58. bölüm; Vaaz...

153 23 0
                                    

Gece yarısı birden gözlerini açtı. Son zamanlarda gecenin bir yarısı durup durduk yere bir anda uyanıyor, bir daha da uyuyamıyordu. Başını hafiften çevirip yatağın sol tarafına baktı. Doğru gördüğünden emin olamayınca gözlerini kapatıp tekrar açtı. Leyla yoktu. Gecenin bir yarısı çadıra girmeye kalkarlarsa diye mecburen aynı yatakta uyuyorlardı.

Leyla'nın olmadığını görünce bir anda yataktan fırladı. "Leyla! " diye seslendi. Leyla'dan ses yoktu
Hemen yatağın baş ucundaki lüks lambasını yaktı. Perdeyi açıp diğer tarafa geçti. Leyla yoktu. Tuvalete gitmiş olabilir, diye düşündü. Ama Leyla gece yarısı tuvalete gidecek olsa onu mutlaka uyandırırdı.

Lüks lambası ile birlikte zihnindeki karmaşayı da yanına alarak çadırın dışına çıktı. Ay ışığının altında parlayan çadırlardan başka bir şey görünmüyordu.  Tuvaletlerin bulunduğu tarafa doğru dümdüz ilerlemeye başladı. Alanın etrafında silahlı askerin olduğunu biliyordu ama şuan ortalarda kimse görünmüyordu.

10 metre ilerledikten sonra fısıltılar duydu sanki. Lambayı bir çadırın arka tarafında yere bırakarak sesin geldiği yöne doğru bir kaç adım attı. Bir karaltı hızla yaklaşıyordu. Sanki başka bir karaltı daha vardı ve çadırların arasında kayboldu. Ya da gecenin karanlığında ona öyle geldi. Sessizce en yakın çadırın arkasına geçti. Kişinin yaklaşmasını bekledi. Çok geçmeden simsiyah çarşafa bürünmüş biri hızla yanından geçti. Yağız'ın içini şiddetli bir merak duygusu kapladı. Leyla'nın nerede olduğunu deli gibi merak ediyordu ama şuan bu çarsaflıya duyduğu merak daha ağır basmıştı. Burada neler döndüğünü öğrenmeliydi.

Çadırların arkasına saklanarak takip etmeye başladı. Ses çıkarmamaya özen gösteriyordu. Biraz ilerledikten sonra yere bıraktığı lambayı aldı. Arkasına saklayarak çarşaflıyı takip etmeye devam etti. Ve ilginç olanı ise çarşaflının Yağız'ların çadırına doğru ilerliyor olmasıydı. Yağız'ın içine iyice kurt düştü. Acaba bir suikast girişimi miydi bu? Leyla'yı kaçırıp katletmiş sonra da onu öldürmeye mi gelmişlerdi?

Takibe devam ederken yüreği deli gibi çarpıyordu. Çünkü adam onun çadırına girmişti. En yakın çadırın arkasına saklandı ve ne yapması gerektiğini düşündü. Sakin kalmaya çalışıyordu ama şuan bu imkansız gibi görünüyordu. Çadıra girmekten vazgeçti. Çadırın arkasında yere çöktü ve beklemeye başladı. O her kimse eninde sonunda oradan çıkacaktı.

Bir kaç dakika böyle bekledikten sonra fikir değiştirdi. Bu her kimse ve de onu öldürmek istiyorsa ondan önce davranmalı ve onu kıskıvrak yakalamalıydı. Hızla ayağa kalktı. Etrafını kolacan etti. Adamın kafasına vurabileceği bir odun ya da bir taş aradı. Sonunda büyük olmasa da bir taş buldu. Yavaşça ilerledi. Çalmasın diye zili avucunun içinde sıkıştırdı ve çadır bezini aralayıp içeri girdi.

Gözlerinin karanlığa alışması için bir kaç saniye durup bekledi. Sonra etrafına dikkatle baktı bu bölümde kimse yoktu. Yavaş adımlarla ilerledi ve perdeyi hafiften aralayıp diğer bölüme baktı. Oradaydı. Yatağın hemen yanında ki valizleri karıştıyordu. Elindeki taşı hazırladı. Sessiz adımlarla ilerledi. İyice yaklaşınca taşı kaldırdı tam vuracaktı ki adam birden başında ki çarşafı indirdi. Yağız bir anda dondu kaldı. Adam sandığı Leyla'ydı. Elini indirip taşı yere bıraktı.

"Leyla!" dedi hayretle. Leyla hızla doğruldu ve arkasını döndü. Yağız'ı görünce telaşla," Neredeydin? " dedi ve çarşafı omuzlarından aşağı indirip yatağa oturdu.

"Asıl sen neredeydin? Ben seni aramaya çıktım. "

Leyla derin bir nefes aldıktan sonra elini yatağın üzerine koyarak Yağız'a otur işareti yaptı. Yağız sakince yanına oturdu ama hâlâ şoktaydı. Ya o taşı Leyla'nın başına indirseydi?

ERKEK GÜZELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin