78. Bölüm; Tektaş ve Yüzük

168 26 1
                                    

Haber Yağız için büyük sürpriz oldu .Abdullah'ın Leyla'ya olan ilgisini biraz farketmişti o zaman, ama işlerin bu boyuta geleceği hiç aklına gelmemişti. Gülümseyerek ayağa kalktı.

"Çok mutlu oldum. Çok tebrik ediyorum " dedi ve önce Leyla'ya, ardından Abdullah'a sarıldı.

Sonrasında Elif tebrik etti onları.
"Allah mesut, mutlu etsin"

Onlar Yağız'la muhabbet ederken Elif hafızasını olabildiğince zorluyordu. Oradan hatırladığı son şey bir olay değil daha çok bir duyguydu. Korkusunu hatırlıyordu. O kör şeytan Yaşarın , Yağız'a zarar vereceği korkusuydu bu. Tekrar dikkatle Leyla ve Abdullah'a baktı. Yüzlerini hiç hatırlamıyordu ama sesleri tanıdıktı.

Leyla'nın Yağız'a bakışları da dikkatini çekmişti. Sevgi, merhamet ve hüzün dolu bakıyordu. Bir arkadaş, bir dosttan ziyade bir abla, bir ebeveyn gibi davranıyordu sanki.

Onlar nikah davetiyelerini verip gittikten sonra bir müddet sessizliğe gömüldüler. Ardından,
"Yağız ben Leyla 'yı hiç hatırlamıyorum. Nikahta gördüğümü de hatırlamıyorum. Nikahımıza gelmiş miydi?" diye sordu Elif.

"Leyla benim lise yıllarından beri yakın arkadaşım. Ama seninle tanıştığım dönemlerde herkesten kaçtım dedim ya, o süreçte Leyla ile de koptuk. "

Senin kaçırılma olayında tekrar görüşmeye başladık diyemedi. Bu mevzuyu açmak, olayları Elif'e hatırlatmak istemiyordu. O konudan hızla uzaklaştı.

"Ezan okundu mu?" diye sordu.

Elif saatine baktı. " Okunmak üzere. Hayırdır? Neden sordun?"

"Namazı kaçırmayalım şimdi. Zaten kaç gündür kendime gelemedim. Kılamadım namazlarımı. Bugün onları da kaza ederim artık. " diye yanıtladı.

Elif hafif bir tebessümle Yağız 'ın gözlerinin içine baktı. Şaşırmıştı. Klasik müslüman Türk erkekleri gibi Yağız da Cuma namazlarını ve bayram namazlarını kaçırmazdı ama vakit namazlarını kılmıyordu.

"Sen vakit namazlarını ne zamandan beri kılıyorsun?" diye sordu.

Yağız bakışlarını bahçedeki çiçeklere çevirdi.

"Çaresizliği iliklerime kadar yaşadığım günden beri. Hayatımda her şey yolunda gidiyor diye mutluluktan uçarken birden kendimi dipsiz bir kuyuda bulduğumdan beri. Elimin altında olmana rağmen uzanıpta sana dokunamadığım günden beri. "

Başını çevirip dolmuş gözlerle Elif'e baktı. Ve gözünü kırpmadan devam etti. "Son yaşadıklarımızdan sonra insan oğlunun ne kadar zayıf, aciz ve birçare olduğunu anladım. Çaresizlik içinde her kıvranışımda dua ederken buldum kendimi. Ve ettiğim her dua da yüreğimi Rabbime her açtığımda içime yayılan o huzuru hissettim. Ümidimi her yitirdiğimde Rabbimin yardımını üzerimde hissettim. Ve binlerce kere şükürler olsun ki seni geri getirmeyi başardık ve de hiç bir can kaybı olmadan dönmeyi de başardık. Evet psikolojik olarak yıkıldık belki ama bu da bizim imtihanımız. Neticede cennet ucuz değil..."

Elif hızla kalkıp Yağız'a sarıldı. Onun gözyaşlarını silerken kendi gözyaşları şiddetle yanaklarından süzüldü. Onu ilk defa bu kadar tevekkül halinde görüyordu.

Tam bu sırada "Allah'u Ekber! " sesleri gökyüzüne yükseldi. Huzurla birbirine gülümsediler. Ve Allah'ın huzuruna çıkmak için hazırlanmaya gittiler. Nitekim bir devlet büyüğünün bile karşısına çıkarken temizlenip, güzel kıyafetler giyiniliyorsa, kâinatın sahibinin karşısına çıkarken çok daha temiz ve güzel giyimli olmak gerekirdi.

***

Namazı yeni bitirmiş ve salona geçmişlerdi ki Ela'nın sesini duydular. Ardından kendisi göründü . Koşarak geldi .

ERKEK GÜZELİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin