yatakta uzanmış tavanı izlerken o gecenin karanlığında kendince hesaplar yapıyordu.
20 saatlik yolculuğun ardından Van'a ulaşmışlardı. Herkesi kuytu köşede kalmış bir otele yerleştirmişler, son hazırlıklar tamamlayıncaya kadar burada kalacaklarını söylemişlerdi.
Abdullah denilen adamın hemen yandaki odaya yerleşmek için diğer elemanlarla yer değiştirmesi Yağız'ın dikkatinden kaçmadı. Bu adam sanki onları takip ediyordu. Molalarda bile çaktırmadan onları izlemişti. Hatta tuvalete giderken bile arkasından geldiğini görmüştü. Yağız bu adamın örgüt tarafından ayarlandığından şüphe ediyordu. Eğer öyleyse bu adamdan bir an önce kurtulmalıydı. Yanında getirdiği onlarca ilaç vardı. Vereceği yüksek dozda uyuşturucu her şeyi hallederdi. Ama şuan bu imkansız görünüyordu.
"Ne düşünüyorsun?" diye sordu Leyla. Kendine gelen Yağız başını iki yana salladı.
"Hiiç!"
"Korkuyor musun?"
"Kendi adıma değil, sen ve Elif için endişeliyim. "
Leyla tavanı, Yağız karşı duvarı izliyordu. Leyla şuh bir kahkaha attı.
"Ha ha ha!Oğlum deli misin sen? Bu benim için müthiş bir macera. Minibüsteki herkesin adını ve yüzünü ezberledim. Ne konuştuklarını , nasıl hareket ettiklerini tek tek inceledim. "
"Neden?"
"Dönüşte bir kitap yazacağım. "
Yağız isteksiz bir gülümseme kondurdu yüzüne.
"Desene romanlara konu olduk "
"Senin hayatın roman yakışıklı " derken başını çevirip Yağız'a baktı.
"Ayyy! Bu arada sana bakınca bir acayip oluyorum. Ciddi ciddi başka bir adam gibisin. Gece uyku arasında görsem çığlığı basarım bu kim diye!"
Gülüştüler... Yağız "Ya sana ne demeli?" dedikten sonra sesini incelterek Leyla'yı taklit etti. " beyyy! beyyy! Gülmemek için kendimi zor tutuyorum."
Leyla gülümseyerek cevap verdi.
"Sen beni boşverde diğer kadına dikkat ettin mi hiç? Naciye'ye ?""Yoo! Ne var ki?"
"Ayyy! Gülmemek için dudaklarımı ısırıyorum. Allah'tan yüzümde peçe var da görünmüyor. Çok saçma şeyleri çok önemliymiş gibi anlatıyor ve anlatırken sürekli gökyüzüne bakıyor. Orada biri varmış ve onunla konuşuyormuş gibi. "
Gözlerini tavana çevirip kadını taklit etmeye başladı.
"Şok güzel yemek yaparım. Önce sovanları inceee inceee, ama çok incee doğrarım, tereyağını tencirede eritirim sovanları üzerine katarım..bla bla bla"Tekrar güldüler. Çok komik olmasa da içinde bulundukları durumun vehametinden bir kaç saniye uzaklaşmaya ihtiyaçları vardı.
"O anlatırken bırakıp gitsen haberi olmaz. Çünkü senle konuşmuyor ki! Yukarda biri var onla kunuşuyor..."
Biraz daha gırgır yaptıktan sonra
"Neyse artık yatalım. Yarın yolculuk var." dedi Yağız. Heyecanla sordu Leyla. "Şimdi nereye gidiyoruz?""Buradan Saray ilçesine ,oradan Kapıköy sınır kapısından İran'a geçeceğiz. İran'da hangi güzergahı kullanacaklarını bilmiyorum."
dedikten sonra derin bir nefes aldı ve başını öne eğdi. Leyla yüreği burkularak baktı Yağız'ın gözlerine. Onu hiç olmayan kardeşi gibi hissediyordu. Yağız'a baktıkça hiç bilmediği kardeş sevgisi yüreğinde yeşeriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERKEK GÜZELİ
RomanceYağız gülümseyerek baktı sevdiği kadının kıvrık kirpiklerinin arasında parlayan kehribar rengi gözlerine. Kendinden emin duruşu ve isabetli kararları ile bundan sonra ona yol gösterecek nadide bir çiçekti bu kadın. Bir kez daha aşık oldu sanki. Bir...