27. Bölüm

18.7K 553 73
                                        

Merhaba güzellerim biz geldik.. Size upuzun bir bölümle geldim. O malum bölümümüz... Lütfen başlamadan oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Oylar çok düşük ve bu da benim hevesimi kırıyor. Dikkat etmenizi istiyorum.

Ve keyifli okumalar diliyorum:)

Aymira bir umutla yarın için hazırlanırken Ulaşın ani bir işi çıktığını ve bugün değil hafta sonu buluşacaklarını söylemişti. Boşu boşuna hazırlanmıştı. Evde de tekti ve şimdilik yapacak bir planı yoktu. Evde durmak istemiyordu,belki ablasına gidebilirdi. Bu sayede bol bol Ulaşın dedikodusunu yapabilirlerdi. O akşam üstün körü konuşmuşlardı ama ablası daha detaylı bir konuşmanın sözünü almıştı. Evden çıkarken ablasına mesaj atıp geleceğini söyledi. Tam o sırada Ulaş aramaya başlamıştı.

" Efendim sevgilim?" diyerek açtı telefonu. Dışarısı artık soğumaya başladığından şimdiden yanakları kızarmaya başlamıştı. Annesinin sözünü dinleyip bir an önce kışlıkları çıkarmalıydı.

" Güzelim ne yapıyorsun? Galiba iki saate işim bitecek. Hafta sonu değil de seni bugün alabilirim. "

" Evden çıktım şimdi ablama gideceğim sevgilim, senin ne işin vardı ki?" diye merakla sordu. Çünkü dün bir işi olduğundan bahsetmemişti. Genelde Ulaşın işlerini çok merak edip sorgulamazdı. Meraklı bir yapısı çok yoktu. Ulaş da onun bu huyunu çok seviyordu.

" Bu da sürpriz olsun. Seni aldığımda göreceksin. O zaman seni ablandan alırım?" diye sordu başka bir planı olup olmadığını öğrenmek için. Aymira o görmese de refleksle başını salladı.

" Tamam o zaman beni ablamdan alırsın." deyip ardından telefonu kapattı. Normalde yürüyerek gitmeyi düşünmüştü ama hava bu kadar sert eserken hiç gözü yemiyordu açıkçası. O yüzden caddeden bir tane taksi çevirecekti. Umarım şansı yaver giderdi de boş bir taksi çevirebilirdi. Keşke her şey filmlerde ki gibi olsa diye düşündü, orada ne güzel kız sokağa adımını attığı anda bir taksi hazır köşede bekliyordu.

Aymira yürürken epey düşündü, düşünecek çok şeyi vardı. Her gün büyüdüğünü daha iyi anlıyordu. Eskiden daha on sekiz yaşına gelmeden mesala bu yaşlarını merak ediyordu. Hayali tam olarak bu muydu? Belki. Tek istediği mutlu olmaktı çünkü. Şimdi sevdiği adamla birlikteydi, üniversite için yeniden adım atacak ve sınavlara girecekti. O yüzden son üç ay kala sıkı sıkıya çalışmalıydı. Önceden de böyleydi sınavlara hep geç çalışır ve iyi bir not alırdı. İçinde tarif edemediği bir his dolaşıyordu. Sanki onu mutluluktan havalara uçuracak bir vaktin geldiğinin habercisiydi bu his. Hisleri kuvvetliydi. Çok güzel şeyler olacaktı, bunun zamanı yakındı. Hayatında bir devir kapanıyor başka bir devir başlıyordu.

Eve yaklaşmak üzere olduğundan taksiden inerek markete uğrayıp Melisa için birkaç abur cubur aldı. Ablası yine kızacaktı ama yapacak bir şey yoktu. Melisanın çikolata yerkenki mutluluğunu görmeyi seviyordu. Bir poşet abur cuburla ablasının bahçesine girip kapıyı çaldı. Çok zaman geçmeden Melisa kapıyı açtığında Aymira eğilerek elindeki poşeti ona gösterdi.

" Teyzem," dedi son harfini uzatarak. Bu küçük cadı anında kollarının arasına girmişti. Teyze olmak ne kadar güzeldi, doğurmadan hiç sorumluluk almadan anne sayılıyorlardı. Çok iyi olaydı,bunun için ablasına teşekkür edecekti bir ara. " Bak sana neler aldım." Melisa çoktan teyzesinin kollarından çıkmış poşete sarılmıştı. Ablası da kapının ağzına geldiğinde Aymira doğruldu ve ayağa kalktı. Ablasına sarılırken içeri geçti.

RECA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin