Orkestranın çaldığı düğün müziği eşliğinde dans eden çifti hayranlıkla izliyorlardı. Elif ara ara Yağız'a bakıyor, göz ucuyla durumunu kontrol ediyordu. İkinci doz ilacını alalı daha bir hafta olmuştu. Ve etkileri hâla devam ediyordu.
İkinci ilaçtan sonra daha çok sarsılmıştı sanki. Kilo kaybı vardı. Üstelik saçları, kaşları ve kirpikleri dökülmeye başlamıştı. Gerçi Elif dökülen kaş ve kirpik kıllarını itina ile topluyor ve minik bir şişede biriktiriyordu.
Yavaşça Yağız'a doğru uzandı.
"Çok yakışmışlar ,değil mi?"
Yağız Leyla'ya sevgi dolu gözlerle baktı.
" Evet. Hâlâ saşkınım biliyor musun?Pek anlaşamıyorlar sanıyordum ama yanılmışım. "
"Ee ne demişler? Tatlı aşklar nefretle başlar. Ama Leyla çok mutlu görünüyor. "
" Leyla bu mutluluğu çoktan haketmişti. İnşallah hep mutlu olur."
dedi.Tam bu esnada motorcu kıyafetleri ile bir delikanlı salona girdi. Elinde bir kutu vardı. Davetlilerin şaşkın bakışlarına aldırmadan hızla ilerledi ve Elif'lerin yanında durdu.
"Yağız Yiğitoğlu?"
Yağız şaşkın gözlerle baktı.
"Buyurun benim!""Size bir paket var" dedi ve ayakkabı büyüklüğünde kadife kaplı bir kutu uzattı. Yağız şaşkın gözlerle önce Elif'e baktı. Elif'te meraklı görünüyordu. Hatta bazı davetliler de bu meraka ortak olmuştu. Ardından kutuyu aldı. Önce kulağını uzattı. Acaba Pakistan'da ki olaylardan dolayı bir suikast olabilir mi, diye düşündü. Saatli bomba felan...
Hiç ses yoktu. Ardından kutunun kapağını yavaşça araladı. Masadakiler pür dikkat izliyorlardı.Yağız kutunun içini görür görmez kapağı hızla kapattı ve gülen gözlerle Elif'e döndü. Elif gülümseyerek izliyordu.
"Ne bu?" diye sordu.
Elif dudağını büktü. "Herkes birgün ettiği bulur!" dedi muzip bir tavırla. Aynı teklifi okulda Yağız ona yapmıştı.
Kutunun içinde bir alyans ve yine minik taş vardı. Yine aynı not eşliğinde tabi."Seni seviyorum Yağız, evlen benimle"
Sapanca'da çok keyifli iki gün geçirmiş, İstanbul'a çok mutlu dönmüşlerdi ama Yağız Elif'in teklifine cevap vermemişti. Elif Yağız'ın ona kırgın olduğunu düşünüyordu. Haklıydı da. Onun sevgilisini görmezden gelmiş, boşanmak için diretmişti. Kendince geçerli sebepleri vardı belki ama Yağız açısından bakılınca haksızlık etmişti. Hem de çok büyük haksızlık. Onu o kadar çok üzmüştü ki bu hastalığa yakalanmasına sebep olmuştu. Şimdi çaresizlik içinde kıvranan Elif'ti.
Yağız yine cevap vermemişti Elif'e. Hayır dememişti ama evet de dememişti. Elif çok üzgündü. Ne kadar çok kırılmıştı Yağız'ın kalbi. Onu ne kadar incitmişti ki Yağız sessizliği tercih ediyordu. Ama vazgeçmeye niyeti yoktu. Onu ikna edene kadar devam edecekti. Tıpkı Yağız'ın Elif'i ikna edene kadar vazgeçmediği gibi.
Yağız tebessüm ederek Elif'e doğru eğildi. Alnından öptü. " Dans edelim mi?" diye sordu.
Elif endişeli gözlerle baktı. "Yorulmanı istemiyorum" dedi.
Yağız yavaşça ayağa kalktı ve elini uzattı. İtiraz etmeden elini tuttu Elif ve birlikte piste çıktılar. Yağız orkestradan bir parça istedi.
Müzik başlayınca hüzünlü gözlerle sevdiği kadına döndü.
"Bu akşam çok efkarlıyım
Kalbim neden kan ağlıyor bunu bir bilsen sevgilim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERKEK GÜZELİ
RomanceYağız gülümseyerek baktı sevdiği kadının kıvrık kirpiklerinin arasında parlayan kehribar rengi gözlerine. Kendinden emin duruşu ve isabetli kararları ile bundan sonra ona yol gösterecek nadide bir çiçekti bu kadın. Bir kez daha aşık oldu sanki. Bir...