67. Bölüm; Öldür Beni!

158 30 2
                                    

15 gün sonra...

"Gelen giden olmadı değil mi?" diye sordu Cevahir. Gece yarısı sığınakta toplanmışlardı.

Yağız başını iki yana salladı ve oflayarak cevap verdi.

"Hayır ! Kimse gelmedi. Arif'i gördüm bir kez. Sordum... Hastanın durumuna baksam iyi olur,dedim ama.... " durdu ve derin bir iç çekti.
Ardından devam etti.
"Buna bizim karar veremeyeceğimizi söyledi. Ancak onlar çağırırsa köşke girebilirmişiz. "

15 gün boyunca Arif 'in ya da herhangi birinin ,kim olduğu umrunda değildi, gelip onu köşke götürmesini bekledi. Elif'i muayene edecekti, kolunun durumunu öğrenecekti. Nasıl olduğunu görecekti, fırsat bulursa kokusunu içine çekecekti. Ama kimse gelmedi. Belki de köşkün gerçek doktoru dönmüştü. O yüzden ona gerek kalmamıştı. Aslında ona da razıydı. Yeter ki Elif iyi olsundu.

Cevahir Naciye'ye döndü.
"Köşkte durumlar nasıl? Hiçbir şey duymadın mı?" diye sordu.

Naciye " Sadece kutsal ananın benden kelle paça çorbası istediğini söylediler. Türk usulü. Onu yapıp gönderdim. Başka bir bilgim yok. Biliyorsun onların katına çıkamıyorum. "

Yağız istemsizce tebessüm etti. Elif o çorbayı mükemmel yapardı.

"O zaman komar iyileşiyor diyebilir miyiz?" dedi Abdullah. Herkes kuşkulu gözlerle birbirine baktı.

"O çorba iyileşmesine yardım eder. Ama şuan ne durumda olduğunu bilmiyorum. "dedi Yağız.

"Önceki görüşmemizde 15 gün yeterli demiştin. "

"En az 15 gün demiştim ama daha fazla beklemek istemiyorum. Ne yapacaksak yapalım. "

"Biraz koşabilse bize yeter."

"Neden ATV' leri almıyoruz? Köşkün bahçesinde 4 tane gördüm "

Abdullah araya girdi.

"35 kilometre çapında bir alan üzerine kurulmuş burası. Etrafında da manyetik bir koruma alanı var. ATV'ler de takip cihazı var. Buraya ait herhangi bir araç alanın dışına izinsiz çıkarsa koruma alanı ihlal edileceği için alarmlar devreye girer. Ve tetikte bekleyen askerler biz dağın aradına ulaşmadan helikopteri havaya uçururlar. "

"Kimse farketmeden çıkmalıyız " diye ekledi Naciye.

Yağız derin bir nefes aldı. Bakışları geçmişe yol alırken " Elif iyi koşucudur. Hatta benden bile daha hızlı koşardı. O performansının yarısını bile kullanabilse bize yeter bence. Yorulduğu yerde sırtıma alırım. "dedi.

Leyla'nın boğazı düğümlendi. Yağız'ın Elif'e olan sevgisine hayrandı.
"Ihıımm! Bende Yağız'a katılıyorum. Artık beklemeyelim. " dedi Leyla.

Cevahir Abdullah'a döndü.
"O zaman başlayalım!" dedi.

Ardından "O zaman başlayalım. " diye tekrar etti Abdullah ve ayaklandı. Duvar köşesinde siyah büyükçe
2 çanta vardı. Çantaları alıp herkesin ortasına getirdi. Kendi de yere çöktü. Birini açtı. İçinden çıkardığı muskayı Yağız'a uzattı. Diğerlerinde zaten vardı. Yağız muskanın nasıl çalıştığını anlamak için kurcalarken Leyla uzanıp muskayı aldı. Ve nasıl çalıştığını gösterdi. O sırada Abdullah çantadan Kalaşnikof silahlar , tabancalar, kasaturalar ,sis bombaları, el bombaları, göz yaşartıcı bombalar ,mermi gibi bir sürü cephanelik çıkardı yere dizdi.

" Cephaneliğimizin bir kısmı burada. Gerçi planımız işe yararsa, yani bitkiyi yedirebilirsek bunlara gerek kalmaz ama yine de biz silahlarımızı kuşanacağız. "

Ardından diğer çantayı açtı. İçinden 2 adet tuluma benzer kıyafet çıkardı ve Yağız'a uzattı.

"Biri senin, biri eşin için"

ERKEK GÜZELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin