22. Bölüm part 1

16.9K 677 377
                                    

Merhaba.

Reca'yı bu kadar sevmeniz o kadar hoşuma gidiyor ki, son zamanlarda buraya gelen yorumları okumak yeni hobim oldu.

Bende sizi çok bekletmeden bölüm atayım dedim. Umarım severek okursunuz ballı güzellerim:)

Sınır 200 oy 300 yorum " Sınır geçmeden gelmeyecek"

***

Duygular yavaş yavaş değişir miydi? Mesela birini ölecek kadar çok seviyorsunuz ama zamanla bunun azaldığını hissediyorsunuz. Hayır Ulaş'a olan hislerim değişmemişti. Ama daha kötüsü olmuştu. Sevdamdan daha büyük bir kırgınlık vardı içimde ona karşı. Yaptığı her hareket, söylediği her söz zihnimde hiç durmaksızın dönüp duruyordu bozuk bir plak gibi.

Dört gündür doğru dürüst kendimde değildim. Konağa tekrar hiç gitmemiştim. Sadece gün içinde Ali'nin nasıl olduğunu merak ettiğim için Merve'ye mesaj atıyordum. Aramasına da yanıt vermiyordum çünkü onun aradığını düşünmüyordum. Ulaş arıyordu. Bana ulaşabileceği her yolu deniyordu. Buraya da geliyor ama dışarıda çıkmıyordum. Ulaş kimseden çekinecek bir adam değildi. Pekala babamın karşısına çıkar her şeyi anlatır neden geldiğini söylerdi. Ama biliyordu ki bunu yaptıktan sonra hepten yüzüne bakmazdım.

Çok üstüme gelmemeye çalışıyordu ama konuşmak için ısrar etmekten de vazgeçmiyor. Bir süre daha onunla konuşmayı düşünmüyorum. Çünkü yaptığı hiçbir hareket gözüme mantıklı gelmiyordu. Bir insan sevgilisini kıskanırdı, buna zaten lafım yoktu. Ama kendi öz kardeşinden kıskanmak nasıl bir delilik idi? Kendimi de çok sorgulamıştım, benim de yaptığım bir hata var mı diye. Ama yoktu, gerçekten yoktu. Ben kötü bir şey yapmıyordum ki, sadece Ali'ye arkadaşlık ediyordum. Kimseye bir umut vermiyordum.

Tatilden döndükten sonra Ali ile konuşup işi bırakacağımı söyleyecektim zaten, ama onun o yalnızlığını gördükten sonra bunu nasıl yapabilirdim? Ali çocuk değildi, yetişkin bir adamdı hatta , yaşına bakılırsa. Ama onun ruhu çocuktu. Hemde kırgın bir çocuk. Ulaş dan önce Ali vardı hayatımda. Onu nasıl öyle kimsesiz bırakırdım?

Neden bana biraz daha zaman vermedin ki sanki, bak şimdi ikimiz de boktan bir durumun içindeyiz. Bıkmadan sürekli içimden ona isyan ediyordum. Sinirimi ve kırgınlığımı geçiremiyordum bir türlü.

O gece Ulaşın yanından döndükten sonra bayılmıştım. Beni o halde bulan Ulaştı. Çünkü kendisi zaten peşimden geliyormuş. Daha sonrasında onun sesine ablam duyup gelmiş. Gözümü ilk açtığımda bembeyaz ışık gözlerimi yakmıştı. Serum takılmış ve ardından yemek yedirilmişti. O gece hastanede kalmadan eve dönmüştük gece yarısı. Ulaş her gün her saat usanmadan mesajlar atıyor, arıyor ve kapıma geliyordu. Şu an onunla konuşamayacak kadar kırgındım.

" Aymira madem evdesin kızım, kalk pazara gidelim de kışlık için bir şeyler alalım. Kışın her şey ateş pahası oluyor hazırlık yapmak en iyisi." Allah'ım bu aylardan nefret ettiğimi söylemiş miydim? Bu sıcakta,bu kadar derdimin arasında bir de kışlık menemen mi yapacaktım? Şurada düzgün acı da çekemiyorduk, anında iş kitliyorlardı.

" Ya anne Allah aşkına, depresyona gireceğim günü mü bekledin bunun için?" diye sordum bacaklarımı koltuğun kenarından sarkıtırken. Tekli koltukta yan oturup bacaklarımı da kenarından atmıştım. Annem hemen karşımda ki üçlü koltukta oturup fasulye kırıyordu. Gözüne taktığı gözlüklerin altından bana baktı.

" Kız ne depresyonu? Sen de var zaten birkaç gündür bir haller. Anlat bakalım neyin depresyonu bu? O konakta ne oldu da sen birden çıktın geldin böyle." annem elindeki işi bırakıp bütün dikkatini bana verdi. Ne diyecektim şimdi ben bu kadına? Nereden başlayacaktım ki? Ulaş ile ilişkim olduğunu söyleyemezdim.

RECA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin