61. Bölüm : Din Tüccarları...

142 26 1
                                    

Zar zor gözlerini araladı. Boynunda ve başında şiddetli bir ağrı vardı. Görebildiği kadarıyla her yer karanlıktı ya da aldığı darbeler sonucu kör olmuştu. Neyse ki  etrafında ki sesler, duyma yetisinin hâlâ yerinde olduğunu gösteriyordu.

Keskin bir erkek sesi duydu önce. R'leri bastıra bastıra söylüyordu. Tekrar gözlerini kapattı.

"Yok bu böyle olmayacak! Kendi başına saçma sapan şeyler yapıyor. "

Daha kalın bir erkek sesi araya girdi.

"Hepsi senin suçun. Şuna sahip çık dedik. İdare et dedik, oyala dedik. "

İnce bir ses itiraz etti.

"Her saniye başında bekleyemiyorum ki. "

Adam daha sert çıkıştı.
"Bekle yahu! Bekle! Gerekirse tuvalete bile peşinden git. "

En başta konuşan adam keskin bir şekilde araya girdi.

"Tamaamm! Uzatmayın. Söyleyeceğiz artık başka çaremiz kalmadı. Yine de bizden habersiz bir şey yapacak olursa onu şurada zincire vururum. "

Yağız duyduklarını anlamaya çalışırken sesleri tanımak için biraz düşündü. Bu sesleri tanıdığına emindi. Ama şuan hafızası düzgün çalışmıyordu. İnce sesin sahibi, ki bunun bir kadın olduğu belliydi, konuştu.

"Hayvan ! Ne kadar sert vurduysan hâlâ uyanmadı." dedi. Kalın sesin sahibi alaycı bir tonda karşılık verdi.

"Vallahi iyi vurdum ha! Ama helal olsun güçlü adammış. Başkası olsa ölmüştü. " 

Kadın kendi kendine söylendi.
"Hayvan!!! Hayvan oğlu hayvan!" dedi ve elini Yağız'ın alnına koydu. Yağız hızla gözlerini açtı. Kendine gelmesi bir kaç saniyesini aldı. Karşısındaki kadını tanıyınca hayretle yüzünü buruşturdu.  "Leyla! " dedi gözlerine inanamayak.

Leyla şefkat dolu bir sesle karşılık verdi.  "Yağız iyi misin?"

Yağız gözlerini bir kaç kez kapatıp açtı. Neler olduğunu çözmeye çalışıyordu. Ve neyse ki etraf biraz daha aydınlanmıştı. Ya da gözleri karanlığa alışmıştı.

"Neler oluyor Leyla? Neredeyim?"

"Merak etme, güvendesin"

Yağız doğrulmak için hamle yaparken boynunu tuttu ve inledi.  "Ahhh!"

"Ayy! Çok mu ağrıyor?" diye atıldı Leyla. Sesi endişeliydi. Yağız Leyla'ya cevap vermeden etrafına göz gezdirdi. Aslında seslerini duyduğu adamları merak etmişti. Birisi yerdeki bir kütüğün üzerine oturmuş, diğeri ayakta bekliyordu ve her ikisi de meraklı gözlerle kendisine bakıyordu.  Ve O ikisini de tanıyordu.

Ayakta bekleyen Abdullah'tı. Onu sürekli takip eden, tedirgin eden ve de yüksek dozda uyuşturucu verip öldürmeyi düşündüğü Abdullah...  Diğeri ise yine birlikte yolculuk ettikleri Cevahir'di. Naciye'nin kocası Cevahir...

Yağız epey bir zaman donmuş gözlerle onları izledi. Bir Abdullah'a, bir Cevahir'e, bir Leyla'ya baktı. Neler oluyordu? Bütün bunlar ne demekti?

Abdullah "Kendine geldin mi Mecnun Bey?" dedi kalın sesiyle. Leyla öfkeli bakışlarını Abdullah'a çevirdi.
"Sayende bir türlü kendine gelemiyor. Görmüyor musun ne halde?"

Cevahir hızla ayağa kalktı.
"Tamam dedim! " diye çıkıştı ikisine de.  "Şuan çok daha önemli bir konumuz var" dedi ve Yağız'ın yanına geldi. Leyla'ya döndü ve Yağız'ı işaret etti.
" Biraz su versene. "

Leyla ilerleyip yerde bulunan kovanın kapağını açtı ve metal bardağı doldurup Yağız'a getirdi. Yağız suyu içti ama aklı allak bullaktı. Cevahir kendinden emin ve kararlı bir tonda konuşmaya başladı. 

ERKEK GÜZELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin