49. Bölüm; Nişan

172 26 2
                                    

Yağız konukların yanına geçtikten
20 dk kadar sonra Elif kahvelerle geldi. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı Yağız. Elif'in bu işi uzatacağından deli gibi korkmuştu. Neyse ki korktuğu başına gelmemişti.

Yağız kahvesini içerken Batu telefonla çekim yapıyordu. Özellikle Yağız'ın yüzüne odaklanmıştı. Bilmiyordu ki zehir olsa içmeye hazırdı. Hiç tereddüt etmeden fincanı ağzına dayadı ve bir solukta kahveyi içti. Aslında içinde fazlaca şekerden başka bir şey yoktu.Tuz felan katmamıştı Elif. Kıyamamıştı sevdiği adama. Durumu farkeden Yağız fincanı sehpaya bırakırken aşkla baktı sevdiği kadının gözlerine. Dudaklarındaki tebessüm Elif'in gözlerinde ışıltıya dönüştü. Artık konuşmadan da birbirlerinin duygularını, düşüncelerini anlayabiliyorlardı.

Yavuz Bey büyük bir gururla kız isteme faslına geçti. Önce annesinden sonra Batu'dan istedi Elif'i. Ne de olsa bu ailenin erkeği Batu idi. Başka akrabalar da vardı tabi. Ama birleşen iki ailenin üyelerinin öncelik hakkı vardı her zaman.

Allah'ın emri, Peygamberin kavliyle kız istendi. Hayırlı olsunlarla kız verildi. Zehra süslü bir tepside kırmızı kurdele ile birbirine bağlanmış yüzükleri getirdi. Yavuz Bey güzel bir konuşma ile yüzükleri taktı. Normalde kız tarafı yapardı bu görevi ama onlar bu görevi Yavuz Bey'e devretmeyi daha uygun bulmuşlardı.
Makası alan Yavuz Bey kurdeleye geçirdi ama kesmedi. İki üç kez denedi. Yine kesmedi. Sonra Batu'ya döndü.

"Ne dersin delikanlı, bu makas kesmiyor galiba. "

Yavuz Bey'in şakası herkesi güldürdü. Normalde bu adeti kız tarafı yapar, erkek tarafından para alırdı. Sonra yaveri Hüseyin'e bir işaret çaktı. Kapının kenarında ayakta bekleyen adam yavaşça yaklaştı ve 200'lüklerden oluşan bir deste parayı tepsiye bıraktı. Çok büyük bir deste değildi bu. Her şey tadında güzeldi. Azı cimrilik, fazlası görgüsüzlük olurdu.

Kurdele kesildikten sonra şık bir gerdanlık hediye etti Yavuz Bey. Elif kabul etmekte tereddüt etti ama şu ortamda itiraz etmesi uygun olmazdı. Sessizce kabullendi.

Tören bittikten sonra yemek faslına geçildi. Naime hanım bahçenin bir ucundan diğer ucuna masalar hazırlatmıştı. Buralarda adettendi. Uzaktan gelen misafirlere mutlaka yemek verilirdi. Konuklar masalara geçerken Yağız ve Elif çaktırmadan üst kata, Elif'in evine kaçtılar.

"Açsan buraya yemek isteyebilirim."

Yağız gülümseyerek elinden tuttuğu kadını kendine çekti ve belinden sıkıca kavradı. Aşkla baktı gözlerine.

"Vazgeçeceksin diye ödüm koptu bir an. "

"Ödünün kopmuş hali o muydu? Benden daha çok sesin çıktı. "

Elif'in sesi sitem doluydu.

"Ne yapayım, böyle saçma bir sebepten dolayı vazgeçebileceğin düşüncesi beni delirtti. "

"Hımm! Saçma yani?"

"Saçma tabi!" derken uzanıp alnına küçük bir öpücük kondurdu. "Sakın benden vazgeçme, bizden vazgeçme Elif."

Elif boynundaki gerganlığı gösterdi.
"Şuna baksana Yağız. Ben bunu nasıl kabul edeyim? "

"Sakın dedeme bunu söyleme! Çok kırılır. O sana layık bir hediye bulmak için ne kadar çok zaman harcadı bilemezsin. Çocuklara, annene, herkese hediyelerini tek tek kendi seçti. "

"Annemlere de mi hediye aldı?"

"Evet, Hüseyin abi getirdi! Görmedin mi?"

Elif o sırada Yavuz Bey 'i görmenin şokunu yaşadığı için Hüseyin'in elindeki poşetleri Zehra'nın yönlendimesi ile içerdeki odaya taşıdığını farketmedi.

ERKEK GÜZELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin