Ali'nin sorduğu soruyla bedenim buz kesmiş, kalbim bir hızla çarpmaya başlamıştı. Ne diyecektim? Gerçeği söyleyemezdim. Bir şey yapmam gerekiyordu.
Elim aniden telefona gitti ve açtım.
" Efendim Ulaş bey?" Son derece sakin bir ses tonuyla aniden bir role girmiştim.
" Yavrum ne beyi? Sen bizimkilerin yanında mısın? Açmasaydın anlardım güzelim. Zor durumda kalmana gerek yoktu." Dedi net bir sesle. Yalanıma devam ettim.
" Ali uyumuyor, yanımda Ulaş bey."içimden derin bir nefes verip telefonumu kulağımdan uzaklaştırdım.
" Ali abin seninle konuşmak istiyor. Dur hoparlöre alayım. " Diyip eğilerek onun yanına oturdum ve telefonu hoparlöre aldım. Ali bunu duyunca mutlu oldu ve bunu gizleme gereği duymadan kocaman gülümsedi.
" Gerçekten mi?" Dediğinde gülümseyerek başımı salladım. Özür dilerim Ali. Çok özür dilerim.
Kendimi o kadar kötü hissediyordum ki, onun gülümsemesi boğazıma yumruk gibi oturmuştu. Onu kandırmıştım. Allahım ben dostum dediğim adamı kandırmıştım. Burnum sızladı, ağlamak istedim. Bu benim için ağırdı. Ona bunu yapmayı istemiyordum. Ama başka şansım da yoktu.
Beni affet Ali.
Gerçek elbet bir gün ortaya çıktığında onun yüzüne asla bakamayacaktım. En çok ondan utanacaktım. Ne yapmıştım ben?
" Abi," dedi Ali çocuksu bir sevinçle. " Seni özledim abi. Nasılsın iyi misin? Biran önce sağ salim gel inşallah. Annemler de seni çok özledi." sanki yıllardır görmemişti, sesini duymamıştı. Öyle özlemişti Ulaşı.
Ali masum küçük bir çocuk gibiydi. Sevgisi çoktu, duygusaldı. Öfkesi anlıktı. Kırgınlıkları bile anlıktı. İlgiye ve sevgiye o kadar açtı ki, her sevgi kırıntısı için bir çok şeyini feda edebilirdi.
O hayatı boyunca sevgi kırıntısı toplayan bir çocuktu.
İki dakika, ya da üç dakika ancak konuşabilmişlerdi. Ulaşın kapatması gerekiyordu, ve hiç istemeyerek kapatmıştı telefonu. Kardeşiyle konuşmak ona da moral olmuştu. Keşke Ali'nin yüzünde ki şu mutluluğu görseydi. Gerçi sesinden anlamıştı.
O an sadece kendime kızmadım aslında Ulaşa da kızdım. Evet ilk önce beni araması beni bir yere kadar mutlu ederken şimdi mutsuz etmişti. Önce ailesini aramalıydı. Ali'yi, annesini aramalıydı ilk önce. Beni sonra da arayabilirdi. Ulaş hayırlısıyla geldikten sonra onunla bu konuyu konuşacaktım. Hatta hemen şimdi mesaj atacaktım.
O Ali'ye iyi geliyordu. Artık her müsait olduğunda onu aramasını isteyecektim. Biliyorum o da Ali'yi çok seviyor, zaten nasıl sevmez ki kardeşi sonuçta. Sadece aralarında bazı duvarlar vardı.
Ama ben duvarları yıkacaktım.
Ali'nin iyiliği ve mutluluğu için.
" Ne kadar aptalım Aymira. Şu şüphelendiğim şeye bak. Abim seni benim için aramış, ben de aptal gibi neler düşündüm. Çok özür dilerim Aymira. Beni affet lütfen."
Ali lütfen daha fazla konuşma n'olur. Vicdanıma daha da yük bırakma.
" Seni üzdüğüm için mi gözlerin doldu Aymira? Ağlayacak gibisin? Lütfen ağlama. " Anında yüzü düşmüş ince bir sesle konuşmuştu.
O söyleyene kadar gözlerimin dolduğunu bile fark etmemiştim. Bir damla yaş süzülerek yanağımından aşağı kayıp düştüğünde bu odada nefes alamadığımı hissettim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RECA
Teen FictionAsker ve mahalle kurgusudur. Ulaş yıllardır içinde taşıdığı aşkın ağırlığı altında eziliyordu. İçinde biriktirdiği aşk öyle büyüktü ki, sanki her nefes alışında daha da artıyordu. Sevdiği kadın karşısında, yanı başındaydı ama ona uzaktı. Aralarınd...