"Haa!" diye tepki verdi hayretle. Elif çam ağacının dalları arasından ona bakıyordu. Kalınca bir dal üzerinde oturmuş, bir eliyle de başka bir daldan tutunmuştu. Ağaç kalın görünüyordu ama bu çok tehlikeli bir durumdu. Oraya nasıl tırmanmış olabileceğini düşünürken bir taraftan da kozalak yağmurunun sebebini anlamış olmanın şaşkınlığını yaşıyordu.
"Elif!!! Ne yapıyorsun sen orada? " dedi şaşkınlıkla ve saklandığı yerden çıkıp Elif'e doğru bir adım attı. Aynı anda Elif bir kozalak daha fırlattı ve kozalak Yağız'ın omzuna çarptı.
"Elif ne yapıyorsun Allah aşkına!"
"Seni bekliyorum" diye bağırdı Elif.
Yağız "15'lik kızlar gibi ağaç tepelerine tırmanmışsın maşallah! Hani sen yaşlıydın? Hani hastaydın? " diye bağırdı ve kafasını koruyarak hızla kaçıp tekrar ağacın arkasına saklandı.
"Çok konuşma! Çık ortaya! Erkekkk! Erkeksin ya sen ! Çık ortaya, ıspatla erkek olduğunu! Erkeklik öyle sinsice yaklaşıp habersizce öpmekle olmaz. Erkeksen saklanma o ağacın
arkasına! "Yağız gülerek başını salladı. Ve uzanarak tek gözü ile ağacın arkasından Elif'e baktı. "Haa şu mesele! " dedi imalı bir şekilde. " Küçük bir öpücüktü. Bu kadar büyütmeye gerek yok. "
"Yaa! demek senin için bu kadar basit haa!" dedi ve bir kozalak daha fırlattı. Yağız son anda ağacın arkasına çekildi yoksa kozalak tam gözüne isabet edecekti.
"Tabi ki basit değil ama beni öldürmeni gerektirecek kadar büyük bir mesele de değil. Ayrıca çok tehlikeli bir pozisyondasın. Allah korusun, düşebilirsin. Hadi in, aşağıda konuşalım.
"Saklanma korkak gibi. Çık ortaya! "
"Çıkarsam oradan inecek misin?"
"Yüzünü gözünü dağıttıktan sonra ,evet."
"Yahu dün gece yanağımı patlattın ya! Çenem yerinden çıktı resmen. Yetmedi mi?"
Önceki gece Elif ilk şoku atlattıktan sonra güçlü bir hamle ile Yağız'ı itip kendinden uzaklaştırmış sonrada suratına okkalı bir tokat patlamıştı. Yağız ise canının acısına aldırmadan gülümseyerek odadan çıkıp gitmişti.
"Yetmedi!" diye haykırdı Elif. Yağız hâlâ ağacın arkasındaydı.
"Tamam kabul ediyorum hata ettim. Özür dilerim. İzin verde gelip sana yardım edeyim. Bak aklım çıkıyor düşeceksin diye. "
"Sanane ya, düşersem düşerim. Sananeee! " Diye çıkıştı.
"Ne demek sanane? Senin saçının teline zarar gelse benim yüreğim parçalanır. "
Yağız'ın sesi içten ve duygu doluydu.
Ama Elif alaycı bir tavırla karşılık verdi."Yok canımm! Bak bak neler de biliyor ! Sen doktor değil, yazar olmalıymışsın. Kızlara yaza yaza edebiyatı da sökmüşsün."
Yağız havaya bir kahkaha savurdu. Sesi çok yüksek olmasa da çok içtendi. Aynı anda Elif de gülümsedi.
"İlk yazdığım kadın sensin desem inanır mısın?"
"Ohoo! Sen yalanda da zirveymişsin. Ona külahım bile inanmaz. "
"Vallahi ilk yazdığım kadın sensin. Bu zamana kadar hep kadınlar yazdı bana. Ben ilk defa sana yazdım. "
Elif durdu, biraz düşündükten sonra konuştu.
"Sen ciddi misin?"
"Tabi ki ciddiyim. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERKEK GÜZELİ
RomanceYağız gülümseyerek baktı sevdiği kadının kıvrık kirpiklerinin arasında parlayan kehribar rengi gözlerine. Kendinden emin duruşu ve isabetli kararları ile bundan sonra ona yol gösterecek nadide bir çiçekti bu kadın. Bir kez daha aşık oldu sanki. Bir...