Merhaba... Biz geldik güzellerim. Normalde sınır geçmeden gelmeyecekti ama bölüm çok kısaydı içim de rahat etmedi hemen yazıp atayım dedim. Hem biz 800 Bin olmuşuz:)) Çok teşekkür ederim okuyan yorum yapan oy verip yanımda olan herkese teşekkür ederim güzellerim iyi ki varsınız...
Bu bölüm sınır yok ama siz yine de oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu?
Bu arada YAŞASIN CUMHURİYET:) 100. YILIMIZ KUTLU OLSUN...
Herkesin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutlarım efendim...
Keyifli okumalar efenim...
Geçip giden Ulaşın arkasından öylece baktıktan sonra yerimden hareket ederek aşağı indim. Mutfağa girdiğimde çalışanları görüp konuşmadan sadece başım ile selam vererek içeri geçtim. Evet bugün Ulaş için bir şeyler yapacaktım. Onun en sevdiği tatlı sütlaçtı ve ben bugün bunun için kolları sıvayacaktım. Dolaptan malzemeleri çıkardım. Haftanın üç günü organik süt gelirdi ve çalışanlar yoğurdu hep kendileri yaparlardı. Kolay kolay buraya hazır, paketli ürün girmezdi. Seyhan hanım bu konuda özellikle dikkat ederdi. Uygun bir tencerede de alıp tezgahın bir köşesine koydum. Hatice abla bana ne yapacaksın der gibi bakıyordu.
" Ulaş seviyor diye ona sütlaç yapmak istiyorum." dedim sessizce çünkü başıma geleni biliyordum. Tak işte bu. Bana böyle acıyarak bakmalarını istemiyordum. Toparlanmaya çalışıyorum görmüyorlar mıydı? Biliyorum Hatice ablanın gerçekten kötü bir niyeti yoktu isteyerek yapmıyordu. Hatta beni bu kadar kırdığını fark etse, acıyan bakışlarını anında üstümden çekerdi biliyordum. Ama söylemeye de gerek yoktu ki. Anında önüme dönüp işimi yapmaya başladım. Elimden geldiğince kimsenin yüzüne bakmayacaktım.
O kadar meşgul olmuştum ki önümdeki işle, gelen giden kimseyi gözüm görmemiş, kulağım duymamıştı. En sonunda hazır olduğunda tencerenin altını kapatıp küçük beyaz kaselere koyarak dolaba koymuştum. Bazıları sıcak severdi bazıları soğuk. Ulaş ve ben soğuk seviyorduk. Daha doğrusu eskiden annem yaptığında bekleyemez tencerenin başına geçip sıcak sıcak yerdim ama Ulaştan sonra ben de soğuk yemeye alışmıştım.
" Aymira ne yapıyorsun kızım?" Seyhan hanımın sakin sesini duyduğumda ona döndüm ve gülümsedim. Elimdeki tepsiyi gösterdim.
" Sütlaç yaptım Seyhan hanım, Ulaş için." Seyhan hanım bana gözleri parlayarak baktı. Yanıma gelip bir elini koluma yasladıktan sonra konuşmaya başladı.
" Ellerine sağlık güzel kızım. Seni günler sonra böyle görmek beni gerçekten mutlu etti inan bana. Hüzün, keder şu güzel yüzüne hiç yakışmıyor. Rabbim yüzünü hep güldürsün." dediğinde içten bir şekilde gülümsedim. Evet her şey daha da iyiye gidecekti. Seyhan hanımın dedilerine kısık bir sesle amin dedikten sonra başımı hafifçe eğdim. Ve o neyi düşündüğümü anlayarak konuştu.
" Hay aksi bugün de herkes çok meşgul. Ulaş ile ilgilenecek kimse kalmamış. Aymira sen götürürsün değil mi bunları." dediğinde anında başımı kaldırıp salladım. Gözlerim şu an dışarıdan kim bilir nasıl parlıyordu.
" Seyhan hanım çok teşekkür ederim gerçekten teşekkür ederim." deyip içimden gelerek elimdeki tepsiyi bırakıp ona sarıldım. Bu sarılma günler sonra bana o kadar iyi gelmişti ki. Mutfaktaki herkes imrenircesine bize bakarken, Seyhan hanımın elleri benim sırtımı bulmuştu. Her gün biraz daha aramızdaki ilişki iyiye gidiyordu çok şükür. Beni destekliyordu ve bunu her şekilde belli ediyordu.
" Ah güzelim benim." diyerek karşılık verdi. Ondan ayrıldıktan sonra yüzümü sevip geri çekildi. "Bunlar soğuyana kadar benimle kahve içmek ister misin? Merve de gelir. Biliyorsun onunda konuştuğu kişi tanışmaya gelecekti ama bu olaylar olunca duruldu." Ah tabii ya, bunu bana Ulaş söylemişti ama tamamen aklımdan çıkmıştı. Olaylar üst üste gelince, Merve'yle de eskisi gibi sıkı olmayınca unutmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RECA
TienerfictieAsker ve mahalle kurgusudur. Ulaş yıllardır içinde taşıdığı aşkın ağırlığı altında eziliyordu. İçinde biriktirdiği aşk öyle büyüktü ki, sanki her nefes alışında daha da artıyordu. Sevdiği kadın karşısında, yanı başındaydı ama ona uzaktı. Aralarınd...