Adamın kafasını yavaşça ittirdi ve boynundan uzaklaştırdı.
"Yapmaaa! "dedi cilveli bir şekilde.
Adam kadını çekiştirerek askerlerin kaldığı odaya doğru sürükledi.
"Dur ne yapıyorsun,bir gören olacak! Hem hâlâ yukarıda neler olduğunu anlatmadın!" dedi sitemle.
Arzudan gözü dönmüş adam, dişlerinin arasından " odaya gelirsen anlatırım " dedi. Kadın kendini geriye doğru çekerek mahsustan istemiyormuş numarası yaptı ama aynı zamanda da odaya girdi.
Asker odaya girer girmez kadını basındaki örtüyü çekip aşağı indirdi ve boynuna gömüldü. Kadın bir müddet izin verdikten sonra adamı sertçe ittirdi."Olmaz " dedi omzunu silkerken. Adam umursamaz bir tavırla tekrar yaklaştı. "Neden olmazmış?"
Kadın tekrar uzaklaşıp üzgün bir ifade takındı." Ben burada meraktan ölüyorum,senin derdine bak!" dedi dudaklarını uzatarak. Genç adam imalı bir şekilde başını salladı. "Anlaşıldı. Önce senin merakını gidereceğiz. " dedi. Kadının gözleri parladı. Adam ciddiyetle anlatmaya başladı." Kutsal efendimize Allah'tan ilham gelmiş. "
"Yaaaa!" dedi kadın hayretle.
"Kutsal anamız, Kutsal efendimize ihanet etmiş. "
Kadın dehşetle gözlerini büyüttü.
"Neee? Bu doğru olamaz! ""Ne yazı ki doğru. "
"Eee ne olacak şimdi?"
"Kutsal efendimize ihanet eden kim olursa olsun cezasını çekmeli" dedi adam yürekten inanarak.
Kadın "Ne cezası?" diye çıkıştı. Gözleri yuvalarından fırlamak üzereydi.
"Recm cezası verdiler. Taşlanarak öldürülecek"
Kadının dizlerinin bağı çözüldü. Sabahtan beridir yukardan gelen bağrışmalar demek ki bu yüzdendi.
"Ne zaman?" diye sordu. Sesi titriyordu.
"İkindi namazından önce. "
Kadın içinden küfürler savurdu. Ne olacaktı şimdi?
"Nasıl yapılıyor bu iş? " diye sordu. Adam hayretle gözlerini büyüttü.
Kadın yumuşak bir tonda açıklama yaptı."Ben daha önce hiç böyle bir şey görmedim de o yüzden soruyorum. "
"Önce kadın cellatlar gelecek. Yıkayıp hazırlayacaklar. Sonra caminin bahçesine götürüp beline kadar toprağa gömecekler. Ardından halk tarafından taşlanarak öldürülecek."
Kadının vücudundaki bütün tüyler diken diken oldu. Ardından gözlerini kıstı. Hızlı hızlı havayı kokladı.
"Bu koku da ne?" diye sordu. Adam havayı güçlü bir şekilde ciğerlerine çekti ama koku almadı. Kadın tekrar aynı hareketi yaptı ve gözlerini büyüterek ayağa kalktı.
"Eyvahh! Yemek yanıyor!" dedi ve adamın şaşkın bakışlarına aldırmadan hızla kalktı ve koşarak odadan çıktı.Koridorda çarşafını başına geçirdi ve mutfağa ilerledi. Askerlerin bulunduğu katta olduğu için sıkı sıkıya çarşafa sarılmak çokta önemi değildi. Sakince mutfağa geçti. İki kadın aşçı oturmuş konuşuyorlardı. Yukarda dönen olaylardan bahsediyorlardı. Hiç duymamış gibi yanlarına oturdu.
Askerin anlattıklarının aynını anlattıktan sonra "Birazdan cellatlar gelir" dedi şişman olanı. Naciye meraklı saf bir kadın rolü oynuyordu.
"Cellatlar mı? Ne yapacaklar ki? Kutsal ananın boynunu mu vuracaklar"
"Yok canım" dedi diğeri. "Kadını yıkayıp, kefenleyip caminin önüne götürecekler. Sonra da..." devamını getiremedi. Herkesin içinde bir korku, bir dehşet vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERKEK GÜZELİ
RomanceYağız gülümseyerek baktı sevdiği kadının kıvrık kirpiklerinin arasında parlayan kehribar rengi gözlerine. Kendinden emin duruşu ve isabetli kararları ile bundan sonra ona yol gösterecek nadide bir çiçekti bu kadın. Bir kez daha aşık oldu sanki. Bir...