Yağız'ın içi titredi. Elif'in halini gördükten sonra Leyla'yı da aynı hale getirmelerine asla müsaade etmeyecekti. Bir anda öfkesi iki katına çıktı.Aslında bilmiyordu ki Abdullah ondan çok daha fazla öfkeliydi.
"Ne duruyoruz? Hadi gidelim.
Leyla'ya zarar vermelerine izin vermeyeceğim. "Abdullah sinirle başını salladı.
"Sakin ol patron! Yavaş ve hatasız ilerlememiz gerekiyor. Mamoon onlarla birlikte. ""Allah kahretsin! " dedi sinirle. "Yemeği yememiş desene. Ayı!"
Abdullah gayet sakindi. " Yesin ya da yemesin. Elimden kurtulamaz. Onu ben haklayacağım" dedi ve başını tekrar koridora uzattı. Mamoon'u köşeyi dönerken gördü. Yağız'a gel işareti yaptı ve yavaşça odadan çıktı. Koridorda ilerlediler. Tam köşeye gelince durdular ve duvara yaslanıp beklediler. Momoon 'un sesi geliyordu. Birilerine kızıyordu. Abdullah dikkatle dinleyince " Ne bu haliniz? Hasta mısınız? " diye çıkıştığını duydu. Karşısındaki her kimse sesi çok az geldiği için ne karşılık verdiğini anlamadı. Sonunda Mamoon,
"Gidin siz, diğer ekip gelsin! Bu halde nöbet tutamazsınız!" diye bağırdı. Belli ki Mamoon askerlerin uykulu halini görmüş ve kızmıştı.Biraz beklediler. Yukardan ayak sesleri geliyordu. Sesler iyice yaklaşınca Abdullah başını uzattı. Askerler sarsak adımlarla merdivenleri inmeye çalışıyorlardı. Uzandı ve hızla arkadakinin boynundan tutup çekti. Adamı koridora sokunca Yağız'a verdi ve diğerlerini koridora çekmek için hamle yaptı. Yağız kolunu arkadan askerin boynuna geçirdi ve odaya sürüklemeye başladı. Zaten sersemlemiş olan adam karşı koymadı. Boynundaki baskıdan dolayı ses de çıkaramadı. Hemen ardından Abdullah diğer askeri getirdi. Hiç düşünmeden her ikisinin de boynunu kırdı ve cesetleri odaya kapatıp çıktılar.
Hızla koridoru geçtiler. Hiç ses yoktu.
Merdivenleri çıkarken Abdullah üst katı, Yağız aşağıyı kontrol etti. Sırt sırta verip birbirlerinin arkasını kollayarak yukarı çıktılar. İki koridor vardı. Abdullah hangisinden gideceğini bilemedi. Yağız soldakini işret etti. Sağdakinde Elif'i tuttukları oda vardı. Kutsal'ın odası muhtemelen soldaki koridordaydı.Abdullah sessizce ilerledi. Yağız arkasındaydı. İlk odanın kapısını dinledi , ses yoktu. İkinci odaya geçti. Buradan da ses gelmiyordu. Üçüncü odaya yaklaşırken sesler duydu. Bakışlarıyla işaret etti. Bu odada olabilirlerdi. Ama başkaları da olabilirdi. İlerlemeye devam etti. Diğer odaları da dinlemek istiyordu. 4. Odayı dinledi. Ses yoktu. 5. Odanın önüne gelince durdu. Burada da sesler vardı. Önce hangi odadakileri haklaması gerektiğini düşünürken kapı kolu aşağı indi. Abdullah hızla kendini diğer tarafa atıp duvara yaslandı. Ancak Yağız hemen kapının önünde kaldı.
Mamoon dışarı çıkıp kapıyı kapatana kadar fark etmedi Yağız'ı. Abdullah arkasında kalmıştı. Yağız'ı görünce durdu. " Şifacı?" dedi hayretle ve onu şüpheli gözlerle baştan ayağa süzdü.
"Senin ne işin var burada?"Yağız hiç duraksamadan, hiç kekelemeden karşılık verdi.
"Kutsal efendimiz çağırmış, onun için geldim. "
Öfkeli bakışlarını Mamoon'un tam gözünün içine dikmişti. Mamoon Yağız'a doğru bir adım attı.
"Benim neden haberim yok? Kim getirdi seni buraya?" diye çıkıştı.Yağız koridorun girişini işaret ederek " Bilmiyorum, şurada bir asker var o getirdi ?"dedi. Abdullah arkada tetikteydi.
Mamoon " yürü bakalım,kimmiş o?" dedi ve elini Yağız'ın sol omzuna attı. Yağız ani bir hamle ile sağ elinde gizlediği kasaturayı salladı. Mamoon daha ne olduğunu anlamadan eli bileğinden koptu yere yuvarlandı .
" Ahh!" diye inledi. Bileğinden sıçrayan kanlar Yağız'ın üzerini kirletmişti. Ama aldırmadı. " O pis ellerinle bir daha kimseyi kirletemeyeceksin. "dedi ve bıçağı tekrar salladı ancak Mamoon ani bir refleksle bir adım geri çekilince Yağız'ın hamlesi boşa çıktı.
Kendine gelen Mamoon hızla elini beline attı. Silahını çıkarıp Yağız'ı vuracaktı ki Abdullah arkadan boynuna atladı. Bu ayının boynunu kıramayacağını biliyordu. O yüzden bıçağı şah damarına sürttü ve hızla uzaklaştı. O kadar hızlı hareket etmişlerdi ki ikisi de, adam değil kendini korumayı, bağırıp yardım istemeye bile fırsat bulamamıştı. Yere devrilirken tiksinerek izlediler çirkin suratlı devi. Çizgi filmdeli Shrek bile bundan daha sevimliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERKEK GÜZELİ
RomanceYağız gülümseyerek baktı sevdiği kadının kıvrık kirpiklerinin arasında parlayan kehribar rengi gözlerine. Kendinden emin duruşu ve isabetli kararları ile bundan sonra ona yol gösterecek nadide bir çiçekti bu kadın. Bir kez daha aşık oldu sanki. Bir...