10. Bölüm; Öpücük...

242 35 0
                                    

Kadına ilk müdahaleyi yapıp, odadan çıktığında koridorda büyük bir kalabalıkla karşılaştı. Zebra desenli kocaman bir örtüye bürünmüş bir  kadın yolunu kesti. Gözleri yaşlıydı.

"Ablam nasıl doktor bey?"

Aynı anda kadın ve erkeklerden oluşan 5-6 kişi etrafını sardı.

"Şuan durumu iyi. Ama yinede merkez'e göndereceğiz. "

Gruptan bir adam atıldı.

"Ne zaman gönderecen doktor?"

"Ambulans hazırlanıyor, birazdan yola çıkar"

Gurup dağılınca etrafına bakındı. Elif görünmüyordu. Koridorda dolaştı. Yoktu. Acil kapısından dışarı çıktı. Arabası oradaydı. Ön tarafa doğru ilerledi. Hemen ağaçların önünde bulunan yüksek kaldırım taşına oturmuş, dirseklerini dizlerine dayamış, başını ellerinin arasına sıkıştırmıştı. Başındaki yazmanın kenarlarını ensesinden geçirip tepesinde toplamıştı. Açık boynundan aşağı hala ter damlaları akıyordu. Yavaşça yaklaştı. Vereceği tepkiden korkuyordu ama iyi olup olmadığınıda merak ediyordu. Biraz mesafe bırakarak yanına oturdu. Elif başını kaldırmadı.

"İyi misin?" Diye sordu.

Elif soruyla karşılık verdi.

"Hatice abla nasıl?"

"Şuan iyi, ama yinede merkeze gönderiyoruz."

Elif yavaşça ayağa kalktı. Yağız da hızla ayaklandı. Elif'in yüzü de gözleri de kıpkırmızıydı. Ve aynı soruyu tekrar sordu.

"İyi misin?"

Elif'in bağırıp çağıracağını sanıyordu ama O gayet sakin tavırla karşılık verdi.

"İyim ben. " Dedi ama gözlerini kaçırdı. Yağız 'ın yüzüne hiç bakmadı. Yağız'ın yüreği parçalandı.

"İyi görünmüyorsun. İçeri gel seni muayene edeyim. Tansiyonuna felan bakalım. "

Elif, "Bir şeyim yok benim. Sen Hatice abla ile ilgilen. " Derken aracına doğru bir kaç adım attı. Yağız peşinden bakarken cesaretini topladı.

"Çocuk nerede?"  Diye sordu. Elif durdu , yavaşça arkasını döndü. Bu defa bakışlarını kaçırmadı. Yaşlarla dolan gözleri yüreğindeki acıyı yansıtıyordu.

"Sence?"

Yağız olduğu yerde dondu kaldı. Ne gözlerini kaçırabildi, ne bir şey diyebildi. Yaşadığı pişmanlık ise bütün benliğini yakıp kül etti.

Elif başka bir şey demedi. Hızla aracın yanından geçip içeri girdi. Yağız ise bir müddet olduğu yerde hareketsiz kaldı. Kendine küfürler savurdu içinden. Nasıl düzeltecekti bu durumu? Hızla telefona davrandı.

"Alo dede! Ne oldu bizim iş?"

***

2 hafta sonra...

Kamelyadan gelen sese kulak verdi.

"Doktor Bey, hoş geldin oğlum. "

Başını çevirdiğinde Elif'in annesi Naime teyzeyi kamelyada otururken gördü. Önceki hafta muayeneye gelmişti ve öyle tanışmışlardı. 65_70 yaşlarında sevimli bir kadındı.

"Merhaba Naime teyze. Nasılsın?"

İradesinin hakkını sonuna kadar vermek için çok çabaladı ama kendine bir türlü engel olamadı. İki hafta boyunca hayalinde Elif'e kendini anlattı, açıklama yaptı, bilgisayarı için teşekkür etti. Sürekli diyalog kurdu ,çaba sarfetti ama Elif'in o son bakışı, gözlerinden akan yaşlar, çaresizlik içinde kıvranan yüz ifadesini aklından atmayı başaramadı . Hayalleri bir türlü peşini bırakmayınca başka çaresi kalmadı. Elif'le konuşmadan bu durumdan kurtulamayacağını biliyordu. Kendine  çok kızdı. Neden bu kadın zihnini bu kadar meşgul ediyordu? Neden sürekli onu düşünüp duruyordu? Neden , neden ,neden? Bilmiyordu... Bildiği tek şey, onu görmek istediği, onunla konuşmak istediğiydi. Tartışacak olsa bile, kavga edecek olsa bilse istiyordu. Sesini duymak, gözlerinin içine bakmak istiyordu.

ERKEK GÜZELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin